Huobi Bitcoin Son Fiyatı
BTC $63922.85
3.43%
Huobi Ethereum Son Fiyatı
ETH $3055.98
2.56%
Huobi Avalanche Son Fiyatı
AVAX $35.18
4.70%
BNB Token Son Fiyatı
BNB $556.6
2.86%
Binance Kayıt Ol

Muhabbit

Piyasa araştırmaları yapan şirket Frost & Sullivan tarafından, dijital cüzdan işlemleri platformu BitPay, alternatif ödeme seçenekleri kategorisinde Yılın Şirketi Ödülü’ne layık görüldü.

50 yıllık tecrübesiyle alanında bir emektar olan güvenilir piyasa araştırmaları şirketi Frost & Sullivan, geçtiğimiz 2019 yılının en iyi şirketlerini açıkladı. Şirketlerden birisi kripto para dünyasının yakından tanıdığı BitPay’di. Alternatif ödeme seçenekleri kategorisinde Yılın Şirketi Ödülü’ne layık görülen BitPay, bu güzel haberi blog sayfasında paylaştı.

“BitPay olarak hiçbir zaman tanınmak veya ödül kazanmak için çalışmadık. Genellikle başımızı eğip işimize baktık ki o da insanların ve iş dünyasının parayı kullanım şeklini değiştirmeye devam etmektir.”

frost sullivan bitpay - Yılın Şirketi Ödülü Dijital Cüzdan Platformu BitPay'in Oluyor!

Başlığıyla başlayan yazıda Frost & Sullivan şirketinin onları tanıyıp ödül vermesinden onur duyduklarını ve neden Yılın Şirketi Ödülü’ne layık görüldükleri anlatılıyor. Frost & Sullivan şirketi bir rapor hâlinde neden BitPay’i seçtiklerini anlatıyor. Önemli birkaç başlığa bakacak olursak;

“BitPay yatırımcı ağını arttırmak ve düzenleyici birimlerle işbirliği yapmak adına dünyanın her bir noktasında çalışmalarına devam ediyor.”

“Bitcoin başta olmak üzere çok geniş bir skalada kripto para birimi kabul ediliyor ki bu da yatırımcı sayısını ve çeşitliliğini arttırıyor. Bu da BitPay’i dünyanın her bir noktasındaki yatırımcılar için ortak bir pazar hâline getiriyor.”

“Kripto paralar ve Blockchain teknolojisi yatırımcıların ilgisini çekiyor. Çoğu yatırımcı kripto parayı ödeme seçeneği olarak kullanmak istiyor. Hizmet sağlayıcılarının yetersizliği de bu noktada BitPay için büyüyüp gelişebileceği bir alan veriyor. Bu alanın farkında olan BitPay, Blockchain tabanlı ödeme alanında ilk hamleyi yaparak, liderliği ele geçirdi.”

Raporda BitPay’in işletmeler için Blockchain tabanlı ödeme seçeneklerini kolayca entegre edebildiğinden bahsediliyor. Ayrıca Blockchain tabanlı çözümleri “zarif ve basit” olarak tanımlayarak finansal düzenlemeler ile uyumun son derece iyi olduğu da raporda yer ediyor.

Bizim İçin Bir Onur!

2011 yılında kurulan BitPay’in bu başarısı hiç de şaşırtıcı bulunmadı. 164 ülkede faaliyet gösteren BitPay, kripto para dünyasında küreselleşme açısından çok iyi bir noktada duruyor. BitPay’in CEO’su Stephen Pair, şirket olarak 2020’de sürprizlerinin devam edeceğini, şirketin kripto para birimi skalasının artacağını belirterek açıklamada bulundu.

“Dünyanın en iyi ödeme şirketleri arasında düşünülmesi ve Yılın Şirketi seçilmesi bir onurdur.”

Düzenleyici kaygılar dolayısıyla, Berlin merkezli security token geliştiricisi Neufund, bağış toplama kampanyalarını durdurduğunu ve toplanan bağışların başka bir kripto para birimine aktarılması hakkında planlarını açıkladı.

Firmanın pazartesi günü paylaştığı bir yazıda, “Bir çok Avrupa ülkesinin blockchain dostu bir ülke olma beklentileri vardı. Ama ne yazık ki denetleyici yetkililer bu beklentileri yok ederek inovasyonu engelledi.” dedi.

2016 yılında hayatına başlayan Neufund, 2019 yılında blockchain tabanlı bir hisse senedi ve security token teklifi ile 19 milyon dolarlık bir sermaye elde etti. Belirtilenlere göre firma 123 ülkede 11.000 yatırımcıya sahip.

Neofund CEO’su Zoe Adamovicz’in yaptığı açıklamada, security token projesinin böylesine gri bir düzenleme alanında çalışamayacağını belirtti. Ayrıca CEO, girişime karşı hiç bir yasal işlem başlatılmamasına rağmen, “yeni teknolojilere olan korku” nedeniyle denetleyici kurumlardan istenen desteklere cevap alınamadı dedi.

Sorun şu ki, kimse bu yeniliğin gerçekleşmesine ne katkı sağlıyor, ne de onu yasaklamaktan sorumlu kurum olmak istiyor.

Zoe Adamovicz’in söylediklerine göre, Almanya Federal Denetim Otoritesine (BaFin) yapılan çağrıdan yanıt alınamamış.

Bize bu proje ile ilgili ne olumlu bir geri dönüş ne de olumsuz bir geri dönüş sağlanmadı. BaFin’in bu tutumu bize göre risk ve sorumluluktan kaçınmaktır.

Adamovicz, şirketin henüz açıklayamayacağı bir projeye geçiş yapacağını belirtti. Mevcut Neufund platformunda bulunan hisse senetleri, cüzdanlar ve yatırım faaliyetleri bu yeni projede sürdürülecek.

Security Token Market’in kurucusu Kyle Sonlin, Neufund’un yaptığı gibi bir token teklifiyle sermaye kazanmanın “farklı finansal kurumların senkronize hareketini” gerektirdiğini belirtti. Sonlin, Neufund’un uyumlu ve güvenli talepleri dolayısıyla sermaye kazandığının altını çizdi.

Yap-Bozun bir parçasını bulmaktansa, bir bütün haline getirmek her zaman daha zordur.

Problemli olaylara tanık olmuş bir ödeme sistemi olan Wirecard’ın eski CEO’su Markus Braun, Almanya’da tutuklandı. Durum şu an akıbetini koruyor ve Braun’un tutuklu yargılanıp yargılanmayacağı belirsizliğini sürdürüyor.

Çeşitli medya kuruluşları tarafından bildirilen haberlere göre Braun, Münih savcıları tarafından, Wirecard’ın bilançosunu şişirme sebebiyle gözaltına alındığı bildirildi. Geçtiğimiz gün ise Wirecard, varlıklarının yaklaşık 1.9 milyar€ kadar nakit bakiyesinin eksik olduğunu açıkladı.

Geçtiğimiz hafta, Wirecard’ın mali denetleyicisi Ernst & Young şirketin güven hesaplarında bulunan nakit tutarları hakkında kanıt bulamadığını söyledi. Bu açıklamaların üzerine Wirecard, mali denetleyiciyi kandırmak amacıyla üçüncü bir şahıs tarafından sahte hesap bakiyeleri gösterilmiş olabileceğini söyledi.

Ayrıca Wirecard husus ile ilgili, araştırılan güven hesaplarının şirketin akıbeti adına kurulduğunu ve bu hesapların finansal tablolarında listelendiğini ve raporlandığını belirtti.

Wirecard’ın Yükselişi

Wirecard’ın baş teknoloji sorumlusu olarak görev yapan 51 yaşındaki Avustralyalı milyarder Braun, şirketi 2002 yılından beri yönetiyordu. Şirket, Braun’un komutasında çok hızlı bir şekilde büyüdü ve 2018 yılında 2 milyar €  kadar gelir bildirdi.

Bu başarı öyküsü, Financial Times’ın Wirecard’ın Singapur’daki bir dizi şüpheli işlemler yaptığını ve desteklediğini bildirdiğinde yavaş yavaş sonra erdi. Şirket iddiaları reddetti fakat hisseleri düştü.

Geçtiğimiz yılın sonlarında ise Financial Times, Dubai ve İrlanda’daki Wiracard ofislerinde karların ve satışların şişirildiğine dair bir rapor yayınladı. İddiaları tekrar reddeden Wirecard, soruşturmaya tabi tutuldu. Nisan ayında yapılan soruşturmada yeterli delil sağlanamadı.

Geçtiğimiz Cuma günü istifa eden Braun’un gözaltında kalıp kalmayacağı bugün (23.06.2020) belli olacak. Wirecard’ın hisseleri bu durum ile birlikte çok büyük bir darbe aldı. Hisseler yaklaşık %88 düşerek 17 € ‘ya kadar geriledi. Bu yaşanan kriz ile birlikte şirket bir çıkmaza girdi ve Wirecard Günü 1.7 milyar € piyasa değeri ile kapattı.

Marcus Braun’un görevinden ayrılması ile birlikte, şirkete geçtiğimiz perşembe günü katılan uyum direktörü James Freis, geçici olarak CEO görevini üstlendi. Şirket geçici CEO’dan sonra kimin görev alacağını açıklamadı.

Bildiğiniz üzere şirket TenX ve Crypto.com için kripto kart çözümleri sunuyordu. Crypto.com CEO’su Kris Marszalek geçen günlerde yaptığı açıklamada, yaşanan durumların kendilerini etkilemediğini belirtti.

Çin’in Ulusal Blockchain Tabanlı Hizmet Ağı (BSN), Chainlink’in oracles hizmetlerinden yararlanacağını açıkladı.

Martın başında hükümet tarafından inşa edilen Çin’in Ulusal Blockchain Hizmet Ağı, temelinde devlet daireleri, bankalar ve teknoloji firmalarını bulunduran bir ittifak. Bir hükümet tarafından başlatılan ve sürdürülebilirliğini devam ettiren ilk Blockchain ağı olan BSN, merkeziyetsiz uygulamaları ekosistemine hızla entegre etmeye devam ediyor. Son entegrasyonu da Chainlink’in Oracles hizmeti oldu.

Chainlink’in ağa entegre edilmesiyle birlikte Çin başta olmak üzere tüm dünyadaki Blockchain uygulamalarının daha çok kullanılması ve benimsenmesi için ekstra bir güvenlik, güvenilirlik ve zincirler arası bağlanabilirliği sağlayacak.

Bununla birlikte BSN’nin yeni işbirliği sadece Chainlink ile değil. IRITA ve SNZ Pool ile de anlaşan BSN’nin, yeni işbirliklerini daha kullanışlı bir sistem için yaptığı düşünülüyor. Multidisipliner bir birlik anlayışı Chainlink ile entegrasyonu sağladığı takdirde, BSN üzerine inşa edilen uygulamaların daha kullanışlı olmasını ve gerçek dünyayla bağlantılı hâle getirilmesini sağlayacaktır.

BSN Chainlink Oracles IRITA ve SNZ Pool ile entegrasyonu - BSN, Chainlink Hizmetlerinden Yararlanacak!

İlk Tercihimiz Değildi Belki Ama Ekibi Çok Sevdik!

Red Date Technology ve BSN kurucu ortağı Yifan He, hem PR Newswire’ın hem de Cointelegraph’ın sorularını yanıtladı. PR Newswire’a verdiği demeçte;

“BSN’nin temel amaçlarından biri izin verilen veyahut halka açık zincirler için olsun ya da olmasın tüm DApp’lerle birlikte çalışılabilirliğin oluşturulmasıdır. BSN’de kullanılacak olan her DApp, diğerlerine göre daha düşük maliyetli olmalıdır. Chainlink, IRITA ve SNZ Pool ile yaptığımız bu işbirliği, bu hedefe ulaşmamıza yardımcı olacaktır.”

Cointelegraph’a verdiği demeçte ise;

“İnternetteki veri aktarımının dağıtılmış yola (DLT) doğru ilerlediğini gördük. Teknolojinin bu özelliğine vurulduk. Ancak aynı zamanda gereğinden fazla pahalı olduğunu düşündük. Çünkü sadece çevreyi kurmak, çerçeveyi bir araya getirmek ve nodeları inşa ederek projeyi kurmak yaklaşık yarım milyon yuan tuttu.”

Bununla birlikte ilk tercihlerinin Chainlink olmadığı da ekledi. BSN’nin potansiyel oracles veri sağlayıcısı olarak ikinci tercihinin Chainlink olduğu ve ilk tercihinin hangi veri sağlayıcısı olduğunun bilinmediği belirtiliyor. Ayrıca Chainlink için;

“Chainlink ilk tercihimiz değildi evet ilk dördümüzde ikinci sıradaydı. Ancak Chainlink’in çok iyi bir topluluğa ve desteğe sahip olduğunu gördük. […] Bir de ekibi gerçekten çok sevdik.”

Son olarak “Çin’den sadece kötü şeyler çıkmaz.” diye ekledi.

Bitfinex, “devrim” niteliğinde gördüğü ürünü Dazaar’ı tanıttı.

Bitfinex, merkezi veri depolama ihtiyacını ortadan kaldırmak için tasarlanmış eşler arası (P2P) veri barındırma hizmeti olarak işlev görecek olan yeni ürünü Dazaar’ı tanıttı. Sosyal medya platformu Twitter üzerinden blog üzerindeki tanıtım yazısını paylaşarak kripto para dünyasına tanıttığı yeni ürünü 25 Haziran’da kullanılabilecek.

Dünya üzerinde 4,6 milyar internet kullanıcısı sadece 2020 Mayıs ayında 2,5 quintillion byte veri üretti. Arama motorları, sosyal medya ve mesajlaşma uygulamaları gibi merkezi platformlarda üretilen verileri tutmak ve işlemek için merkezi sunuculara bel bağlanır.

Bitfinex bu bel bağlamayı ortadan kaldırmak için “devrim” niteliğinde olduğunu iddia ettiği bir ürünle gündeme geliyor. Bitfinex’in yeni ürünü Dazaar, eşler arası ağı (P2P) sayesinde merkezi bir sunucuya bel bağlamadan verileri merkeziyetsiz bir sistemde tutuyor.

Bununla birlikte açık kaynaklı bir P2P protokolünü kullanan Dazaar, dünya üzerindeki her bir bireyin merkeziyetsiz bir sunucuya erişimini sağlamak amacıyla tasarlandı. Hypercore Protokolü’nün bir uzantısı olan Dazaar, bu sayede daha ölçeklenebilir ve hızlı bir şekilde hizmet verebiliyor.

Diğer veri paylaşım ağlarından farklı yapan özelliği de odak noktası. Dazaar herhangi bir projeye uygulanabilir eşler arası internet için hiper ölçeklenebilir, merkeziyetsiz ve gizlilik odaklı bir protokol oluşturmaya çalışıyor.

Ayrıca daha hızlı işlemler için aracısız, tamamen alıcı ve satıcı arasında geçen kripto para üzerine mikro ödeme sistemi tasarladı. Alıcı ve satıcı arasındaki iletişim hiçbir üçüncü taraf olmaksızın yapılabilecek.

Bu sistem tamamen Dazaar Card adı verilen yapı sayesinde gerçekleştirilecek. Satıcı Dazaar’ı kurup ödeme yöntemini seçecek sonra da alıcı bulabileceği platforma Dazaar Card tanımlaması yapacak. Alıcı da Dazaar Card üzerindeki bilgileri kullanarak direkt olarak aracısız satıcı ile iletişime geçebilecek.

Ödeme konusunda seçici olmayan Dazaar Card özelliği, herhangi bir kripto parayı ve hatta kredi kartını bile kabul edecek. Bu da daha fazla insanı kripto para dünyasına çekmeye yarayacak, çok daha fazla insan Dazaar’ı kullanacak.

Dazaar a hoş geldiniz - Bitfinex'ten “Devrim” Niteliğinde Ürün; Dazaar!

Dazaar Vision İle Kripto Para Kazanabilirsiniz!

Bununla birlikte Bitfinex, Dazaar’ın ikinci özelliği olan Dazaar Vision’dan da bahsediyor. Dazaar’ın açık kaynak protokolü üzerinde inşa edilen bir platform olan Dazaar Vision, insanların kaydolmadan gerçek zamanlı canlı yayınlar yapmasına olanak sağlıyor.

Masaüstü uygulaması olan Dazaar Vision, Dazaar tarafından desteklendiği için kripto para birimleriyle ödeme kabulü yapabiliyor. Yani video yayınlarken bir yandan da kripto para cinsinden varlık kazanabiliyorsunuz. Bununla birlikte Dazaar altyapısı sayesinde aracısız ve P2P özelliklerinden yararlanabiliyorsunuz.

Lider kripto para borsalarından Huobi’nin tokeni Huobi Token, (HT) Japonya’da alınıp satılabilen tek yabancı borsa tokeni olarak öne çıkıyor.

Bildiğiniz üzere Japonya’da oldukça kısıtlı miktarda kripto para listelenebilmekte. Düzenlemelerdeki sıkılık ve kontrol sebebiyle ülke, uzun süren incelemeler sonrasında kripto paraların ülkedeki kripto para borsalarında listelenmesine izin vermekte.

Denetimlerden başarıyla geçmeyi başaran ilk yabancı borsa tokeni olan HT, Japon yatırımcılar tarafından alınıp satılabiliyor. Huobi Token toplamda 6 farklı paritede işlem görebiliyor.

Pariteler ise Bitcoin (BTC) BitcoinCash (BCH) XRP, Japon Yeni ve Litecoin (LTC). Bildiğiniz üzere Huobi’nin Japonya’da ayrı bir borsası bulunmakta. Huobi Japan ismi ile kurulan borsa, Japonya’daki düzenlemeler ile tam uyum içinde çalışmakta.

Daha Düşük Komisyon İle Alınabiliyor

Huobi Japan borsa üzerinde HT işlemlerinde komisyon oranını düşürerek kullanıcıları daha fazla teşvik etmekte.

Huobi Token’in listelenme onayı ise Japonya Finansal Hizmetler Kurumu (FSA) tarafından verilmiş durumda. Listeleme öncesinde kurum onayından geçmek zorunda olan kripto paralar, onay sonrasında ülkede listelenebiliyor. Japonya’da sadece 26 kripto para birimi listelenebiliyor. Listelenen kripto paralar arasında HT haricinde, Japonya dışındaki hiçbir kripto para borsasının tokeni bulunmuyor.

Huobi Japan CEO’su Haiteng Chen konu ile ilgili olarak şunları söylüyor:

MT GOX hadisesinden sonra FSA düzenlemeleri iyice sıkılaştırarak listeleme işlemlerini önemli prosedürlere tabi tutmuştu. HT ise sınavı geçerek düzenleyici kurumdan onayı almış durumda.

2014 yılında gerçekleşen MT GOX hadisesi kripto para dünyası için büyük bir faciaydı. O dönemlerde gerçekleşen Bitcoin transferlerinin neredeyse yüzde 70’ini gerçekleştiren borsa, sektörün en önemli parçalarından biriydi. Olay sonucunda 450 milyon $ değerinde kripto para kaybolmuştu. Fonların bir kısmı kurtarılmış olsa da piyasaya verilen zarar 450 milyon $’dan çok daha fazlaydı.

2018’den Beri Çalışıyorlar

Huobi Japan 2018’den beri aktif olarak düzenleyici kurum FSA ile çalışmakta. Sayısız evrak işi, görüşme sunum ve benzeri çalışmaların ardından HT,  Japonya’da listelenebilir duruma gelmişti.

Lisansını 2020’nin başında almayı başaran Huobi Nisan ayına kadar HT’yi platformunda listeleyememişti. Devam eden görüşmeler sonucunda Maliye Bakanlığı Dijital Para Borsaları Kurumu Nisan ayında Huobi’nin tokenini platformunda listelemesine izin vermişti.

Huobi Token’in ardından herhangi bir borsa tokeni henüz Japonya’da listelenebilmiş değil. HT ise an itibariyle 4.26 $ seviyelerinden işlem görmekte.

Bu yazı sponsorludur.

Bitcoin adı ve logosu, İspanya’da İspanyol Patent ve Ticari Marka Ofisi tarafından ticari marka haline getirildi. Bu başvuru, iş hukuku alanında uzman avukat Ignacio Rubio Menéndez tarafından tamamlandı. Menéndez, müşterisin an itibarıyla anonim kalmak istediğini açıkladı.

Anonim kişi, “artık İspanyol Patent ve Ticari Marka Ofisinde kayıtlı bir şekilde Bitcoin ismine ve logosuna sahibim. İsteyen herkes kayıtlara ulaşabilir.

Anonim kişiye, neden bu fikir mülkiyetini korumak amacıyla patent başvurusundan bulunduğu sorulduğunda, “ben bir Bitcoin satıcısıyım, bir satış ofisim bile var. Asıl amacım Bitcoin’i en azından İspanya’da koruyabilmek. Yani elimi taşın altına koyup markayı İspanya’da güvenli bir hale getirmek istiyorum. Bu sayede yeni yatırımcılar güvende hissedecektir.” dedi.

fd32b547ad96520959abf27ffb1c3436 - Bitcoin İsminin ve Logosunun Patenti Alındı!

Anonim kişi, “Eskiden yaptığım iş ile müşterilerime güven sağlardım, şimdi sahip olduğum marka ile birlikte bunu sağlıyorum. Artık herhangi bir kişi veya kurum “Bitcoin” markasını kötüye kullanan bir girişimde bulunursa benim bundan haberim olacak.” diyerek devam etti.

Son olarak ise anonim kişi, kendisinin sahte bir Satoshi Nakamoto olmadığını, sadece logo ve kelimenin mülkiyetini sahiplendiğini söyledi.

Yeni Zelanda polisi, kripto para borsası BTC-e’yi yönettiği iddia edilen şirketin 140 milyon Yeni Zelanda dolarına yani 91 milyon dolarına el koydu.

Alexander Vinnik, zamanının en büyük kripto para borsası Mt. Gox’un çöküşüne neden olan siber saldırı ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle suçlanmıştı. Yunanistan tatili sırasında yakalanan Vinnik’in nereye iade edileceği veya davanın nerede görüleceği diplomatik bir krize neden olmuştu. 24 Ocak’ta Yunanistan’dan Fransa’ya iadesi gerçekleştirilen Vinnik, aynı gün hastaneye kaldırılmıştı. Dava süresince Fransa’da kalacağı sonra ise önce Yunanistan’a sonra Amerika’ya iade edileceği açıklanmıştı.

Zoe Konstantopoulou Vinnik Suçsuz 1 - Yeni Zelanda Polisi BTC-e Fonlarına El Koydu!

The Guardian’ın haberine göre, Fransa’daki dava süresince iletişimde olan Yeni Zelanda polisi, BTC-e borsasını yönettiği iddia edilen Yeni Zelanda’da kayıtlı bir şirket olan Canton Business Corporation’ın banka hesaplarına el koydu.

Yeni Zelanda polisinin dün akşam (22.06.2020) yaptığı basın açıklamasında, Yeni Zelanda tarihinde yapılan en büyük meblağdaki el koyma olduğundan bahsedildi.

Yeni Zelanda polis teşkilatından Komiser Andrew Carter, ele geçirilen para için, dünya çapında binlerce insanı mağdur eden olaydan elde edilen fonun sonunda ele geçirildiğini iletti.

Ayrıca Carter, BTC-e borsasının kara para aklama kontrolleri ve politikalarını göz önüne almayarak suçluların borsa yoluyla kara para aklamalarına izin verdiğine değindi. Yeni Zelanda polisinin Amerika Birleşik Devletleri Milli Gelirler Dairesi (Vergi Dairesi) ile işbirliği içerisinde olduğu da belirtildi. Yüksek Mahkeme’ye fonlar üzerindeki hakların kaybı ile alakalı bir talepte bulunulacağı da eklendi.

Bütün bunlar olurken Alexander Vinnik, suçsuzluğunu iddia etmeye devam ediyor. Hatta kendisinin BTC-e yöneticisi değil de danışmanı olduğunu öne sürdü. Ancak BTC-e ve Mt. Gox olayı dışında birçok suçlama daha yakasını bırakmayacak gibi gözüküyor.

DeFi, (Merkezsiz Finans) son dönemde tokenleri ile birlik kripto dünyasının en çok konuştuğu konu haline gelmiş durumda. DeFi sektörü göreceli olarak daha yeni olmasına rağmen, kripto para ve blockchain dünyasının en hızlı büyüyen ve gelişen kolu olma yolunda ilerliyor.

Hacim konusunda henüz istenen seviyelerde olmasa da DeFi aktivitesi ve hacmi önemli bir büyüme göstermekte.

2020 yılı itibariyle medya tarafından da büyük bir destek almaya başlayan DeFi ve tokenleri yıl içerisinde büyük ivmelenme gösterdi ve Bitcoin’in performansı ile karşılaştırıldığında çok daha iyi performans gösterdi. Özellikle son haftada yaşanan artış ile birçok DeFi tokeni yüzde 60’dan fazla arttı.

Delphi Digital tarafından yayınlanan raporda DeFi tokenleri kısa ve uzun dönemde oldukça önemli bir büyüme kaydetti. Bu hafta içerisinde Compound tokeni COMP’un yükselişinin yanında bir başka DeFi platformu Aave de yüzde 60’ın üzerinde bir yükseliş göstererek dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.

Geçtiğimiz haftalarda Maker tarafında yaşanan hareketlilik de dikkate değerdi.

Screenshot 1 12 - DeFi Tokenleri Neden Çok İyi Performans Gösteriyor?

Yukarıdaki grafikte de görebileceğiniz üzerinde DeFi tokenleri son bir hafta, 30 gün ve 90 günlük periyotlarda Bitcoin’den açık ara daha iyi performans göstermiş durumda.

Merkezsiz borsalar olarak tanımlayabileceğimiz Kyber, Bancor ve Loopring çift haneli yükselişler gösterdi. Peki bu yükselişin ardında ne var?

Ethereum 2.0

DeFi sadece Ethereum’a özel bir alan olmasa da yukarıda bahsi geçen DeFi platformlarının hepsi Ethereum üzerinde çalışmakta. Kısacası Ethereum şu anda DeFi sektörüne liderlik ediyor.

Şimdiki rakamlar ve hacim boyutları bir tehlike arz etmese de bildiğiniz üzere Ethereum’da halen çözülmesi gereken bir ölçeklenebilirlik sorunu bulunuyor. Bu durum ise büyüyen DeFi sektörü için önemli bir sorun.

Ethereum’un 2.0 planları ise bu sorunu ortadan kaldırmaya odaklanmış durumda. Uzun zamandır hayata geçirilmesi beklenen Ethereum 2.0 için halen daha net bir tarih olmasa da yeni sürümün bu yaz hayata geçilmesi bekleniyor.

Ethereum’daki sorunların çözülmesi daha doğrusu iyileştirmelerin yapılması ile birlikte ağ üzerinde çalışan uygulamaların rahat bir nefes alacağı ve standart bir web uygulaması gibi çalışacağı aşikar.

Birkaç aşamada gerçekleştirilecek Ethereum 2.0 güncellemesi, tüm özellikleri tek seferde aktive etmeyecek. Fakat aşamaların başlatılması bile yatırımcıların gözünde oldukça önemli olacak.

DeFi ile Birlikte Ethereum Üzerindeki Akıllı Sözleşme Miktarı Zirvede

DeFi sektörünün hareketlenmesi ile birlikte Ethereum üzerindeki akıllı sözleşme miktarında da önemli bir artış yaşandı. Ağ üzerinde akıllı sözleşme hareketlerinin büyük bir kısmı DeFi platformları ve USDT tarafından oluşturulmakta.

Geçtiğimiz günlerde sizlere ağ üzerindeki “gas limit“in artırılacağını bildirmiştik. Eth Gas Station’ın verileri göre kullanılan gas miktarının da önemli bir kısmı DeFi ve USDT tarafından oluşturuluyor.

Merkezi Borsa Tokenleri vs Merkezsiz Borsa Tokenleri

Messari tarafından paylaşılan verilerde merkezi ve merkezi olmayan borsaların tokenlerinin performansları karşılaştırılmış durumda.

Bir dönem oldukça popüler olan merkezi borsa tokenleri (HT, BNB, OKB, LEO vs.) sahneyi merkezsiz borsa tokenlerine bırakmış durumda.

Screenshot 2 3 - DeFi Tokenleri Neden Çok İyi Performans Gösteriyor?

Farklı Ürünler

DeFi ürünleri sektöre bir farklılık da getirmiş durumda. Belkide bu sayede yatırımcıların da ilgisini çekmeyi başaran platformlar, lending ve farming gibi ürünler ile farklılıklar sunmakta.

Yıl başında DeFi üzerinde kilitli varlık miktarında önemli bir artış yaşanmıştı. Fakat buradaki artışın en önemli sebeplerinden birisi ise Ethereum tarafındaki yükseliş idi. Ethereum’un değeri arttıkça kilitli Ethereum’ların da fiyatının artması sebebiyle değer noktasında büyük bir artış yaşanmıştı.

Popüleritenin artması ile birlikte tekrardan ivmelenme yaşayan kilitli değer miktarı 1.6 milyar $ seviyelerini zorlamakta.

Screenshot 3 2 - DeFi Tokenleri Neden Çok İyi Performans Gösteriyor?

Kullanıcı sayısı Artıyor

Dune Analytics tarafından paylaşılan verilerde DeFi platformlarının kullanıcı sayısının da önemli derecede arttığı görülüyor.

Screenshot 5 2 - DeFi Tokenleri Neden Çok İyi Performans Gösteriyor?

Kullanıcı sayısındaki düzenli artış ise oldukça dikkate değer. Önde gelen bazı borsaların ve medya kuruluşlarının da desteğini almayı başaran DeFi ekosistemi, kullanıcıların güvenini de kazanmış gibi görünüyor. Platformlara ulaşmak için tek ihtiyacınız olan şey ise bir Ethereum cüzdanı (Metamask vs.).

Sizce DeFi ekosistemi ve tokenleri kısa dönemde agresif büyümelerine devam edecek mi?

Söylentilere göre, küresel bir ödeme platformu olan PayPal kullanıcılarına doğrudan kripto para satın almalarına olanak sağlayacak. Ve bunu gerçeğe dönüştürmek adına kripto ve blockchain uzmanlarını işe alıyor. Ve bu adımları halka açık bir şekilde atıyorlar. Yani iş ilanları ve iş alanları PayPal’ın kendi iş kurulunda erişime açık.

Kurulda açılmış olan ilk iş ilanı, “Teknik Sorumlu – Kripto Mühendisi” başlıklı bir ilan. İlanda bu iş için başvuran kişinin, “küresellik ve yeniliklere odaklanan girişimlerden” sorumlu olacağı belirtilmiş. Muhtemelen bu iş ilanı PayPal hizmetlerinin kullanılabilirliği, performansı ve ölçeklenebilirliği hedefleyen kripto ürünlerinin / özelliklerinin tasarlanmasını ve geliştirilmesini içeriyor.

İkinci iş ilanında, şirketin araştırma grubuna bir blockchain mühendisine ihtiyaç duyulduğu belirtiliyor. Görev olarak ise “stratejik teknoloji etkinleştirme ekibi içinde yeni oluşturulacak bir grup için, blockchain teknolojileri ve PayPal için potansiyel kullanım alanları hakkında uzmanlık.” olarak belirtilmiş.

Bu iş ilanlarına bakılacak olursa, kripto para topluluğu PayPal’ın elini kripto para birimlerine resmi olarak atacağını düşünüyor. PayPal iş ilanlarına başvuracak kişilerden C++ deneyimi, asimetrik şifreleme ve kriptografik gibi Bitcoin ve blockchain gelişimi ile örtüşen deneyimleri istiyor.

Bildiğiniz üzere, PayPal ne yazık ki ülkemizde kullanılamıyor.

Telegram CEO’su, Rusya’nın iki senelik Telegram yasağını kaldırmasının ardından, Telegram gibi gizlilik özellikleri sunan uygulamaları korumak amacıyla geniş bir direniş başlayacağını düşündüğünü belirtti.

Telegram Diğer Ülkeleri Gözüne Kestirdi

Telegram’ın kurucusu ve CEO’su Pavel Durov, Rus yetkililerin Telegram yasağını kaldırmalarından hemen sonra bir açıklama yaptı.

21 Haziran tarihinde yaptığı açıklamada, şirketin bu durum ile birlikte rehavete kapılmayacağını, Çin ve İran gibi ülkelerde Telegram’ın yasağının kaldırılması için daha fazla çalışacaklarını söyledi. Durov’un açıklamalarına göre, Telegram ekibi sansür karşıtı araçlar üzerine çalışma yapıyor.

Sansür karşıtı kaynaklarımızı Çin ve İran gibi Telegram’ın hala yasak olduğu ülkelere yönlendirmeye karar verdik. Rus kullanıcılarımız için oluşturduğumuz eski proxy sunucularının yöneticilerinden, bu ülkelere odaklanmalarını rica ediyoruz.

Yasak İşe Yaramadı!

Rusya’nın Haberleşme, Bilgi Teknolojisi ve Kitle İletişim Servisi Roskomnadzor, Nisan 2018’de aldığı bir kararla Telegram’ı engellemişti. Ancak Telegram ekibi üstün bir özveri ve mücadele ile yasağa direnerek, uygulamayı Rusya içinde tekrar erişilebilir hale getirdi.

Telegram CEO’su, “basitçe söylemek gerekirse, yasak işe yaramadı” dedi. Ayrıca 2018’den bu yana Rus Telegram kullanıcılarının ikiye katlandığının altını çizdi.

Telegram’ın Rusya’da tutunma çabaları, “Dijital Direniş” adı verilen merkezsiz bir oluşumun kurulmasına ön ayak oldu. Durov ise direniş ile ilgili şunları söyledi;

Rusya’nın Telegram yasağını sona erdirmesi, Dijital Direniş hareketinin son bulduğu anlamına gelmiyor. Hareket yeni başladı ve git gide küresel bir hal alıyor.

Çin 2015 Yılında Telegram’ı Yasaklamıştı

Durov’un bu küresel planı, Rusya’da yaşadığı olaylardan çok daha zor olacaktır. Dünyanın en sansürlü ülkesi Çin, Telegram’ı ülkenin “güvenlik duvarı” politikası ile birlikte 2015 yılında yasakladı. Fakat Telegram uygulaması VPN gibi hizmetlerle Çin’de hala erişilebilir durumda.

İran ise, 2018 yılında Telegram’ı tamı tamına ülke içinde 40 milyon kullanıcısı varken yasaklamıştı. Bu sayı hemen hemen ülke nüfusunun yarısına tekabül ediyor.

Resmi uygulama, İran’da yasaklandıktan sonra, yerel kullanıcılar “Telegram Benzeri” ve resmi olmayan Telegram uygulamaları geliştirdiler. Genellikle büyük saldırılara kurban giden bu tür uygulamalar, Telegram ekibi tarafından kullanılması tavsiye edilmeyen uygulamalar arasında yerini alıyor.

Kuzey Kore’nin ünlü hacker grubu Lazarus, Corona virüsüyle mücadele eden kurum ve kuruluşları hedef alarak kimlik avı operasyonu yürütüyor.

Corona virüsü pandemisini fırsata çeviren siber suçlulara bir yenisi daha katılıyor. 18 Haziran’da siber güvenlik firması Cyfirma tarafından altı ülkeye uyarı niteliğinde bir rapor yayınlandı. Raporda Kuzey Kore’nin ünlü hacker grubu Lazarus tarafından 21 Haziran’da başlayacak olan bir kimlik avı saldırısından söz ediliyordu. 21 Haziran itibarıyla Singapur, Japonya, Hindistan, İngiltere, Güney Kore ve Amerika’yı kapsayan tehlike başladı.

Siber suçluların hedefinde Corona virüsü pandemisi ile mücadele etmek amacıyla yardım toplayan kişi ve kuruluşlar var. Daha önce kurbanlarından kripto para aracılığıyla para kopartan grubun şu an kullandığı araç tam olarak bilinmiyor. Ancak hedeflerinin kimlik bilgileri olabileceği Cyfirma tarafından belirtilen bir nokta.

Sahte e-postalar ile hükümeti taklit eden Lazarus, bağışçıları farklı web sitelerine yönlendiriyor. Yönlendirilen web sitelerinde bağışçılardan para isteminde bulunup kişisel verilerini kaydediliyor.

Cyfirma’nın sözcüsü Cointelegraph’a verdiği demeçte;

“1 Haziran’da Korece konuşulan bir toplulukta “Health-Problem-2020” adlı klasör el değiştirdi. Klasörde Singapur, Japonya, Hindistan, İngiltere, Güney Kore ve Amerika’nın adı geçiyordu.”

Altı ülkenin adının geçtiği kimlik avı operasyonunun her açıdan çok iyi planlanmış olduğunun altını çizen sözcü, birçok insanın kişisel ve finansal bilgilerini ifşa edebileceğini öne sürdü.

Ayrıca kimlik avı için kullanılan web sitelerinin URL’lerine henüz ulaşamadıklarını belirtti. En yakın zamanda tespit edilmesi için çalışmalarını sürdürdüklerini de ekledi. Hükümetlerin uyarıldığını ve kendi siber güvenlik sistemlerinin de URL’lere ulaşmaya çalıştığını da belirtti.

lazarus  - Hacker Grubu Lazarus, Corona Virüsünü Kullanıyor!

Arkasında Kim Var!

Bununla birlikte son zamanlarda Kuzey Kore Lideri Kim Jong-Un’un Lazarus’u Bitcoin gibi kripto para birimlerini çalması için teşvik ettiği iddia ediliyor. Corona virüsü pandemisi sırasında yaşanan ekonomik erimeyi önlemek amacıyla böyle bir yola başvurdukları da iddialar arasında yer alıyor.

Corona virüsü krizini fırsata çeviren sadece Lazarus değildi. Mayıs ayının başında Almanya’da bulunan Avrupa’nın en büyük özel hastaneler şirketi Fresenius da siber suçlular tarafından saldırıya uğramıştı. Corona virüsü pandemisi ile uğraşırken saldırı nedeniyle hasta dosyalarına ulaşamayan hastane zor zamanlardan geçmişti.

Çin merkezli Bitcoin madenciliği şirketi Ebang, Nasdaq üzerinde EBON adı ile listelenecek.

Nasdaq 2 ay kadar önce, kendi tokenlarını çıkartmak ve kripto para borsası oluşturmak için blockchain yazılım firması R3 ile anlaşmıştı. Birçok token ve coin’in teker teker listelendiği borsada sıra EBON’a geldi.

Çin merkezli Bitcoin madenciliği şirketi Ebang’ın EBON adı ile Nasdaq’ta listelenmeye başlayacağı açıklandı. Çin yerel haber merkezinin haberine göre, Blockstream’in CSO’su Samson Mow, Hangzhou’da gerçekleşecek olan Ebang IPO dair bir davetiye yayınladı. 26 Haziran cuma günü gerçekleşecek olan “listeleme” etkinliği merakla bekleniyor.
Ebang, daha önce Hong Kong borsalarında yer almaya çalışmıştı. 2018 yılının Haziran ayında 1 milyar dolarlık arzı, yine 2018 yılının sonlarına doğru komisyon tarafından reddedilmişti. 
Sonrasında gözünü New York Borsası’na (NYSE) ve Nasdaq’a dikmişti. 2020 yılının Nisan ayında New York Borsası’nda listelenmek adına halka arz başvurusunda bulundu. Bu başvuru henüz bir red ya da kabul şeklinde cevaplanmadı.
New York Borsasi  712x400 - Madencilik Şirketi Ebang, Hedefine Ulaştı
Çin yerel haber merkezinde geçen habere göre Ebang, bir diğer hedefi olan Nasdaq borsasında listelenme konusunda başarılı olup hedefine ulaştı. Böylece Nasdaq üzerinde listelenen ikinci madencilik şirketi oldu.  Nasdaq üzerinde listelenen ilk madencilik şirketi ise Canaan’dı.
Çin merkezli Bitcoin madenciliği şirketi, 19,3 milyon hissesini 4,5-6,5 dolar arasında satışa koymayı planlıyor. Böylece 125 milyon dolar gibi bir gelir elde etmeyi düşünen şirketin, IPO başarılı olduğu taktirde 800 milyon dolar gibi bir değeri olabilir.

Değişen Dengeler

Son yapılan bir araştırmaya göre, özellikle Bitcoin başta olmak üzere kripto para madenciliği şirketlerinde dengeler değişmeye başladı. Ebang ve Canaan’ın yanı sıra kripto para madenciliği şirketi MicroBT adından söz ettirir oldu.
Ebang 2019 yılında 109 milyon dolarlık gelirine rağmen 30,6 milyon dolarlık bir zarara girdiğini açıkladı. 2019 yılında zarar eden bir başka isim ise Canaan oldu. Halka arzı sonrası 149,8 milyon dolarlık bir zararı olduğunu açıkladı.
Bitmain’in kan kaybı ise bambaşka bir nedenden. Bitmain’in Tasarım Direktörü Dr. Yang Zuoxing tarafından kurulan kripto para madenciliği şirketi MicroBT, Bitmain’in payını da alıyor.

Çin Merkez Bankası (PBoE) Sosyal Güvenli Fonu Konseyi Eski Başkan Yardımcısı Wang Zhongmin, uzun süredir üzerinde çalıştıkları merkez bankası dijital parasının (dijital yuan) tüm mimari tasarımının tamamlandığını açıkladı.

Çinli teknoloji devi Tencent’ın düzenlediği 2020 Fintech Forumu’nda açıklamalarda bulunan Zhongmin, dijital paranın hazır olduğunu belirtti.

Çin’in oluşturmaya çalıştığı altyapı ile mevcut kripto para birimlerinin de dahil olduğu, birçok para biriminin birlikte çalışabileceği bir çözüm ortaya koymaya çalıştığı da eski başkan tarafından belirtilmiş durumda.

Zhongmin açıklamalarında tam entegrasyon içinde çalışacak bir sistemin dijital para dünyasında daha sağlıklı bir ortam ve rekabet alanı yaratacağının altını çizdi.

Konuşmasında salgın hastalıklara da değinen eski başkan, pandemi sonucunda dijital para dünyasının ivmelendiğini, bu sebeple daha fazla teknoloji şirketinin bu alana yoğunlaştığını açıkladı.

Birçok teknoloji devi ve hükümet dijital paralara kafa yoruyor.

Son dönemde tekrar adından söz edilmeye başlanan Facebook’un Libra projesine de değindiği konuşmasında Zhongmin, Libra’nın önemli gelişim kaydettiğini de açıkladı.

Test Aşaması

Tasarladıkları dijital paranın test aşamasında olduğunu ilk ağızdan duyuran Zhongmin, sürecin bir süre daha devam edeceğini belirtti.

Geçtiğimiz aylarda Çin’in dijital parasının gelişim sürecini tüm detaylarıyla anlatmıştık. 4 farklı şehirde belirlenen işletmelerde kamu personelleri tarafından denenen yeni para birimi için merkez bankası haricinde Çin Tarım Bankası da katkıda bulunmakta.

Resmi olarak açıklanmasa da yerel ve global basın organları tarafından sızdırılan bilgilerde Çin Merkez Bankası’nın dijital para çalışmalarında Alibaba, Tencent ve Huawei gibi şirketler ile çalıştığı ortaya çıkmıştı. Bu durum ise hiç de şaşırtıcı değil. Merkez bankasının dijital para birimini geliştirme konusunda teknoloji devleri ile birlikte çalışması oldukça doğru bir adım olarak yorumlanabilir.

Dijital para biriminin resmi olarak piyasaya ne zaman sürüleceği halen bilinmese de Ledger-Vault Asya-Pasifik Bölgesi Başkanı Glen Woo, dijital yuanın piyasaya sürülecek ilk devlet destekli dijital para birimi olacağını açıklamış durumda.

Sizce devlet destekli dijital para birimleri, kripto para birimleri için bir engel oluşturur mu?

Oldukça uzun bir süredir kripto para dünyasının oyuncularından olan DigiByte (DGB) Binance’te listeleniyor.

Özellikle 2017 yılında oldukça popüler olan DigiByte, son dönemde de oldukça konuşulan kripto paralardan biri. Geçtiğimiz dönemde kripto para borsası Poloniex’in Circle tarafından satılmış ve Justin Sun ile ilişkili bir grup tarafından alındığı iddia edilmişti. DigiByte CEO’sunun Justin Sun hakkındaki açıklamarından sonra ise kripto para Poloniex’ten delist edilmişti.

Zorlu bir sürecin ardından geçtiğimiz aylarda oldukça önemli yükseliş kaydeden kripto para, 45 gün içerisinde yüzde 500’lük bir artış yaşamıştı. An itibariyle 0.022 $ seviyelerinden işlem gören DigiByte, bugün itibariyle Binance üzerinde işleme açılıyor.

Açılan DigiByte pariteleri ise DGB/BTC, DGB/BNB ve DGB/BUSD. Dolar paritesinde sadece Binance USD (BUSD) üzerinden işlem görecek kripto paranın USDT paritesi bulunmuyor.

Halving’in yaklaştığı dönemde büyük artış yaşayan DigiByte’ın artışını bazı analistler Bitcoin’de yaşanacak halving ile ilişkilendirmişti. Ödül yarılanması ile birlikte önemli bir miktar cihazın verimsizleşmesi ile birlikte cihazların başka coinlere kayacağını belirten analistler, bu coinlerden birinin DigiByte olacağını belirtmişti. Bildiğiniz üzere ASIC cihazlar sadece belirli kripto paraların madencilik işlemlerinde kullanılabiliyor.

CEO İstifa Etmişti

Geçtiğimiz dönemde DigiByte CEO’sunun istifası ile birlikte gündeme gelen DigiByte, yeni bir popülerite yakalamış gibi görünüyor. Jared Tate’in istifasının ardından yıllardır Binance üzerinde ısrarla listelenmeyen kripto paranın platformda listelenmesi, sorunun Tate ile ilgili olup olmadığı sorusunu kafalarda oluşturuyor.

DigiByte’ın yıllar sonra Binance’te listelenmesini siz nasıl yorumlarsınız?

 

Bitcoin’in 2017 yılının başlarında şişmeye başlayan balon olduğunu söyleyen yatırımcı Jim Rogers, bunun sadece Bitcoin değil bütün kripto paralar için geçerli olduğunu iddia etti.

19 Haziran tarihinde AERA dot ile yaptığı röportajda yatırımcı, Bitcoin ve diğer kripto paralarda dahil olmak üzere, tüm kripto para birimlerinin “sıfırlanacağını” söyledi.

Rogers AERO dot’a verdiği ropörtajda, “kripto para kullanan insanlar hükümetlerden daha akıllı olduklarını düşünüyorlar. Aslında haklılar, ama hükümetler de kripto para kullanan insanların sahip olmadığı bir güce sahip, silahlar. Kripto paraların elinde sonunda yok olacağını düşünmemin sebebi, herhangi bir şekilde ülkelerin orduları ile bağlantılı olmaması.

Kripto para birimlerinin fiyatlarının yükselmesi ve düşmesi ile hükümetlerin aldığı kararlar arasında, henüz kanıtlanmamış bir korelasyon var. Örneğin, Donald Trump 1 Haziran’da Beyaz Saray civarındaki barışçıl protestocuları zorla dağıttıktan sonra, Bitcoin’in fiyatı %8’den fazla artmıştı.

Kripto Sadece Bir Kumar

Aralık 2017’de Bitcoin, tüm zamanların en yüksek fiyatı olan 20.000$’ı görmeden önce Rogers, Bitcoin’in tam olarak şişirilmiş bir balon olduğunu söylemişti.

Kripto para birimleri bir kaç sene öncesine kadar yoktu. Fakat bir anda göz açıp kapayıncaya kadar 100 kat, 1000 kat değer kazandılar. Bundan dolayı kripto paralar şişirilmiş bir balon gibi görünüyor ve doğru fiyatı asla tahmin edemiyorum. Sanal para bir yatırım aracı değildir sadece kumardır.

Warren Buffett ve Georger Soros gibi milyarderlerin yanı sıra Rogers’da dünyanın en büyük yatırımcılarından biri olarak kabul görüyor. Rogers’ın AERO dot’a verdiği röportajda takındığı tavır, tıpkı “kripto para birimlerinin temelde hiçbir değeri yok” diyen Buffett gibi olduğu görülüyor.

Merhaba sevgili Muhabbit okuyucuları, her hafta geçtiğimiz bir haftanın özetini derlediğimiz Haftalık Muhabbit Özet Sayı 18 ile karşınızdayız!

Önceki sayımız Haftalık Muhabbit Özet Sayı 17’ye buradan ulaşabilirsiniz.

15-22 Haziran 2020 haftasında dünyanın dört bir yanından sizlere sunduğumuz kripto para borsası haberlerine hep beraber bir bakalım.

Geçtiğimiz Haftanın En Ses Getiren Olaylar

Geçtiğimiz haftanın en çok konuşulan konularından biri şüphesiz ki Compound’du.

 

2,5 milyon dolarlık transfer ücretinde yeni gelişmeler de yaşandı.

 

Mt. Gox’tan çalınan 80 bin Bitcoin, Craig Wright’ın Tulip Trust cüzdanlarından birinden çıkmıştı. Olay hakkında açıklamayı “Çalmadım, satın aldım!” diyerek yaptı.

 

Binance İngiltere’de lokal borsa açtı!

 

Kripto para dünyasında önemli bir yer kaplayan Japon piyasalarında durum nedir?

 

Dijital ödeme sistemlerinde Whatsapp Brezilya’da bir uygulamaya geçti.

 

Türkiye’den de haberler vardı. “Yatırım tavsiyesi” adı altında takipçilerine ALIN dediği hisseleri kendisi SATINCA 1 milyon liralık cezayı yedi. Bir de Bitcoin’in kullanımı açısından güzel bir haber vardı. Emlak şirketi Antalya Homes, Bitcoin karşılığında ev sattı!

 

 

Squanch İle Haftalık Bülten;

Geçtiğimiz Hafta Bitcoin (BTC);

bitcoin charts 12 - Haftalık Muhabbit Özet-Sayı 18 (15-22 Haziran 2020)
15-22 Haziran 2020 Bitcoin fiyat, hacim ve piyasa değeri grafikleri

Geçtiğimiz Hafta Ethereum (ETH);

ethereum charts 6 - Haftalık Muhabbit Özet-Sayı 18 (15-22 Haziran 2020)
15-22 Haziran 2020 Ethereum fiyat, hacim ve piyasa değeri grafikleri

Geçtiğimiz hafta Ripple XRP (XRP);

xrp charts 9 - Haftalık Muhabbit Özet-Sayı 18 (15-22 Haziran 2020)
15-22 Haziran 2020 XRP fiyat, hacim ve piyasa değeri grafikleri

Geçtiğimiz Hafta Tether (USDT);

bitcoin cash charts 5 - Haftalık Muhabbit Özet-Sayı 18 (15-22 Haziran 2020)
15-22 Haziran 2020 Tether fiyat, hacim ve piyasa değeri grafikleri

Geçtiğimiz Hafta Bitcoin Cash (BCH);

bitcoin cash charts 5 - Haftalık Muhabbit Özet-Sayı 18 (15-22 Haziran 2020)
15-22 Haziran 2020 Bitcoin Cash fiyat, hacim ve piyasa değeri grafikleri

Haftalık Muhabbit Özet sayı 18 ile karşınızdaydık, haftaya görüşmek üzere!

Amerika Birleşik Devletleri menşeli mühendislik firması KE International, Senegalli-Amerikan şarkıcı ve girişimci Akon ile Senegal’de bir kripto şehri kurmak için 6 milyar$’lık bir sözleşme imzaladı.

4 Haziran tarihinde yapılan duyuruda KE International, Akon City’nin inşaatının ilk iki aşaması için yatırımcılardan 4 milyar$ temin etti. Akon’un açıklamalarına göre şehrin inşasının başlaması Ocak ayını bulacak. Son gelen haberlere göre ise firma anlaşmayı onayladı ve proje hakkında daha fazla bilgi verdi.

Kripto ile Yönetilen Şehir

Akon City’nin yapımının ilk aşaması 2023 yılının sonunda tamamlanacak. Bu aşamada, büyük bir alışveriş merkezi, konutlar, oteller, polis karakolu, okullar, atık tesisleri ve güneş enerjisi ile çalışan bir hastane kampüsü yer alacak.

İkinci aşamanın ise 2029 yılında tamamlanması bekleniyor. İkinci aşamayla beraber şehir, tam anlamıyla Akoin kripto para birimi ile işleyecek. Bildiğiniz üzere Akoin, şarkıcı Akon’un geliştirmekte olduğu Afrika gibi gelişmekte olan ülkelerdeki girişimcilere yardım niteliğinde tasarlanmış bir kripto para birimidir.

KE International ayrıca Kenya’nın batısında 2 milyar$’lık Mwale Tıp ve Teknoloji Şehri’nin inşaatını yürütmekte. Proje 2014 yılında hayatına başladı ve bu yıl sonunda tamamlanması bekleniyor.

İnşaat hali hazırda %85 oranında tamamlandı ve geçen yıl halka açılmış 5.000 yatak kapasiteli bir hastaneyi de bünyesinde içeriyor. Ve bu hastane Akoin kripto parasını işlemlerinde kullanmak amacıyla Akon ile ortaklık kurdu.

Geçtiğimiz haftalarda yayınlanan ifadeler dolayısıyla, Gavin Andresen, Craig Wright’ın Bitcoin yaratıcısı Satoshi Nakamoto olduğundan şüphe duymaya başlamış.

Wright’ın iş ortağı David Kleiman’a açılan davada, verilen ifadeler neticesinde Andresen’e Wright’ın Bitcoin’in yaratıcısı olup olmadığı soruldu. Andresen, kendilerini Satoshi Nakamoto olarak adlandıran bir grubun 3 kişilik parçasından birinin Wright olduğunu düşündüğünü söyledi. Ancak sonrasında bu iddialara aldandığını itiraf etti.

Bana bu kanıtların geldiği zamanda kandırılmış olma ihtimalim var. Bana verilen dizüstü bilgisayar yeni bir bilgisayar değildi. Yani bana gösterilen kanıtlar oynanmış kanıtlar olabilir. Ve ayrıca jet-lag’dan muzdarip haldeydim. Zaten bana sunulan kanıtlar kesin olarak Wright’ın Satoshi olduğunu göstermiyordu. Gördüğüm şeyler sadece beni Wrigth’ın Satoshi olabileceğini düşündürdü. Ayrıca bana sunulan kanıtlar, kamu oyuna sunulan kanıtlardan çok çok daha farklıydı.

Andresen verilen ifadeden sonra, 2010-2011 yılları arasında Satoshi ile olan e-postalarına ithafen onunla bir daha iletişime geçmediğini belirtti.

Kleiman-Wright davası, Bitcoin’in ve kripto paraların geleceği için potansiyel bir etkiye sahip olduğu için, endüstri tarafınca ciddi bir şekilde takip edildi. Mayıs ayında ise, Kleiman’ın avukatları Wright’ın aleyhine ek kanıtlar sundu.

Geçtiğimiz günlerde ise Eski Mt.Gox CEO’su Mark Karples, Wright’ın “hırsızlık ya da sahtekarlık” yaptığını iddia etti. Bildiğiniz üzere Bitcoin Vakfı kurucusu Roger Ver’de bu tarz ithamlarda bulunmuştu ve akabinde Wrigth ona dava açma girişiminde bulunmuştu.

14-20 Haziran tarihleri arasında, Japonya’da yaşanan kripto ve blockchain alanında yaşanan gelişmelere bir göz atalım.

Araştırma Firması Japon Kripto Düzenlemeleri Hakkında Rapor Çıkarttı.

Geçtiğimiz hafta bir araştırma firması olan Xangle, Japon kripto para regülasyonlarına dair bir rapor yayınladı. Raporda söylenenlere göre, Japonya’da yeni bir sanal para birimi listelenmesi için gerekli koşullar analiz ediliyor dendi.

Ayrıca raporda, ülkenin Finansal Hizmetler Ajansı tarafından, merkezsiz kumar oynatan sistemlere, DApp’lere ve ayrıca diğer önemli noktalara karşı düzenlemeler yapıldığına dikkat çekildi.

Binance Japonca Dil Desteğini Geri Getirdi

Japonya’da Ocak ayında borsada işlem yapması yasaklanan Binance, geçtiğimiz hafta Japonca dil desteğini geri getirdiğini açıkladı. Buna rağmen uygulama Japonya’da faaliyette bulunmadığını söylüyor.

Bu servisi, Japonya’da yaşamayan Japonlar için tasarladık.

SBI Holdings, Blokchain İle Sertifika Dağıtacak

Fukuoka Eyaleti’nde bulunan Ukiha Ticaret Odası, blockchain teknolojisinden yararlanarak, geleneksel kağıt sertifikaları dijital hale getirmeyi planlıyor.

Japon Finans Şirketi Coinshares ile Kripto Custody Ortaklığı Kurdu

Dijital varlık yönetim şirketi olan Coinshares, finans şirketi Nomura Holdings ile iş birliğine gitti. Bu iş birliğinin içeriği, kripto paraların muhafaza edilmesi ile alakalı. Komainu olarak bilinen muhafaza sistemi, kurumların kripto paralarını korumakla yükümlü.

17 Haziran’da yapılan açıklamalara göre, servisten faydalanacak müşterilere ayrıca donanımsal bir cüzdan olan Ledger sağlanacak.