Huobi Bitcoin Son Fiyatı
BTC $63978
-4.14%
Huobi Ethereum Son Fiyatı
ETH $3137.65
-3.72%
Huobi Avalanche Son Fiyatı
AVAX $35.41
-9.85%
BNB Token Son Fiyatı
BNB $606.5
-0.25%
Binance Kayıt Ol

Muhabbit

Coinbase’e göre siyahiler kripto paralarla daha ilgili. Dün akşam yayınlanan araştırmaya göre Amerika’daki siyahi nüfus beyazlara göre kripto paralara daha çok ilgi duyuyor. Araştırmada, mevcut finansal sistemin kendilerini olumsuz etkilediğini düşünenlerin sayısı bir hayli fazla.

5000’e yakın kişiye yapılan anketlerin sonucunda mevcut sistemin kötü etkilerine inanan siyahilerin oranı %48. Bu sayı beyazlarda %25 civarında. Yani neredeyse iki kata varan bir görüş farklılığı mevcut.

Araştımaya göre %48’i oluşturan grubun %52 si 18-34 yaş aralığında. Aynı zamanda geçmişte yapılan anketlere de bakıldığında, örneğin 2014’te yapılan Zillow, siyahi Amerikalıların yalnızca %3’ü mortgage başvurusunda bulunmuş. Yanı buradan çıkarımla günümüz finansal hizmetlerinin verimli ve kullanışlı olduğunu düşünenlerin sayısı bir hayli az. Kripto para yatırım fonu Amentum CEO’su Steven McKie’ye göre kripto paralar normalde birbirine güvenmeyen ve birlikte çalışmak istemeyen insanları bir araya getirme potansiyeline sahip.

Bu sayede toplumda bir sosyal güven kavramı tekrardan oluşuyor olabilir.

Aynı zamanda kripto paraların üçüncü bir kişiye güvenmeyi gerektirmemesinin bu noktada cok önemli olduğunu savunan McKie, merkeze ihtiyaç duymayan sistem sayesinde bir işte yada bir toplulukta azınlık olup söz sahibi olamama durumu ortadan kalkıyor diyor. Mevcut sistemlerde belirli bir etnik, dini, yada başka bir ortak özelliğe sahip grup sistemi yönetir. Fakat kripto paralarla birlikte azınlıkların temsil gücünü tekrardan eline aldığını görebiliyoruz. Böylece arada olan dengesizlik ortadan kalkmış oluyor.

Teknolojinin Topluma Etkisi Pozitif Olacak

Raporda çıkan ikinci bir sonuç ise Siyahi Amerikalı’ların teknoloji ile ilgili görüşleri. Ankete katılan kişilerin %58’i, teknolojinin topluma pozitif etki edeceği görüşünde.

Beyazlarda bu rakam %38. Ayrıca ankete katılanların çoğunluğu teknolojinin, finansal sistemi gelecek 10 yıl içerisinde daha iyi bir hale getireceği görüşünde.

Araştırmanın değindiği bir başka konu ise, güncel rakamlarla dünyada 1,7 milyar kişinin finansal sistemin içerisinde olmaması. öne çıkan sebepler arasında yüksek komisyonlar, aşırı volatil olan yerel para birimleri, ve güvenilir olmayan hükümet politikaları gösteriliyor. Tabi aynı zamanda teknolojinin kırsal kesimlere yeterince erişimi olmaması.

Tüm Irkların Finansal Sisteme Erişim Şansı Eşit Değil

Bir diğer madde de ise finansal enstürmanlara eşit erişim. Siyahi Amerika’lıların yalnızca 3’te 1’i tüm ırkların finansal sisteme eşit erişim hakkı olduğunu düşünüyor. Bu oran Beyaz Amerika’lılarda %41 civarında.

Bu noktada fotoğraflı kimlik belgelerinin önemi çok büyük. Banka hesabı açmak yada finansal sisteme giriş yapmak için fotoğraflı bir kimlik belgesine ihtiyaç duyuluyor. Fakat araştırmaya göre Afrikalı Amerikan Vatandaşları’nın %25’i fotoğraflı kimlik belgesine sahip değil.

ConsenSys’ten Robert Greenfield’a göre dijital kimliklerin çok büyük önemi var ve gittikçe artmakta. Kripto paralar sayesinde dijital kimliklendirmenin çok daha rahat bir şekilde sağlanabileceğini aktaran Greenfield, “Kriptolardan ilk isteğim kimliklendirme işlemlerinin düzeltilmesi” diye ekliyor. Dijital kimliklendirme sayesinde erişim sağlayamayan insanların dijital hizmetlere daha kolay bir şekilde ulaşabileceğini belirten Robert, bunun aradaki “gap”i kolayca kapatabileceğini sözlerine ekledi. Bu sayede insanların paralarını dijital ortamda daha rahat ve daha güvenli bir şekilde saklayabilme imkanı doğacağını da belirten Greeenfield, aynı zamanda kontrolün de tamamen kişinin elinde olduğundan bahsetti.

Siyahiler Kripto Paraları Anlamaya Daha Hevesli

Diğer bir madde ise kripto paraları anlamak. Araştırmaya göre siyahilerin %70’i kripto paraları anlamaya ve öğrenmeye hevesli. Bu rakam beyazlarda ise %42 seviyelerinde bulunuyor.

Bu anket, üniversite eğitimi almış siyahilere uygulandığında ise oran %75’lere kadar çıkmakta. Bu noktadan hareketle, siyahilerin finansal erişim konusunda tüm amerikalıların eşit durumda olmadığını düşündüğünü kolayca anlayabiliriz. Bu sebeple belki de kripto paraları bir kurtuluş yada sisteme giriş için bir araç olarak kullanmak istiyor olabilirler. Kripto paraların ve blockchain sisteminin ileride bu beklentileri karşılayıp karşılayamayacağı henüz bir soru işareti. Fakat bu güne kadar gerçekleşen ilerlemeler göz önüne alındğında kripto paralar bu hedefleri gerçekleştirmeye çok da uzak görünmüyor. Raporun tamamına buradaki linkten ulaşabilirsiniz.

Ekonomik kriz ve Bitcoin ilişkisi sizce mevcut mudur ? Bu yazıda sizlere bu ilişkiden bahsetmek istiyorum. Bitcoin 2008 ekonomik krizinden sonra icat edildi. Ve birçok kişiye göre oluşan ekonomik kriz, Bitcoin icadı için büyük bir motivasyondu.

Bu dönemde bankalar ve diğer finansal kurumların hepsi dünya çapında bir çöküş yaşadı ve bir şeylerin devam edebilmesi adına devletler tarafından kurtarılmak zorunda kaldılar. Bu durum aslında sahip olduğumuz finansal kurumların, para politikalarının ne kadar kırılgan ve zayıf olduğunu göstermekte. Bir noktada bizler, bankaların onlara verdiğimiz parayla mantıklı kararlar almalarına güvenmek konusunda sistem tarafından zorlanmaktayız. Bir çok ekonomik krizde görüldüğü üzere bankalar bu kararlı yeterli derecede verememekteler.

Günümüz Bankacılık Sistemi

Aslında bu noktada sizlere bankaların işleyişi hakkında kısa bilgilendirmeler yapmak istiyorum. Örneklendirmek gerekirse, herhangi bir bankaya 1000 dolar para yatırdığınızda banka bu parayı kasasında saklamaz. Bu paranın 900 doları banka tarafından değerlendirlebilir. Çünkü banka yatırdığınız paradan para kazanmak zorundadır. Banka, parayı elinde boşta tuttuğu her saniye zarar yazar. Bu işleme devlet tarafından da izin verilmiştir. Bankalar bu parayla yatırım yapabilir veya başka bir kişiye kredi verebilir. Paranızı geri çekmek isteme olasılığınıza karşın ise paranın 100 dolarlık kısmını kasasında tutar. Diyelim ki siz bankaya para yatıran tek kişisiniz. Paranızı geri çekmek için gittiğinizde çekebileceğiniz para sadece 100 dolardır. Geri kalanı artık bankanın kasasında değildir.

Bu size şok edici gelebilir ama bankaların çalışma sistemi aslında bu. Tutulan bu para bankacılık sisteminde “zorunlu karşılık” olarak tanımlanır. Yüzde 10’luk oran her ülkede üç aşağı beş yukarı aynı seviyelerdedir. Zorunlu karşılık ile birlikte bankaların likide kalması sağlanır. 1 milyar dolar para yatırılan bir bankanın kasasında sadece 100 milyon dolar tutması sizce yeterli midir?

Bu rakam aslında çoğu zaman yeterlidir. Gördüğünüz gibi şuan bankaya gidip paranızın tamamını çekebilirsiniz. Fakat bu herkesin daha doğrusu yüzde 10’dan fazla kişinin bankaya aynı anda gitmemesi halinde geçerlidir. Bu durum sağlandığında da banka parasını çekmek isteyenlere paralarını verebilecek seviyede likide kalabilir. Fakat durum, kişilerin bankanın stabilitesini sorgulamaya başladığı bir anda hızlıca değişebilir. Dedikodular çok çabuk yayılır ve yüzden 10’dan fazla kişi parasını bankadan çekmeye çalışırsa banka bu kişilere paralarını geri ödeyemez. Çünkü aslında bu para bankanın kasasında değildir.

Aynı zamanda 2008 krizi başka bir noktaya daha parmak basmıştır. Bankalar yatırılan paranın yüzde 90’ıyla işlem yapmaya başlarlar. Bahsettiğimiz dönemde bankalar bu paraları yüksek risk barındıran yerlere yatırmışlardır. Eminim herkes “mortgage” kelimesini hatırlayacaktır. Bu yıllarda bankalar yüksek risk barındıran mortgage kredilerine bu paraları yatırmışlardı. Sonrasında krediler geri ödenemeyince bankalar kişilerin evlerine el koymak durumunda kaldı. Fakat bankaların elinde o kadar fazla ev oldu ki ev fiyatlarında inanılmaz bir düşüş yaşandı. Böylece bankalar verdikleri paraların çok altında eden evler ile baş başa kaldılar. Yani, kişilerin bankalara yatırdıkları para bankaların elinde kalmadı. Bu noktada bankalar büyük bir likidite krizine girdi ve neredeyse hepsi iflasını vermek zorunda kaldı.

Fiat Para Birimleri

Fiat para birimlerinin (devletler tarafından basılan para birimleri) doğasında bir sınırlama mevcut değildir. Devletler bu para birimlerinin arzıyla istedikleri gibi oyna lüksüne sahiptir. Örnek vermek gerekirse dolar geçmişte, hükümetin elindeki altın rezervi miktarınca basılabilirdi. Fakat bu denge 70’lerde değiştirilerek belirli bir orana indirildi. 2008′ krizinde ise dolar ile altın arasındaki bağ tamamiyle koparıldı. Çünkü devlet iflasını isteyen bankaları kurtarmak zorundaydı. Bunu yapmak için de paraya ihtiyacı vardı. Bu dönemde Abd Hükümeti tüm tarihi boyunca bastığı dolar miktarından daha fazla dolar basmıştır. Bu da aslında mevcut arzı en az iki kat arttırmak demek. Gerisini size bırakıyorum.

Bir diğer örnek ise Zimbabwe doları olabilir. Devletin para politikaları ve diğer sebepler yüzünden Zimbabwe doları yüksek seviyede bir hiperenflasyona maruz kalmıştı. Enflasyon oranı yüzde 80 milyar olarak açıklanmıştır. Ben hesaplayamadım eğer siz hesaplayabildiyseniz lütfen yoruma bırakın.

Enflasyon, hatalı devlet ve para politikaları sonucu; insanların yatırımlarını, kazandıkları paraları, bir anda hiç edebilen bir sistem içinde olmamız, Bitcoin’in icadı için büyük bir motivasyon kaynağı olmuş olabilir. Bu nedenle de Bitcoin “dijital altın” olarak dizayn edilmiş de olabilir. Hem altın özellikleri taşıyarak mevcut riskleri ortadan kaldırıyor hem de teknolojisi sayesinde transferi ve taşınması yüksek maliyet gerektiren altından daha iyi bir değer koruma aracı olarak ortaya çıkıyor denebilir.

Bu yazı hazırlandığı anda önemli bazı bilgiler ile başlamakta fayda var;
Tarih değiştiğinde bu bilgiler de değişiklik gösterebilir!

Toplam Arz Adedi : 177.619.433.541 HOT
Dolaşan Arz Adedi : 162.414.504.137 HOT
24 Saatlik Hacim : 12.150.805 USD
1.193 BTC
51.539 ETH

Piyasa Değeri : $125.579.406 USD
12.335 BTC
532.662 ETH

Bulunduğu marketlerden bazıları ve hacim bilgileri; (Kaynak: Cmc)

$HOT Holochain Hacim 13 Şubat 2020

Bazı bilgileri verdikten sonra $Hot nedir? Ve bu zamana kadar önemli neler yapmışlar onlara kısaca değinelim;

Holochain adından da anlaşılacağı üzere blockchaine rakip, alternatif bir ağ projesi olarak meydana çıkmıştır. Gerçek anlamda merkeziyetsizlik, dağınık yapı, işlemlerin çok hızlı yapılması ve depolama sorunu bulunmaması gibi vaatleri bulunmaktadır. Bir çok yatırımcıda proje ekibinin pazarlama faaliyetlerinin yetersiz olduğu düşüncesi hakim.

Holochain’in ağını oluşturmak için ürettiği Holoport’lar sahiplerine ulaşmaya başladı. Ağın oluşması için önemli olan bu haber sayesinde holochain yatırımcıları içinde fiyatta yükseliş beklentisi oluşmuş durumda.

Son olarak bu tarih itibari ile teknik olarak kendi fikirlerimi aktarmaya çalışacağım.

HOT Holochain ile ilgili paylaştıklarım yatırım tavsiyesi olmayıp, sadece şahsi yorumumdur!

$Hotbtc Günlük Grafik Yorumu;

Btc paritesinde günlük grafikte düşüş trendi kendini yatay trende bırakmış görünüyor. Bu yatay trendin destek noktası 7 satoshi, direnç noktası ise 13 satoshi olarak karşımıza çıkıyor. 7 satoshi altı kapanışların düşüş trendini devam ettireceği ve 13 satoshi üzeri değerin ise yükseliş trendi başlatabilecek önemli değerler olduğunu düşünüyorum. Dolayısı ile günlük grafikte 7-13 satoshi arası yatay bir fiyat hareketi görüyoruz. Düşüşün yavaşlaması ve bu şekilde yatay hareketlerin devamı, her ne kadar düşen trendin bittiği anlamına gelmese de olumlu görüyorum.

holochain grafik muhabbit 1024x517 - HOLOCHAIN (HOT) Grafik Yorumu, Fiyat Analizi

$Hotusdt Günlük Grafik Yorumu;

Usdt Paritesinde günlük grafiğe baktığımızda ise 0.00058 civarlarının destek noktası olarak 3 defa test ettiği görülüyor. Bu bölgede çift dip ihtimali dikkate alınır ise neckline seviyesi 0.0010 civarları olarak karşımıza çıkıyor. Aşağıdaki fotoğrafta görüleceği üzere mavi kesikli bir destek-direnç çizgimiz mevcut. Bu çizginin üzerinde kalabilmesi fiyatı olumlu etkileyeceğini düşünüyorum. Yani iki önemli direnç noktamız var biri mavi kesikli destek-direnç çizgimiz. İkincisi ise çift dip ihtimalinin neckline bölgesi.

holochain grafik muhabbit 2 1024x520 - HOLOCHAIN (HOT) Grafik Yorumu, Fiyat Analizi

$Hotusdt 4h Grafik Yorumu;

Usdt Paritesinde daha kısa vade grafiğe baktığımızda ise 0.00073 civarlarının birçok kez direnç olarak çalıştıktan sonra ilk destek teyidi yaptığı görülüyor. (Retest) Kısa vade için aşağıdada göreceğiniz gibi kırmızı trendline kırıldığında düşüş trendi yavaşlamış ve kendini yatay trende bırakmış. Daha sonrasında yatay trendi yukarı kırıp bir retest yaparak yeni bir yükseliş trendi başlatmış. Özet olarak kısa vadede olumlu bir görünüm sözkonusu. 0.00073 altı kapanış stop olarak düşünülebilir.

holochain usdt grafik 1024x522 - HOLOCHAIN (HOT) Grafik Yorumu, Fiyat Analizi

Yazar: Akın_C

Grayscale Investments’in kurucusu Barry Silbert, Çin odaklı Bitcoin madenciliği operasyonlarının Kuzey Amerika’ya doğru kaydığını açıkladı.

Çin uzun süredir bünyesinde bulundurduğu Bitmain ve Canaan Creative madencilik ekipman tedarikçileri sebebiyle tüm dünyanın Bitcoin madenciliği ekipman ihtiyacının yaklaşık %66’sını karşılıyordu.

Başlarda kripto para birimleri ve madencilik faaliyetleri ile karmaşık ilişkiler içerisinde olan Çin, Bitcoin’i ve Bitcoin madenciliğini yasal hâle getirdi. Sebebiyse gayet açıktı. İki büyük vergi şansını kaçırmamak. Bitmain ve Canaan Creative’in vergi potansiyelleri, Çin’in elde etmek istediği bir miktardaydı. Dolayısıyla başta “çevreye zararlı” olduğu gerekçesiyle yasaklanan Bitcoin madenciliği bir anda yasallaştırıldı. Tipik kapitalizm.

2020 başladığından beri özellikle Bitcoin madenciliğinin zorluğunun ve hash rate’in ne kadar yükseldiğinden bahsetmiştik. Çin’in Wuhan kentinde başlayan Corona virüsü salgınından sonra Bitcoin’in yükselişe geçtiğinden ve yarılanma tarihinin gerilediğinden de bahsetmiştik. En son geçtiğimiz günlerde Corona virüsü salgını yüzünden kripto para madenciliği cihazlarının bir kısmının zorunlu olarak kapatıldığını da sizlerle paylaşmıştık.

Peki Neden?

Yukarıda saydığımız sebeplerin her biri bugün Bitcoin madenciliğinin, dünyanın 1 numarası olan Çin’den Kuzey Amerika ve Kanada taraflarına kaymasına zemin oluşturdu.

  1. Corona Virüsü Salgını

    Corona virüsü salgını birçok Bitcoin madencisini tedirgin etti. Hem hâli hazırda yürüyen işlerinin hem de günlük hayatı etkileyen diğer iş gruplarının ilerleyen günlerde tıkırında gitmeyebileceği endişesi yaşıyorlar. Bu yüzden de işlerin tıkırında gideceğini düşündükleri bölgelere doğru bir geçiş gerçekleştiriyorlar.


    Bununla beraber hükümetin belirli bir alanda Bitcoin madenciliği makinelerini durdurduğu da biliniyor. Madencilik operasyonlarına bu bölgelerde devam edemeyen veya devam edemeyeceklerini öngörenlerin de başka bölgelere doğru geçiş gerçekleştirdiği düşünülebilir.
  2. Ucuz Elektirik Ücretleri

    Bilindiği üzere Bitcoin madenciliği oldukça fazla miktarda elektrik ihtiyacı doğurabiliyor. Bu yüzden de elektriğin kısmen daha ucuz olduğu bölgelerde madencilik operasyonlarının yürütülmesi daha az maliyetli olacaktır.

    Bitcoin madencilerinin, Kuzey Amerika’ya ve Kanada yakınlarına doğru bir yayılım göstermesinin sebebi de bu olabilir. Bilindiği üzere Kanada ve Teksas gibi bölgelerde elektrik fiyatları kısmen daha ucuzdur.

Yukarıda saydığımız nedenlerin her biri bu batıya doğru kayma hâlinin bir sebebi olabilir. Kripto para dünyasında sezgiler ve basit matematiğin önemi yadsınamaz. Bu yüzden de ilerleyen günlerde farklı bir senaryo ile karşılaşmamız gayet olasıdır.

Bu bölge değişiminin Bitcoin madenciliği için ne anlama geldiğini düşünürsek, Çin’deki makinelerin kapatılmasıyla gerilediği öngörülen tarih yine 2020 Mayıs ortalarına doğru ilerlemişti. Şimdi bu ilerlemenin gerilemeye dönüşeceği de düşünülebilir. Ayrıca odağın kaymasıyla beraber, rekabetin kızışacağı da aşikârdır.

Kripto borsaları denince belki de ilk akla gelen borsa olan Binance, tam bir göçebe. Birkaç yıl içerisinde hızla büyüyerek kripto para borsaları arasında belki de en büyük ivmelenmeyi gösterip en üst sıralara yerleşen Binance, merkezini sürekli değiştiriyor.

İlk olarak Binance Çin’de ofisi bulunan Çin merkezili bir borsa olarak hayata geçmişti. 2017 yılında bolca haberlerini de gördüğümüz Çin’in kripto para sektörü üzerindeki baskılarını arttıracağı söylentileri ile birlikte Binance Çin’den taşınma kararı almıştı. Daha sonra Binance nereye taşınacak dedikoduları içerisinde borsanın, Malta’ya taşınacağı bilgisi verilmişti. O dönemde Malta’yı vergilerin az olduğu, yatırıma aç, gelecek yatırımlara oldukça pozitif yaklaşan bir ada ülkesi olarak biliyordu. Hatta bir çok yatırımcı Binance’in Çin’den uzaklaşacağına sevinmişti. O dönemde Çin kripto para topluluğunun korkulu rüyası gibiydi. Sonucunda ise Binance açıklamasıyla birlikte Çin’den Malta’ya taşınmıştı. Öte yandan konuyla alakalı farklı iddialar mevcut. BeinCrypto’nun haberine göre Binance Malta’ya hiç taşınmadı.

@bugdavem isimli hesabın yayınladığı evraklara göre Binance, aslında hiç Malta’ya taşınmadı. Belgelere göre Binance’e bağlı iki şirket Malta’da bulunuyor. Fakat bu şirketler hiçbir gelir beyanında bulunmamış. Dolayısıyla hiç vergi de ödenmemiş. Binance’in işlem hacmi düşünülduğünde Malta’da işlem görüp hiç vergi ödememesi imkansız bir durum. Hesabın açıklamalarına göre bu iki şirketin ödediği vergilerin toplamı, bir bakkalın ödediği rakam kadar bile değil.

Peki Binance Nerede

2017 yılına ait bir belgeye göre, Binance Holdings isimli bir şirket, Cayman Adaları’nda kayıtlı. Aynı zamanda farklı telif evrakında da şirket, Cayman Adaları’na kayıtlı durumda. Bu noktadan bakıldığında Binance yada Changpeng Zhao tarafından, Cayman Adaları sözü hiç duyulmamıştı. Her konu hakkında bilgilendirme yapan CZ’nin bu konuda herhangi bir bilgi vermemesi ilginç bir durum olarak görülebilir.

2019 yılına gelindiğinde ise bir çok ülkenin Cayman Adaları’nı kara listeye alacağı duyurulduğunda Binance bu şirketleri Seyşeller’e taşıdı. Bunlar bir yana TheBlock tarafından Binance’in, yakın geçmişe kadar Çin’de bir ofisi olduğu ve burada çalışanları bulunduğu iddia edilmişti. O dönemde iddialara cevap veren CZ, ofis gibi kavramların geçmişte kaldığını, bunların eski konsepler olduğunu belirtmişti. Şu anda net olarak Binance’in hangi ülkeye kayıtlı olduğu bilinmezken, bu iddialar üzerine CZ tarafından konuyla alakalı bir açıklama gelecek mi hep birlikte göreceğiz.

750’den fazla HoloPort artık aktif. Biraz önce Holochain grubunun Twitter hesabın atılan tweetle beraber 750’den fazla HoloPort’un aktif olarak çalıştığı bildirildi. Aynı zamanda HoloPortOS’a da güncelleme getirildiği bildirilen duyuruda, güncellemeyle beraber HoloPort’ların daha kolay bir şekilde aktive edilebileceği açıklandı. Şu anda toplamda 57 ülkede aktive edilmiş HoloPort bulunduğu da duyuruldu. Ek olarak Holochain (HOT) ağında yapılan stres testinin de başarıyla tamamlandığı belirtildi.

HoloPort Nedir

HoloPort aslında bir çeşit sunucudur. Ağa bağlı olarak içerisinde uygulamaları bulundurur. HoloPort uygulamalara erişimin açık kalmasını sağlar. Yani bir sağlayıcı olarak işlev görür. Tabi bunun karşılığı, harcanan elektriktir. HoloPort sahibi ise karşılığında HoloFuel ile ödüllendirilir. Sadece fişe takarak aktifleştirilebilir. Yapılan açıklamalara göre HoloPort çok az seviyede elektrik tüketmekte. Ağın daha aktif kullanılmaya başlandığında ve içerisindeki uygulamaların adedi arttıkça HoloPort’ların önemi daha da artacaktır. 2020 yılı ile beraber ilk HoloPort’lar sahiplerine ulaşmıştı.

Şu sıralar HoloPort’ların ne kadar gelir getireceği hakkında bir bilgi yok. Fakat ilerleyen dönemde rakamlar yavaş yavaş ortaya çıkacaktır.

Iota (MIOTA) hacklendi. Iota’nın resmi Twitter hesabından yapılan açıklamaya göre Iota hacklenmiş durumda. Kullanıcılara yapılan açıklamada Coordecide kullanımının durdurulması ve ikinci bir bildiriye kadar resmi cüzdan uygulaması olan Trinity Wallet’ın açılmaması tavsiye edildi.

Konuyla alakalı siber güvenlik uzmanları ile beraber çalıştıklarını bildiren IOTA ekibi, koordineli bir saldığı gerçekleştiğini ve sonucunda bazı fonların çalındığını açıklamış durumda.

In.Motion isimli hesabın açıklamalarına göre şu ana kadar tespit edilebilen 6-7 kişi saldırı kurbanı olmuş durumda. Açıklamaya göre bu kişilerden bazıları KYC yapmış kişiler, yani kimlikleri biliniyor. Kurbanların hepsi masaüstü Trinity Wallet kullanıyor. Bilgisayarlardan sadece biri MacOS işletim sistemini kullanıyor. Diğerleri Windows işletim sistemine sahip. Aynı zamanda hesabın açıklamalarına göre mobil cüzdanlar saldırıdan etkilenmemiş durumda.

Oluşabilecek yeni kayıpları önlemek adına Tangle ağının durdurulduğunu açıklayan IOTA, borsalara konu ile ilgili bilgi verildiğini ve birlikte çalışıldığını yineledi.

Açıklamalar geldikçe durumu sizler için güncelleyeceğiz.

Saldırıda 6-7 hesabın kurban olduğu Iota tarafından açıklanmış olsa da, Twitter’da “00xou” isimli hesabın açıklamalarına göre hacklenen bu cüzdanlar yüklü miktarda Iota’ya (MIOTA) sahipti. Açıklamaya göre hesaplardaki Iota Token’lerinin değeri yaklaşık 1,6 milyon dolar. Henüz hesaplardaki Iota miktarıyla alakalı resmi bir açıklama gelmiş değil.

Wells Fargo’dan yeni blockchain yatırımı geliyor. Hali hazırda Wells Fargo’nun bir kripto para projesi bulunmakta. Fakat bu seferki proje biraz farklı.

Wells Fargo, bankacılık sektöründeki yerini, dünyanın en büyük dördüncü bankası olarak korumakta. Fargo, Londra merkezli kripto para birimi uyumluluk kuruluşu Elliptic’e yatırım yaparak blockchaine kendi adına ikinci adımı atmış bulunuyor. Bankanın girişim birimi tarafından yapıldığı açıklanan yatırımda, Elliptic’in yeni projesi olan bankaların aynı anda birden fazla kripto para borsasına erişim sağlanabilmesi amaçlanıyor. Fargo, projenin hızlandırılması adına projeye katıldığını duyurdu.

Elliptic Discovery (Elliptic Keşif) olarak isimlendirilen projenin, bir diğer amacı ise borsaların yasal standartlara uyup, ona göre hareket edip etmediklerini belirlemek. Borsalara erişim sağlamak isteyen bankalar, borsalar sebebiyle düzenleyeci kurumlarla problem yaşamak istemiyor. Bu sebeple bankalar adına çok önemli bir proje olduğu söylenebilir. Discovery Çözümü, 2013 yılından beri toplanan veriler ile borsaların uyumluluk politikaları, yasal durumu ve yetkileri hakkında yeterince bilgiye sahip.

Yatırım fonunu oluştururken SBI GROUP’tan da destek aldık.

SBI GROUP, uzun zamandır para transferleri için RippleNet ile birlikte çalışmakta. Geçtiğimiz dönemde Elliptic, AlbionVC, SignalFire, Octopus Ventures ve Santander gibi fonlardan da yatırım toplamıştı.

Wells Fargo, kendi dijital para birimine sahip olacak.

Toplamda 40 Milyon Dolar Yatırım

Aldığı bu yatırımla beraber Elliptic toplamda, bilinen 40 milyon doların üzerinde yatırım almış durumda. 2020 yılı ile birlikte Japonya ve Singapur’da yeni ofisler açan girişim, Facebook’un Libra’sı ve Line’ın Link’i gibi projelerde kullanılmak üzere yeni kitler oluşturmaya başladığını da duyurmuş durumda. Daha önceki yazılarımızda bankaların yeni fintech girişimlerine büyük miktarlarda yatırım yapıp fon sağladığından bahsetmiştik. Bu yatırımların ışığında bankaların çok belli etmeseler de gelişen sektörden uzak kalmak istemedikleri açık gibi görünüyor. Bankalar tarafından geliştirilen kripto para birimlerinin işleyişi nasıl olacak büyük bir soru işareti ancak yine de böyle girişimlerin arttığını görüyor olmak sektör adına umut verici. Yaratılan bu merkezli kripto para birimleri, merkezi olmayak kripta para birimlerine rakip olmayı başarabilecek mi her birlikte göreceğiz.

BitMEX’te XRP $0.13’e kadar düştü. Yaklaşık 1 saat önce gerçekleşen aşağı yönlü sert harekette XRP fiyatı BitMEX’te adeta dibi boylamış durumda. Bir çok long pozisyon bu düşüşle tasfiye edilmiş oldu. Konuyla alakalı sosyal medyada isyan başlamış durumda.

https://twitter.com/Koning_Marc/status/1227956733571584000

BitMEX’te yaşanan bu düşüşün sebebi tam olarak bilinmezken, alış emirlerindeki likidite azlığı buna sebep olmuş olabilir. Çünkü diğer borsalarda böyle bir düşüş gerçekleşmedi. Son günlerde sosyal medyada büyük kurumlar ve fenomenler de dahil olmak üzere XRP için yükseliş mesajlarının sayısı oldukça fazlaydı. Ardından gelen bu büyük düşüş, büyük soru işaretleri barındırıyor. Fiyatın 13 cent sevilerinne düşmesi ve yükselmesi çok hızlı gerçekleşti. Şu sıralarda BitMEX üzerine XRP tekrardan $0.33 seviyelerine tırmanmış durumda. Aynı mumda Binance vadelilerinde XRP fiyatı sadece $0.31 seviyelerine kadar düştü. Olayla alakalı BitMEX CEO’su Arthur Hayes yada BitMEX’ten herhangi bir açıklama gelmiş değil. Bilindiği üzere geçtiğimiz günlerde XRP/USD kontratları BitMEX’te başlatılmıştı. Yakın zamanda BitMEX tarafından konuyla alakalı bir açıklama gelebilir.

Ripple ve Coinbase Amerika’da zirvede. Yapılan fintech araştırmasında, değerleme açısından Ripple ikinci, Coinbase ise üçüncü sıraya yerleşmiş durumda. Raporda 2018 yılının Abd’deki tüm neredeyse tüm endüstriler için iyi bir yıl olmadığı belirtiliyor. Ancak bazı fintech şirketleri 2019 ile beraber patlama yaşamış durumda.

2019 yılında Abd’deki fintech şirketleri 18 milyar dolar seviyelerinde sermaye fonu oluşturmuşken bu rakam, 2018 yılında 13 milyar dolar seviyelerinde idi. 2018’de en değerli fintech şirketi belirlenirken 6 milyar dolar ortalama olarak alınırken, 2019 yılında bu rakam 9 milyar dolar seviyelerine çıkmış durumda. Bu şirketler arasında Ripple, muazzam bir performans gösterdi. Yatırım turunda 200 milyon dolar topladıktan sonra şirket değerini, 10 milyar dolar seviyelerine yükseltmeyi başarmış durumda. Bir diğer süpriz yükseliş ise 1,3 milyar dolar seviyelerinden 5,8 milyar dolar seviyelerine çıkan San Francisco merkezli girişim Chime.

Şu sıralar 22,5 milyar dolar seviyelerinde bulunan bir online ödeme şirketi Stripe, en değerli fintech şirketi olarak konumlanıyor. Geçtiğimiz eylül ayında şirketi bir kolu olan Stripe Capital ile birlikte şirket, CNBC tarafından dünyanın en değerli fintech şirketi olarak açıklanmıştı. Stripe aynı zamanda Amazon, Facebook ve bazı diğer web sitelerinden müşterilerin, kolayca ödeme yapmalarına olanak tanıyor.

Ripple Öncülük Ediyor

Son açıklanan rakamlara göre Ripple en değerli ikinci fintech şirketi konumunda. Şirket para transferlerinde, projesi On-Demand Liquidity ile sektörde liderliği yakalamak adına üyük bir caba sarf ediyor. Geçtiğimiz dönemde Ripple, MoneyGram ile bir ortaklık başlatmıştı. Bu ortaklık da meyvelerini vermeye başlamış durumda. MoneyGram’dan yapılan açıklamaya göre şirketin Meksika ve Abd arasında yapılan para transferlerinin yüzde 10’u aktif olarak Ripple ile yapılmakta. Aynı zamanda Filipinler ve Avusturalya ile yapılan transferlerin bir kısmı için de Ripple tercih ediliyor. Bu transferler sayesinde ağdaki likiditede de büyük bir artış yaşanmış durumda.

Abd merkezli bir kripto para borsası olan Coinbase ise 2019 yılının en değerli üçüncü fintech şirketi olmayı başardı. Coinbase’in bilinen değerli 8.1 milyar dolar seviyelerinde bulunmakta. İlk 10 içerisinde bulunan şirketlerin yaklaşık yüzde 33’ü kripto paralarla ilgili firmalardan oluşmakta. Dördüncü sırada bulunan Robinhood ise bir ödeme girişimi. Kendin cüzdanında fiat ve kripto varlıkların aynı anda bulunmasına ve harcanmasına izin vermekte. Robinhood’un değeri ise 7.6 milyar dolar seviyelerinde seyretmekte. Aslında bakıldığında Stripe’ın ardından gelen üç şirket kripto paralarla ilişki içerisinde. Bu durum sektör adına bir çok ipucu barındırıyor.

ABD Hazine’den sorumlu devlet bakanı Steven Mnuchin, 12.02.2020 tarihinde kongre konuşmasında, ABD Mali Suçları Önleme Ağı’nın (Financial Crimes Enforcement Network/ FinCEN), kripto para birimleriyle ilgili yeni düzenlemeleri yayınlamaya hazır olduğunu söyledi.

2019 Aralık ayında FinCEN başkanı Kenneth A. Blanco, kripto para dünyasının git gide kuruluşun düzenlemelerine ayak uydurduğunu söylemişti. Geçtiğimiz hafta ise FinCEN başkan yardımcısı New York’taki Menkul Kıymetler Sektörü ve Finansal Piyasalar Birliği’nin (Securities Industry and Financial Markets Association/SIFMA) 20. Kara Para Aklama ve Mali Suçlar Konferansında (Anti-Money Laundering (AML) and Financial Crimes Conference) kripto para borsalarında AML denetimlerinde esnekliğe yer olmadığını belirtmişti.

Munchin, Senato Mali Komitesi’nden önce birkaç detaydan bahsetti. Kripto para birimlerindeki düzenlemeler konusunda, hem kurumlar arası düzeyde hem de düzenleyicilerle olan ilişkilerde çok fazla zaman harcadıklarının altını çizdi.

“FinCEN ile bazı önemli yeni gereklilikleri kamuoyuna sunmak üzereyiz.” diyen Munchin detaylar hakkında ser verip sır vermedi. Ayrıca Munchin;

“Teknolojinin ilerlemesinden emin olmak istiyoruz evet, ancak diğer taraftan, kripto para birimlerinin eski İsviçre banka hesap numaralarında kullanılmadığından da emin olmak istiyoruz.”

Konuşmanın ilerleyen dakikalarında Mnuchin, Emniyet güçlerinin, kara para aklamada kullanılıp kullanılmadığını anlamak için paranın hareketlerini görebilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Ayrıca konuşmasında, hükümet elinden çıkma stablecoinlerden de konuştu. Konuyla ilgili gayet olumlu bir hava veren Mnuchin, özellikle küçük çaplı ödemelerin, sınır ötesi ödeme işlemlerini azaltabilmek adına teknolojilerin kullanılabileceğini savundu.

2019’un Temmuz ayında Beyaz Saray brifinginde kripto para birimleri ve düzenlemeler konuşulmuştu. O zaman Mnuchin,

Bitcoin gibi kripto para birimleri; siber suçlar, vergi kaçakçılığı, gasp, fidye yazılım, yasadışı uyuşturucu satışı, insan kaçakçılığı gibi milyonlarca doların döndüğü yasadışı kara ekonomi faaliyetleri için kullanılarak sömürüldü… Açık konuşmak gerekirse FinCEN; Bitcoin, Libra veya herhangi bir kripto para biriminde işlem yapan herhangi bir varlığı en yüksek kalite standartlarında tutacaktır.

Ethereum Classic Labs (ETC Labs), Fantom’a DeFi entegre etmek adına Fantom Vakfı ile ortaklık kurduğunu açıkladı.

Fantom, konsensüs modüllerinde blockchain ağlarını dağıtmak ve özelleştirmek için tamamen açık kaynaklı bir teknoloji yığınıdır. Platform, Opera Mainnet’i sunan ve Xar Ağı’nın geliştirilmesinde önemli bir rol oynayan Fantom Vakfı tarafından denetleniyor.

Ethereum Classic Labs, Ethereum Classic’in gelişimini hızlandırmaya ve blockchain startuplarını desteklemeyi kendine amaç edinmiş geliştiricilerle dolu bir oluşumdur.

Ethereum Classic Labs ile Fantom Vakfı’nın güçlerini birleştirerek Fandom’a DeFi entegrasyonunu hedefledikleri açıklandı. Açıklamayı Fantom Vakfı’nın CMO’su Michael Chen yaptı. Chen;

“DeFi için ETC Labs ile işbirliği yapacağız. Xar ekosistemine, yığınımızın (stack) stablecoin, borç verme, staking, varlık ihracı ve teminatı gibi tüm yönlerini sunacağız.”

Fantom’un, DeFi framework’ü Xar Ağı’nı kullanacağı aşikârdır. Xar Ağı, Fantom’un Lachesis ve TxFlow gibi Byzantine Fault Tolerant (BFT) konsensüs teknolojilerini, geliştirilmiş DeFi seçeneklerini destekleyen bir blockchain ortamı yaratmak için kullanıyor.

Ethereum Classic’in varlığı Fandom platformunda sadece teminat olarak görülecektir. Fantom, Xar Ağı’nı Ethereum’un MakerDAO platformunun gelişletilebilir bir muadili olarak kullanacak.

Bu işbirliği sayesinde Fantom platformunda, MakerDAO’nun Ethereum’daki Dai’si gibi stablocoin geliştirmek için Ethereum Classic tokenini kullanabilecek. Bununla birlikte, Xar Ağı’nın tasarımı ETC dışında, Collateralized Stable Currency Tokens (CSCTs) içeren stablecoinlerin agnostik olarak ihracına izin verecek.

İhraç eden taraflar, teminat (ETC) üzerinde tüm kontrolü ellerinde bulundurma hakkına sahiptirler. Hatta Xar Ağı’nda stablecoin stake ederek ödül bile kazanabileceklerdir.

Fantom’un Ethereum Labs ile ilişkisi, Xar Ağı’ndaki ve Fantom ekosistemindeki ETC tokenlerinin kapsamını ve hizmetini daha geniş bir skalaya yayacaktır. Fantom tarafından geliştirilen ekipmanlar, geliştiricilere blockchainin ağlarını, Cosmos gibi birlikte çalışabilirliklerini özelleştirme ve dağıtma şansı verecektir. Ayrıca bu işbirliği, ETC’nin tokenlerinin likiditesini ve DeFi ürünlerinde kullanılabilirliğini daha geniş bir ağ yelpazesinde geliştirmesine yardımcı olacaktır.

Hollanda’da Çarşamba günü (12.02.2020) 2 şüpheli bombalı mektup patlatıldığı ve kimliği bilinmeyen şahsın veya şahısların, saldırıların “tekrarlanmaması adına” bir miktar Bitcoin (BTC) talep ettiği öğrenildi.

2020’nin başından beri Hollanda’da bazı şirketlere “CIB” adıyla yollanan bombalı mektuplar korku salıyordu. Amsterdam’da bir otel ile bir akaryakıt istasyonuna, Utrecht’te bir emlak firmasına ve Rotterdam’da bir akaryakıt istasyonu ile bir otomobil markasının galerisine bombalı mektup saldırısı yaşanmıştı.

Uzun süredir sessiz kalan suçlu veya suçlular, 12 Şubat 2020 Çarşamba günü sabahında, Amsterdam’daki ABN Amro Bankası posta sıralama ofisine saldırdı. Bombalı mektupla yapılan saldırıda, çalışanın tıslama sesi duyup mektubu elinden atmasıyla bomba patladı.

12 Şubat’ın ikinci saldırısı ise, Kerkrade adlı bir sınır kasabasında gerçekleşti. Paket yerel bir işletme olan Japon elektrik firması Ricoh’a gönderilmişti.

Maasricht’te şüpheli bir paketle karşılaşıldı ancak araştırmalar sonucunda donanım parçası olan fare olduğu ortaya çıktı. 12 Şubat’ta yaşanan patlamalarda şans eseri kimse fiziksel olarak zarar görmedi. Ancak özellikle posta firmalarını ve kurumsal iş yerlerini büyük bir korku sardı.

Önceki saldırıların aksine bu sefer bombalı mektup saldırılarında, saldırıların tekrarlanmaması adına Bitcoin istendiği notlar bulundu. Bilinmeyen şahsın veya şahısların ne kadar Bitcoin talep ettiği bilinmiyor.

Hollanda’nın ilk kripto para talep eden suçlusu bu değil. 2015 yılında, ülke çapındaki Jumbo süpermarket zincirinin mağazalarına patlayıcı yerleştireceğini söyleyen Jumbo da zamanında Bitcoin talep etmişti. Ve hatta Groningen’de bir süpermarketi patlatmıştı. Ancak küçük bir dalgınlığı ve polisin gayretiyle yakalanmıştı.

Polis soruşturması devam ediyor ancak önceki olaylar ile 12 Şubat’ta gerçekleşen olayların resmî olarak birbirine bağlandığı söylenemez. Amsterdam sözcüsü Lex van Liebergen Hollandalı haber sitesi De Telegraaf’a verdiği demeçte;

“Aynı taleple geldikleri için bütün bu olayların birbirine bağlı olduğunu düşünmek mantıklı… Ancak hâlâ bombalı mektupları kimin yolladığını bilmiyoruz. Araştırmalarımız devam ediyor.”

San Jose Eyalet Üniversitesi‘nden araştırmacılar, 2017 Aralık’tan 2018 Aralık’a kadar tüm bir yılın verilerine bakarak Ethereum’un diğer varlıklar ile arasındaki ilişkiyi inceleyen bir makale yayınladı.

San Jose Eyalet Üniversitesi Bankacılık ve Finans Bölümü’nden Artem Meshcheryakov ve Stoyu Inanov, uzun bir süredir kripto paraları ve dünya ekonomisine katkılarını inceliyorlardı.

Geçtiğimiz günlerde yayınladıkları makalede, Ethereum’un ikisi de blockchain teknolojisine dayandığı için Bitcoin ile çok karşılaştırıldığı ve ona benzer büyüme eğrileri yaşadığından bahsediliyordu.

Ancak Bitcoin ve Ether’in amaç olarak farklılıkları olduğunun da altı çiziliyor. Bitcoin’in kripto para borsasında dolara benzer bir duruş sergilediği belirtildi. Bitcoin’den 6 yıl sonra gelen Ether’in ise daha yenilikçi ve daha güvenli protokoller izlediği görülmekteydi. Bu yüzden farklı amaçlara hizmet ettikleri makalede altı çizilen bir noktaydı.

Koruma Amaçlı Ethereum

Ethereum’un diğer varlıklarla olan ilişkilerine bakıldığında ABD dolarına ve altına karşı güçlü bir direnç görevi gördüğü kaydedildi. Bununla birlikte Ethereum’un, S&P 500 adı verilen Standart & Poor’s 500 endeksine karşı bir koruma görevi olduğunu da belirlendi.

Ethereum’un altın ile ilişkisine bakıldığında, gün içi değişen değerlerinde altın piyasalarına karşı bir güvenli liman görevi gördüğü kanısına varıldı.

Döviz piyasalarında ise Ethereum’un, ABD dolarına karşı direnç görevinin yanı sıra gün içi değişiklikler baz alındığında çeşitlendirici olarak hareket ettiği belgelendi.

Daha önce Bitcoin’in diğer varlıklarla ilişkileri araştırılmıştı ancak Ethereum için bu bir ilk. Bu da makalenin özgün değerini arttıran bir durumdur. Ancak verilerin seçildiği sürenin yetersiz olması, kesin bir kanıya varmayı engellemektedir. Özellikle de veri alımı için seilen sürenin önemli bir yükseliş sonrası gelen kâr dönemine denk gelmesi sonuçların sorgulanmasına sebep olmuştur.

Sorgulanmayan ve daha kesin sonuçların alınması için en az dört senelik bir veri alınmalı ve buna göre hareket edilmeliydi. Yine de Ethereum’un diğer varlıklar ile ilişkisinin incelenmesi güzel bir araştırma konusudur, güzel bir gelişmedir.

İlerleyen günlerde Ethereum üzerinde yapılan bu araştırmanın, hem zaman aralığı hem de döviz piyasaları açısından genişletilmesinin daha sağlam sonuçlar getireceği düşünülmektedir.

Merkezsiz mahkeme Aragon, uzun yıllar süren geliştirmeler sonrasında başlatılmış durumda. Mahkeme, dijital yargılama ve merkezsiz online mahkeme kavramını ortaya atıyor. 10 Şubat’ta yapılan duyuruda projeye yaratan grubun, geçmişte merkezsiz yönetişim (DAO) projeleri oluşturduğu ve DAO Araçları yarattığı belirtildi.

DAO Nedir

Merkezsiz Yönetişim olarak çevirilebilen DAO, kısaca şöyle özetlenebilir. Herhangi bir kişi katılımı olmadan çalışan, tanımlanan herhangi bir işin kontrol altına tutulmasını ve yerine getirilmesini sağlayan yapılar DAO olarak ifade edilebilir. Bu sistem önceden kodlanmış kurallar üzerinden çalışır. Stablecoin Dai (DAI) başka bir DAO projesi olarak örnek gösterilebilir.

Aragon Mahkemesi Nasıl Oluştu

Duyuruya göre grup, 2017 yılında DAO’ların hayatın faklı alanlarında da bulunması ve gelişmesi gerektiğini fark etti. Hemen ardından çalışmalara başlandı.

DAO’lar kendilerine özgü sözleşmelere ihtiyaç duyar. DAO kullanıcılarının ve sistemin kendisinin bir yasama sistemine ihtiyacı da var. Fakat bu tamamen kendine özgü olmalı. Bu sebeple Arargon’u başlattık.

Aragon Mahkemesi’yle grup; anlaşmazlıkları karara bağlamak söz konusu olduğunda, ulusal yargı veya tek bir ülkenin kuralları gibi yetersiz görünen hukuk yollarına alternatif olup, bunları ortadan kaldırmayı hedefliyor. Aragon Mahkemesi, anlaşmazlıkları sonuca bağlamak için “Schelling Game” isimli bir oyun teorisi kullanıyor.

Oyun Teorisi Nedir

Oyun teorisi basitçe; sosyal problemleri açıklamaya ve çözmeye yardımcı olabilecek, karar verme pozisyonlarında sizi sonuca götürebilecek bir matematiksel yaklaşım olarak tanımlanabilir.

Herkes Jüri Üyesi Olabilir

Aragon Mahkemesi Anj Tokeni ile çalışmakta. Ve en az 10.000 Anj token sahibi olan herhangi bir kimse mahkemede juri üyesi olabilme hakkına sahip. Ortada bir anlaşmazlık olduğunda sistem, juri üyelerini çağırıyor. Kişinin jüri üyeliğine çağırılma şansı, tutalan token sayısıyla orantılı olarak değişmekte. Aragon Vakfı Yöneticisi Luis Cuende, jüri seçimini şu şekilde anlatıyor.

Jüriler akıllı sözleşmeler tarafından otomatik olarak seçilir. Jüri kararını verir. Ardından sözleşme kazanan tarafı ödüllendirir ve kaybeden tarafı cezlandırır. Sisteme müdahale edebilecek merkezi hiçbir kişi yada kurum bulunmamaktadır.

Bu noktada blockchain sisteminin hayatın farklı noktalarında, farklı amaçlara hizmet edebilecek kadar geniş kapsamlı ve zengin bir teknoloji olduğundan bahsedilebilir. Böyle farklı girişimler ortaya çıktıkça, blockchaini hayatımızın her alanında görmeye başlayacağız gibi görünüyor.

Mısır Ulusal Bankası (NBE), RippleNet’e katıldı. Bu ortaklık ile birlikte bir başka finans kurumu daha blockchain tabanlı ödeme şirketi Ripple ile ortaklık kurmuş oldu. Açıklamaya göre Mısır Merkez Bankası, transferler için yeni ödeme kanalları oluşturulması adına Ripple ile anlaşma imzalamış durumda. Blockchain sektörüne Mısır’dan ilk katılımı yapan banka, ülkedeki diğer bankalar için de örnek teşkil edebilir.

Para Transferleri

Dünya çapında incelendiğinde ödemeler toplamda, 600 milyar dolara bir hacime sahip. Dünya Bankası’ndan gelen verilere göre, küresel para transferi büyük çapta, göçmenlerin ailelerine ve arkadaşlarına gönderdikleri paralar sayesinde büyüyor ve büyümeye devam edecek. 2020 yılında bu rakamın 597 milyar dolar seviyelerine ulaşması bekleniyor. Yapılan analizlere göre Çin, Meksika ve Filipinler’den sonra Mısır, dünyanın en çok uluslararası para transferi alan ülkesi konumunda. 2020 yılında ise bu transferlerin 26.4 milyar dolar seviyelerine çıkacağı tahmin ediliyor. Merkez Bankası; 300’den fazla kuruluş ve bankayı içeren RippleNet’e katılarak, yeni pazarlara erişmeyi ve körfez bölgesiyle para transferi ilişkilerini büyütmeyi hedefliyor. Merkez Bankası Başkanı Dalia El-Baz, RippleNet’in katlanarak büyüdüğünü, böylece likiditenin iyice atacağını belirtti.

Daha hızlı ve daha verimli sınır ötesi ödeme mekanizmalarına sahip olacağız.

Bu sayede Merkez Bankası kullanıcı tabanının da genişleyeceğini sözlerine ekleyen El-Baz, aynı zamanda kullanıcılarına yüksek güvenlikli blockchain ağını tam anlamıyla kullanabilmeyi vaat edebileceklerini umuyor.

Bir çok banka ve finansal kuruluş, RippleNet’i ödemeleri için kullanmakta. 2020’nin ilk günlerinde Tayland’ın köklü bankası Siam Commercial Bank, Ripple ile düşük maliyetli sınır ötesi ödemeler sağlayacak ve RippleNet ile desteklenecek bir mobil uygulama oluşturma amacıyla anlaştığını duyurmuştu. Ülkemizde de Akbank, Ripple ile ödeme hizmeti sunmakta. Akbank üzerinden Ripple ile İngiltere bankası Santander’e para gönderilebilmekte.

IMF’ten kripto para düzenlemelerine öneri geldi. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan raporda düzenlemelerden sorumlu kurumlara bir an önce adapte olma zorunluluğunun baş göstermeye başladığı bildirildi. Kripto paraların gösterdiği büyük yükseliş ve gelişim ışığında regülatörlerin üzerine düşeni yerine getirmesinin faydalı olacağı belirtildi. Raporda IMF’in, regülatörlere öneri olarak bazı düzenlemeler geliştirdiği ve kurumların bilgisine sunulduğu belirtildi. IMF’in gözünde efektif düzenlemelerin getirilmesi uzun dönemde ekonomik stabilite sağlanması açısından büyük önem barındırıyor. Değiştirilmesi gereken yada eklenmesi gereken maddeler varsa bunları bir an önce yapılmalı diyor IMF.

Kripto paraların yaşadığı hızlı gelişimi gösteren bir grafiği yayınlayan IMF, gelecek teknolojilerin geç kalınmadan yakalanması adına regülatörlerin hızlı davranması gerektiği görüşünde. Bu noktada hedefi Abd olan IMF, topu FED ve SEC’e atıyor. IMF’in yayınladığı raporda, kripto paralarla ilgili detaylı bir inceleme mevcut. Kripto paraların tanıtımı, barındırdığı riskler, olası düzenlemeler raporda bulunuyor.

Riskler

IMF’e göre kripto yatırımcıları ve kullanıcılar yüksek risk barındıran işlemler yapılıyor. Doğası gereği yüksek voltaliteyle birlikte gelen kripto paralar, aynı zamanda anonimliği ve barındırdığı yeni teknolojik çözümler sebebiyle bilinen ve henüz bilinmeyen bir çok risk barındırıyor. Aynı zamanda henüz düzenlemeler mevcut olmadığı için herkesin belirli vaatlerle ortaya çıkıp sermaye toplayarak bir proje yaratabiliyor olmasının yatırımcılar için büyük bir risk barındırdığını belirtti. Aynı zamanda kripto paralar için sunulan cüzdan hizmetlerinin de ne derece güvenli olup olmadığının belli olmadığını savunan IMF, kullanıcıları dikkatli olma konusunda uyarmakta. DeFi hizmetleriyle beraber ortaya çıkan kredi ve faiz hizmetleri için de aynı uyarıları yapıyor. Hackler sebebiyle çalınan kripto paraların miktarıyla ilgili bir grafik de yayınlayan IMF düzenlemelerin çıkmasının beklenmesini öneriyor.

Düzenlemeler

Merkez Bankaları’nın ICO (Initial Coin Offerings) dönemiyle beraber, kara para aklama konusunda kendi yetki alanları içinde müdahale etmeye çalıştığını belirten IMF, bunun yeterli olmadığını bildirdi. Financial Task Force (FATF) ile dijital varlıklar ve dijital varlık sağlayıcıları için belirli standartların 2018 yılında getirilmeye çalışıldığından da bahseden IMF; kesin, net ve kapsayıcı düzenlemelerin bir an önce getirilmesi taraftarı.

Regülatörler bir an önce gelişmeleri takip etmeli ve dikkatli bir şekilde oluşabilecek riskleri analiz edip, öncelikleri belirleyip harekete geçmeli.

Regülatörlerin, IMF’in açıklamalarına ve önerilerine nasıl tepki vereceği merak konusu. Detaylı rapora buradaki linkten ulaşabilirsiniz.

Trade data analizleri traderların %40’ının 1. ay sonunda vazgeçip piyasayı terk ettiğini ve sadece %7’ lik bir kısmın 5. yılın sonunda hala aktif olarak trade ettiğini göstermektedir.

Peki trade yapmak neden bu kadar zor ve traderlar ayakta kalabilmek (kaybetmemek) için neden bu kadar mücadele etmek zorundalar? Bu sorunun cevabını buyurun birlikte arayalım…

Piyasaya yeni girenlerin neden çok erken vazgeçtiklerinin ve/veya koydukları hedeflere ulaşamadıklarının sebeplerini aşağıdaki 9 madde ile açıklamaya çalışalım.

Bu maddeler yeni girecek olanlar için piyasa hakkında fikir sahibi olmalarına ve kaybetmeden nasıl başarılı olabileceklerine dair ışık tutacaktır.

1- BEKLENTİLER

Piyasaya yeni girenlerin ilk sorusu “1XXX dolarım ne zaman 100XXXXX dolar olur?” sorusu olmakla beraber yapılan ilk yanlış burada başlıyor maalesef. Evet, 1000 dolarınızın 1 milyon dolar olmaması için hiçbir sebep yok ve fakat bunu yapana kadar muhtemelen belirli aralıklarla birkaç sefer paranızı sıfırlayacaksınız. Nitekim kendinize sormanız gereken ilk soru “Bütün paramı nasıl kaybetmem?” olmalıdır.

Evet kulağa hiç hoş gelmiyor ve hatta bazıları için umutsuzluk sebebi olabilir ancak ilk yılınızda çok para kazanamayacağınızın farkında olmak çok önemlidir. Trade yapıp başa baş çıkmayı ve kaybetmemeyi başarmak sizin için müthiş bir başlangıç olmakla beraber traderların %99’ undan da daha başarılı olduğunuzun kanıtı olur.

Sonuç olarak başlangıçta para kazanmaya değil, paranızı kaybetmemeye odaklanmalısınız, bu sayede trade etmeye ve öğrenmeye devam etmenizi sağlamalısınız.

para muhabbit - Borsaya Yeni Başlayanlara Önemli Tavsiyeler'

2- NEYE ODAKLANMALISINIZ?

Madem para kazanamayacağız, peki ilk yıl ne yapacağız? İlk atmamız gereken adım piyasaya alışmak ve piyasa dinamiklerini öğrenmek olmalıdır. İyi bir rehber, eğitmen, kurs vb. bulup çok fazla ders çalışmanız gerekmektedir.

Sonrasında kendinize bir strateji belirleyip bütün dikkatinizi bu stratejinize vermelisiniz. Eğitim sürecinizde birçok yöntem/strateji ile karşılaşıp, hepsini denemeye çalışacaksınız. Bu çok normal bir süreçtir, ancak her ay stratejinizi değiştirmekten kaçınmalısınız.

Deyim yerindeyse, “Her şeyin ehli, hiçbir şeyin ustası” olmayın. Önemli olan doğru stratejiyi geliştirmek ve hızlı zengin olma hayalinden ve kumar oynamaktan kaçınmaktır. Stratejinizi her değiştirdiğinizde her şeye yeniden başlamak zorundasınız.

cryptourist muhabbit 1024x512 - Borsaya Yeni Başlayanlara Önemli Tavsiyeler'

3- KAYBETMEYİ KABULLENMEK

Birçok trader zarar eden işlemlerini yanlış değerlendirmektedir. Herşeyden önce borsada zarar etmenin kar etmek kadar normal olduğunu kabullenmeniz gerekmektedir.

Ne kadar iyi trader olursanız olun her zaman zarar edebilirsiniz. Önemli olan nasıl zarar ettiğinizin ve neden zarar ettiğinizin bilincine varmaktır. Forex ve türev piyasalarda herkes ara sıra zarar edebilir, kaybettiklerinden daha çok kazanabilmek ve yapılan hatalardan nerede yanlış yaptığınızı öğrenmek sizi başarılı bir trader yapar.

4- PİYASAYA GİRMEK İÇİN ÇOK MU GEÇ KALDIM?

Birçok insan piyasaya geç girdiğini düşünüp aceleci davranmakta ve işlemlerini de bu şekilde yapmakta olduğundan doğal olarak hedef beklentileri de bu yönde olmaktadır. Bu şekilde işlem yapıldığı sürece trade alışkanlıklarınız da negatif yönde etkilenmesi kaçınılmazdır.

Doğru yolu öğrenmeden, telaşla yapılan ve kendini sürekli işlem yapmak zorunda hissedip çok fazla risk alarak yapılan işlemler sizi başarısızlığa götürür.

5- KULLANDIĞINIZ ENSTRUMANLARI ÖĞRENMEK

Strateji oluşturmanın önemine daha önce değinmiştik. Bir stratejiye sahip olmak için öncelikle stratejinizi tanımlamalı ve stratejiniz için belirlediğiniz süre boyunca sadık kalmalısınız. Bir stratejiyi değiştirmek için yeni stratejinizin tüm koşullarını belirlemeli, backtestlerinizi yapmalı ve başarı oranınızı teyit ettikten sonra ancak değişim yapmalısınız.

Bir çok trader indikatörler, formasyonlar, trend takip araçları, botlar… vb. enstrümanları kullanmaktadır. Ancak bir çoğu kullandıkları aracın içeriğini tam anlamıyla öğrenmeden işlem yapmaktadır. Eğer profesyonel ve kar eden bir trader olmak istiyorsanız stratejinizde kullandığınız araçların içeriği hakkında uzmanlaşmalı, sinyal avcılığı ve hızlı zengin olma zihniyetinden uzaklaşmalısınız.

6- EĞİTİM ALMAK

Twitter’dan paylaşımlar takip etmenin faydasını görmüş olabilirsiniz ancak bunun bir o kadar da zararlı olduğunu söyleyebilirim. Takip etmekten keyif aldığım, bilgisinden yararlandığım birçok başarılı arkadaşım var ancak siz de görüyorsunuz ki haddinden fazla kolay ve hızlı para kazandırmayı vaatte bulunan şarlatanlar da var bu piyasada.

Trade Stratejisi kişisel bir olgudur. Karakterinize ve kişiliğinize en uygun stratejiyi belirlemelisiniz. Size sinyal veren kişileri değil, size her zaman yol gösteren, sorularınıza cevap veren, uzun vadede psikolojinizi yönetmeniz için ışık tutan kişilerin yanında durun.

Sizinle aynı kafada olan gruplara dahil olmanız da faydalı olacaktır. Her önünüze gelen Telegram, Discord, Whatsapp grubuna katılmayın. Herkesin ayrı telden çalıp söylediği gruplardan uzak durun, Twitter’da her gördüğünüze kulak asmayın. Kafanızı karıştıracak, psikolojinizi etkileyeceğinizi düşündüğünüz her ortamdan uzak durun.

7- KENDİNİZİ NASIL GELİŞTİRİRSİNİZ?

Son 10 tradenizi hatırlıyor musunuz? Hangi hatalarınızdan dolayı en fazla zarar ettiniz? Hangi trade setup size en fazla kazandırdı? Bu soruların cevabını bilmiyor iseniz TRADE GÜNLÜĞÜ tutmalısınız ve bu doğrultuda kendinize anlamlı sonuçlar çıkarmalısınız. Eksiklerinizi ve hatalarınızı bilmez iseniz kendinizi, trade setuplarınızı nasıl geliştirebilirsiniz ki? Bütün trade kitapları ve profesyoneller her traderın günlük tutması gerektiğini vurgulamaktadırlar.

8-NE YAPMANIZ GEREKİYOR?

Karşılaştığımız herhangi bir duruma karşı genel olarak ne yapmamız ve/veya neler yapmamamız gerektiğini biliriz. Örneğin, teoride başarılı bir öğrenci nasıl olunur, karın kası nasıl yapılır, iyi bir aşçı nasıl olunur… vb. konularda hepimiz fikir sahibiyiz. Ancak etrafınıza bakın, bu hedeflere ulaşmak için gidilen yolda bu adımları bilmek ile uygulamak arasında ne kadar çok fark var.

Eğer herhangi bir alanda başarılı olmak istiyorsanız teoride bildiğiniz ve reelde yapmanız gerekenleri daha sıklıkla yapmalısınız. Genelde bunlar eğlenceli olmayan, disiplin gerektiren şeyler olur. Tıpkı trade günlüğü tutmak, trade performansınızı ölçmek, stratejinize backtest uygulamak, elinizde bir alış sinyali olmadığı zamanlarda trade yapmamak gibi. Ancak hepimiz biliyoruz ki bu sıkıcı şeyler sizi daha iyi bir yere taşıyacak. 24 saat ekran başında grafikleri incelemek sizi başarılı bir trader yapmaz aksine belirlemiş olduğunuz saatlerde grafik incelemeniz sizin daha iyi odaklanmanızı sağlayarak daha sağlıklı kararlar vermenize yardımcı olur.

Kendinizi hazır hissedene kadar demo trading yapabilirsiniz. Bütçenizden bir miktar ayırıp bu süreç içerisinde küçük meblağlar ile kendinizi deneme fırsatı yaratabilirsiniz. Planınıza sadık kalıp kendinizi hazır hissettiğinizde gerçek işlemlerinize başlayabilirsiniz.

Yazar: Cryp_Tourist

İlk kez 2018’de adından söz ettiren kripto para hack grubu Outlaw, 2019 Haziran ayından beri sessizliğini koruyordu. Ancak Trend Micro Research‘ün açıklamasına göre, daha güçlü ekipmanlarla geri döndüler.

İlk kez 2018 yılında güvenlik taramalarına yakalanan Outlaw hack grubu, Linux ve Unix tabanlı sistemleri, Internet of Things(IoT) cihazlarını ve düşük güvenlikli kurumsal sunucuları hedef alıyor.

Trend Micro’nun araştırmalarına göre grup, gizliliğe önem veren Monero (XMR) üzerinden çalışıyor. Şöyle ki kendi geliştirdikleri botnet içerisine kötü niyetli yazılım yerleştirmiş olan Outlaw, sisteme sızdıktan sonra ortamdaki faal kripto para madencileri bulup, madencilik çalışmalarını sekteye uğratıyor.

Sekteye uğratmasının yanı sıra özel bilgilerine ulaşıyor. Girdikleri cihazdaki kripto para madenciliği yazılımlarını siliyorlar. Çıkarılan bütün kripto paraların ve yazılımın kaybına neden olan bu hack işlemi madencileri oldukça huzursuz etmektedir.

Çin, ABD ve Avrupa Arasında Dolanıyorlar

Geri dönüş yapan Outlaw, düşük güvenlik sistemleri olan veyahut henüz güvenlik sistemlerini yükseltmemiş küçük kurumsal şirketleri hedef alıyor.

İlk kez 2018’de kendini dünyaya “lanse eden” Outlaw, en son geçtiğimiz sene Çin’deki kripto para madencilerini hedef alıyordu. Şimdiyse kendilerini geliştirmiş ve ekipmanlarını yenilemiş olarak Avrupa ve ABD’deki kripto para madencilerini hedef alıyorlar.

Özellikle de kurumsal yapılanma içerisindeki kripto para madencilerini hedef alan grubun sıradaki hedefinin hangi firma olacağı bilinmiyor.

İzlenmeye Devam Edecek

Trend Micro Research’ün açıklamasında, ekipmanlarındaki geliştirmelerin farkında olduklarını belirterek grubun faaliyetlerinin izlenmeye devam edileceğinin altı çizilmişti.

Bununla beraber Outlaw’ın daha çok eski sistem kullanan kripto para madencilerini hedef aldığı da iletilmişti. Kullanıcıların kripto para hack grubu Outlaw’dan korunmak için kullanılmayan portlarını kapamalarını, aynı ağda internet erişimi olan diğer cihazlarının da güvenliğini sağlamalarını tavsiye etti.

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), Emtia Vadeli İşlemler Ticaret Komisyonu (CFTC) ve New York Güney Bölgesi Savcısı, Ohio’lu Michael Ackerman ve kimliği kamuoyuna ilan edilmeyen iki ortağını, 150 yatırımcıyı kripto para birimleri işlemek ve %50 kâr getirisi vermek adına fon talep etikleri ve fonları kötüye kullandıkları gerekçesiyle tutukladı.

Michael Ackerman ve biri doktor olmak üzere iki ortağı, 2017 yılında Q3 Holdings, LLC ve Q3 I isimli kripto para yatırım şirketleri açtılar. 2017 Ağustos ayında başlayan hileli beyanlarıyla en az 150 yatırımcıdan en az 33 milyon dolarlık fon aldılar.

Yatırımcılarına, ellerindeki algoritmalarla kâr oranlarının aylık %50 olduğunu beyan ettiler. Ancak sonrasında algoritmalarda yanlışlık olduğunu ve %15 oranında bir getirisi olduğunu söylediler. Ackerman, fonun her ay %15 oranında geri döndüğünü göstermek için sahte belge hazırlıyor ve bunu fonun yatırımcılarıyla paylaşıyordu.

Yatırımcılardan aldıkları yaklaşık 33 milyon dolarlık fonun, 10 milyon dolardan azının kripto para borsalarında olduğu belirlendi. Kalan paranın ise Ackerman ve ortaklarının şahsi banka hesaplarından çıktığı aktarıldı.

Ayrıca Ackerman’ın üçüncü şahıslar üzerinden en az 5 gayrimenkul ve birçok lüks model araba satın aldığı da belirlendi. Banka hesabı geçmişine bakıldığında da sık sık pahalı mücevherler alındığı da belirlendi. Hesabında ise en fazla 6 milyon dolar olduğu belirlendi.

New York Güney Bölgesi Savcılığı ve Emtia Vadeli İşlemler Ticaret Komisyonu (CFTC), Michael Ackerman hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Ackerman ve ortakları bu suç duyurusundan sonra tutuklandı.

Ohio, Sheffield Gölü yakınlarında ikamet eden Ackerman’in, sahtecilik ve kara para aklama suçlarından, her biri en fazla 20 yıl olmak üzere hapis cezası istemiyle yargılanacağı belirtildi.