Huobi Bitcoin Son Fiyatı
BTC $70750
1.79%
Huobi Ethereum Son Fiyatı
ETH $3562.55
1.58%
Huobi Avalanche Son Fiyatı
AVAX $54.09
0.52%
BNB Token Son Fiyatı
BNB $585.9
-0.22%
Binance Kayıt Ol

Muhabbit

CoinMetrics tarafından paylaşılan yeni verilere göre Tether ile gerçekleştirilen değer transferlerinin miktarı, Bitcoin (BTC) ve PayPal ile gerçekleştirilen değer transferlerini geçmiş durumda.

Tether (USDT) ile gerçekleştirilen değer transferlerinin 7 günlük ortalaması alınarak ortaya konan yeni araştırmaya göre Tether, 20 Ağustos tarihinde 3,55 Milyar $’lık transfere ev sahipliği yapmış görünüyor.

Yaklaşık 6 aydır süregelen düzenli artışın ardından Tether, değer transferi noktasında Bitcoin’i de geçmiş görünüyor. Bitcoin tarafında gerçekleştirilen değer transferi miktarı 2,94 milyar $ seviyelerinde bulunuyor. Tether bu noktada Bitcoin’den yüzde 20 daha fazla transfer gerçekleştirmiş görünüyor.

Bu sayede Tether’ın değer transferi noktasında piyasadaki payı net bir şekilde Bitcoin’i geçmiş durumda. Özellikle DeFi ürünlerinin kullanımının artması ile birlikte değer transferi noktasında son 2 ayda sert bir ivmelenme yaşayan Tether, talebi karşılamak adına Ethereum üzerinde bulunan USDT miktarında da artışa gitmişti. Son hamle olarak ise borsalardan gelen talep üzerine 1 Milyar $ değerindeki USDT’yi Tron ağından Ethereum’a taşımıştı.

PayPal’ı Da Geçti

Ekonomist John Paul Koning tarafından yapılan açıklamada Tether’ın değer transferi noktasında PayPal’a da fark attığını belirtiyor. PayPal’ın 2’inci çeyrek raporunu paylaşan Koning, PayPal’ın 2.94 milyar $’lık transfere ev sahipliği yaptığı belirtiliyor.

Rapora göre günlük 2,94 milyar $’lık transfer ile PayPal, Tether’ın oldukça gerisinde kalmış durumda.

2020’de Yüzde 225 Arttı

Geçtiğimiz günlerde 13 milyar $ piyasa değerine ulaşan Tether, arz ve piyasa değeri noktasında 2020’de yüzde 225’lik bir artış yaşamış durumda.

Geçtiğimiz gün sizlerle paylaştığımız Tether haberinde, CTO Paolo Ardoino’nun 2020 için 20 milyar $’lık hedefini aktarmıştık. hedefi ile ilgili olarak son dönemde piyasalarda yatırımcıların alternatif araşının oldukça arttığını belirten Ardoino, bu sebeple birçok yatırımcının kripto para sektörüne giriş yapıtığını ya da yapmayı düşündüğünü, Tether’ın stablecoin olarak en iyi alternatiflerden biri olduğunu açıkladı.

Bildiğiniz üzere Tether, Ethereum ağında en fazla “gas” ücreti ödenen token olarak öne çıkıyor. Transfer sayısı arttıkça artan ağ yoğunluğu dolayısıyla yükselen Ethereum transferi ücretlerine farklı alternatifleri getiren Tether, son olarak Etherum üzerinde “layer 2” olarak OMG Network katmanında USDT transferlerini de başlattı.

Bu adım ile birlikte sert bir yükseliş yaşayan OMG fiyatı ile birlikte USDT transferlerine de “start” verilmiş oldu.

Şimdilik Bitfinex tarafından desteklenen OMG Network transferleri önümüzdeki günlerde diğer borsalar ve platformlar tarafından da desteklenmeye başlayabilir.

Kripto para borsası Binance bu sabah yaptığu duyuru ile birlikte Tellor’u (TRB) listeleyeceğini duyurdu.

Listeleme sonrası bazı pariteleri bugün işleme açılacak. Bugün işleme açılacak pariteleri şu şekilde:

TRB/BNB, TRB/BTC ve TRB/BUSD

29 Ağustos’ta ise TRB/USDT paritesi işleme açılacak.

Son dönemde yaptığı listelemelerde USDT paritesini daha sonradan açmayı tercih eden Binance ekibi, listelediği coinlerde ilk stablecoin kapısını BUSD ile oluşturmaya başladı.

Tellor, Ethereum üzerinde çalışan, DeFi için merkezsiz bir oracle olarak öne çıkmakta.

Ethereum üzerinde çalışan kontratların direkt olarak ağın dışındaki verilere erişimi olmadığından birçok proje DeFi platformalrına gerçek dünya fiyat verileri sağlamak için çözümler sunmakta.

Diğer önde gelen oracle çözümleri ise Chainlink (LINK) ve Band Protocol (BAND) olarak örneklendirilebilir. DeFi ekosisteminin hareketlenmesi ve büyümesi ile birlikte oracle çözümlerine olan ihtiyaç da önemli derece artmış durumda. Bu sebeple halen birçok yeni oracle çözümü ortaya atılmakta.

Listeleme duyurusu sonrası yüzde 20’lik bir artış yaşayan TRB, an itibarıyla 49.73 $ seviyelerinden işlem görmekte.

Toplam arz miktarı 1,529,896 olan TRB’in 1,441,271 adedi dolaşımda bulunuyor. Projenin toplam piyasa değeri ise 71 milyon $ seviyelerinde bulunuyor.

Tellor MuhabbitCap’e göre 127’inci sırada bulunuyor.

Eski bir televizyon sunucusu ve gazeteci olan Cüneyt Özdemir, YouTube’dan sonra DLive’a adım atıyor.

Geçtiğimiz günlerde bu kararı Twitter üzerinden bir video paylaşımı ile açıklayan Özdemir, Dlive’ın sunduğu yenilikçi özelliklerden bahsetti. İnternet üzerinde içerik üreticiliği hayatına YouTube üzerinden başlayan Özdemir, görünüşe göre blockchain teknolojisinin fırsatlarla dolu dünyasına girmiş bulunuyor.

Silikon Vadisi menşeli olan Dlive, merkezi olmayan bir blockchain projesinin bir parçası. BitTorent platformunun blockchaininden yararlanan canlı yayın platformu genel olarak Twitch.tv benzeri bir görev görüyor. Fakat Dlive, sadece oyunculara hitap etmiyor, aksine geleneksel Televizyonlarda yapılan birçok yayın formatını desteklemekte.

Dlive, sektörde adını duyurmak adına birçok avantajı beraberinde getiriyor. Bunlardan ilki merkezsiz olması. Merkezsiz olması ile beraber, yayıncıların gelir kapısı sadece Dlive değil ayrıca izleyiciler. Dlive, Twitch kadar eski bir platform olmadığı için, oturmuş yayıncıları pek fazla yok. Bundan dolayı yeni yayıncılık hayatına başlayacak olan kişiler Dlive’ı tercih edebilir. Ayrıca yayın yapan herkes, STEEM blockchaini üzerinden SBD kazanabilir. Dlive’ın en büyük özelliği ise, yayıncılardan hiçbir şekilde komisyon almaması. Bildiğiniz üzere Twitch.tv partner olduğu yayıncılar ile gelirleri neredeyse yarı yarıya paylaşıyor.

Cüneyt Özdemir, yaklaşık 7 milyon kullanıcısı bulunan Dlive’da ilk defa çarşamba günü yayın yapmış bulunuyor. Cüneyt Özdemir’in yayını anlık olarak 3.000 kişi tarafından izlendi.

Cüneyt Özdemir, Dlive platformunu kullanan ilk Türk YouTuber değil. Geçtiğimiz aylarda Barış Özcan SpaceX’in fırlattığı bir roketin yayınını yapmıştı ve anlık olarak 111.000 izleyiciye ulaşmıştı.

Çin menşeli ticaret devi Alibaba’nın e-finans iştirakı Ant Group, Hong Kong ve Şanghay’da halka arz başvurusunda bulundu.

Alibaba’nın kurucu ortağı Jack Ma tarafından yönetilen Ant Group, 25 Ağustos’ta Bloomberg’e verdiği bir demeçte, yaklaşık 30 milyar dolarlık halka arz artışıyla beraber 226 milyar dolarlık bir değere ulaşmayı hedefliyor.

Bildirilenlere göre bu yeni halka arz, tarihin en büyük anlaşmalarından biri olabilir. Halka arz, bu yılın başlarında 29.4 milyar dolar toplayan Suudi Arabistan menşeli çokuluslu petrol ve gaz devi Saudi Aramco’nun rekorunu geride bırakacaktır. Bloomberg verilerine göre, hedef değerlenme, Amerika Birleşik Devletleri’nin bankacılık devi Bank of America’nın piyasa değeri ile eşleşecek ve Citigroup’un iki katından daha büyük olacaktır.

Bloomberg’e göre, Ant Group’un Hong Kong teklifi JPMorgan, Morgan Stanley, Citigroup ve China International Capital Corp. gibi büyük kurumlar tarafından yönetilecek. Şanghay’da ise, China International Capital Corp. ve CSC gibi büyük yerel yatırım bankacılık firmaları halka arzı üstlenecek. Finansal rapora göre, Ant Group’un Şanghay’dan 48 milyar yuanlık bir değer artış beklentisi var.

Ant Group’un halka arz gelirlerini sınır ötesi ödemeleri genişletmek, araştırma ve geliştirme yeteneklerini desteklemek için kullanmayı planladığı bildiriliyor.

Alibaba’nın mali iştirakı olan Ant Group, 2015’ten beri blockchain endüstrisindeki gelişmeleri yakında takip edip, kendi blockchain çözümlerini oluşturuyor. Temmuz 2020’de Ant Group, yapay zeka, nesnelerin internetini ve bir dizi başka teknolojiler üzerine çalışmalar yapmaya başladı. Bu yılın başlarında ise Ant, “Ant Blockchain Open Alliance” olarak bilinen, kurumsal odaklı bir platform başlattı.

Bloomberg’e göre halka arz başvurusunda verilen bilgilere göre, Alipay’in Haziran 2020 itibarıyla toplam işlem hacmi önceki seneye göre artış gösterdi. Aktarılan bilgilere göre Alipay’ın işlem hacmi an itibarıyla 17 trilyon $’a ulaştı. Raporda ayrıca, Alipay’ın 1 milyardan fazla kullanıcısı ve aylık 711 milyon aktif kullanıcısı olduğu belirtildi.

Güney Kore’nin en büyük kripto para borsalarından biri olan Coinbit’e, borsa hacmini manipüle ettiği iddiasıyla soruşturma açıldı.

Bu sabah (26.08.2020) Seul polisi, Coinbit’in ülke çapındaki ofislerine eş zamanlı bir baskın düzenledi. Baskının nedeni ise ticaret hacmi oluşturup milyonlarca dolar kazanmak için yasa dışı yöntemlerin kullanılması. Baskında elde edilen belgelere göre, Coinbit hacminin %99’undan fazlasının sahte olduğu tespit edildi.

Sahte hacim ayarlanması kripto para borsaları için sık rastlanan bir şey hatta “wash trading” denilen yöntem ile karşılıklı alım satım yapan botlar sayesinde piyasa yanılsaması yapılabiliyor. Coinbit’in gerçekleştirdiği wash trading şekli ise şöyleydi; tüm kullanıcı fonlarını içeren iki varlık hesabı açıldı. Bitcoin, Ethereum, XRP ve Tether gibi lider kripto para birimleriyle de bu varlık hesapları arasında “hayalet” yani aslında olmayan işlemler gerçekleştirildi. Bununla birlikte yalnızca tek bir borsada ICO’su yapılan token ve altcoinlerin arzlarını kontrol edip daha yüksek fiyatlar vererek de şüpheli işlemler yapıldığı öğrenildi.

Manipülasyon, Zimmete Para Geçirme… Peki Başka?

Borsanın bu işleyişi için ise tek suçlu Choi Mo değil. Tüm ekip üyeleri işleyişin farkında olarak borsadaki farklı hesaplar arasında alım satım yapmış. Bu sahte hacimle 100 milyon won’un üzerinde yani 85 milyon dolardan fazla para kazanılmış.

Bu kazancın yanı sıra şirketin muhasebe kısmında da tutarsızlıklar olduğu belirtiliyor. İsminin verilmesini istemeyen bir vergi muhasebecisinin yorumuna göre Coinbit baştan beri dışarıdan gelen denetimcilerin görüşlerini kulak arkası ediyordu. Bu da aslında şirketin başından beri kirli işlere bulaşmış olabileceğini gösteriyor. Çünkü muhasebedeki tutarsızlıklar zimmete para geçirmeyi gösteriyor.

Bununla birlikte Güney Kore’de yaşanan ilk sahtekârlık davası bu değil. Şimdiye kadar birkaç olaya ev sahipliği yapmıştı. Güney Kore kripto para borsaları konusunda daha yeni yeni katı kurallar koymaya başlıyor. Bu sebeple de yakın gelecekte bu gibi baskınların sıklaşacağı düşünülebilir.

COVID 19’un dünyayı etkisi altına almasıyla beraber tüm tıp dünyası hummalı bir çalışma içerisine girdi. Özellikle bağışıklık bilimi (immunoloji), aşı çalışmaları ve enfeksiyon hastalıkları alanındaki herhangi bir yeni buluş tüm insanlık adına umut vadediyor. Covid 19’un duyulmasından hemen sonra bazı fırsatçılar virüsün yayılımını token üretim metodu olarak kullanan bazı işlevsiz tokenlar ortaya koymuştu. Clintex ise bu sefer aşı buluşlarını yapay zeka ve blok zincirle birleştirmeyi hedefliyor.

Blok zinciri, Corona virüsle mücadelede fayda sağlayabilir mi ?

Yazımızın konusu olan proje Clintex ise aşı ve ilaç geliştirme sürecini blokzincire taşıyıp bu süreci hem şeffaflaştırmak hem geliştirmek hem de hızlandırmayı hedefleyen bir vizyona ulaşmaya çalışıyor. Bu da aslında var olduğunu bile bilmediğimiz bir sorunu gündeme getiriyor. Her yeni aşının buluşunun klinik masraflarının 1.3 Milyar dolara mal olduğu biliniyor. Bilim insanları arasında şeffaf bir şekilde gerçekleştirilememesinden dolayı bu miktarın daha da arttığı projenin ayrıntılı whitepaperında okumak mümkün… Ayrıca bir aşının çıkma sürecinde bilgilerin farklı gruplar arasında efektif paylaşılamaması yüzünden bu sürenin yaklaşık 11 ay geciktiğini ortaya koymuşlar.

Clintex: Doğru yer doğru zaman…

Clintex’te bu sürece katılmak isteyen ilaç şirketlerin token alıp stake etmesini istiyor (ne kadarı kabul eder bilinmez). İş modellerinin başarılı olması açıkçası biraz farklı 3. partilere bağlı gibi gözükse de zamanlama açısından dünyanın belki de bu tarz projelere en açık olduğu zamanın içindeyiz. ICO’ların saniyeler içinde tükendiği bir zamanda presale sürecine girişmişler ICO ise yaklaşık 2 ay sonra… Global ilaç sektörünün yıllık 350 milyar dolarlık işlem hacminden acaba blok zinciri projeleri ne kadar pay alabilecek ya da alabilecek mi zaman gösterecek.

Tayland, en büyük mahkeme sistemini bir blockchain platformuna taşıma planları yapıyor. Haber Tayland Adalet Mahkemeleri tarafından açıklandı. Açıklanan haberde Tayland Adalet Divanı, sahip olduğu tüm adli bilgi veritabanını 2021 yılına kadar blockchain platformuna taşımak için çalışıldığından bahsedildi.

Ülke mahkemelerinin %90’ından fazlasını denetleyen Adalet Mahkemeleri, perşembe günü yaptığı basın açıklamasında bir süredir blockchain ağını geliştirdiğini duyurdu. Amaç Tayland hükûmetinin ülkenin kamu hizmetlerini dijitalleştirme çabalarının bir parçası olarak tüm kayıtlarını gelecek yıla kadar çevrim içi hale getirmek.

Adalet Mahkemesi, platformu oluşturmak için kullandığı blok zinciri protokolü ile ilgili pek fazla ayrıntı açıklamasa da, projenin tamamlanmaya yaklaştığını ortaya koydu. Önümüzdeki haftalarda, yetkililer sistemin nasıl kullanılması konusunda yapılacak olan eğitimler ile bilgilendirilecek.

Bu blockchain projesi, Tayland hükümeti tarafından “Tayland 4.0” ekonomik modeli ile çalışan, hükümetin dijitalleştirilmesi için yaptığı bir dizi projeden biri olarak duruyor. Bu model, yapay zeka, blok zinciri, nanoteknoloji, biyoteknoloji ve bunlar gibi çok daha fazla gelişmekte olan teknolojinin benimsenmesinden yoğun bir şekilde yararlanmaktadır.

Tayland, yaptığı bu hamle ile blockchain teknolojisini yargı sistemine entegre etmeyi başaran diğer birçok Asya ülkesinin arasına katıldı. Çin şu an bu hamlenin lideri konumunda. Ülke halihazırda blockchain teknolojisini çeşitli şekillerde entegre etmişti, bunlardan biri duruşmaları kaydetmek. Çin’in en büyük şehirlerinden biri olan Şangay’da bulunan mahkemeler birkaç aydır blok zincirinde kayıtlar depoladığı için bu sistemin öncüsü olarak duruyor.

Çin Halâ Blockchain Lideri

Büyük ölçüde Blockchain ve yapay zekaya dayanan Çin’in akıllı mahkemeleri Blockchain kullanımıyla büyük başarı elde etti. 2019’da kurulduğundan bu yana milyonlarca dava çözüldü. Bu mahkemeler haftanın 7 günü 24 saat çalışıyor ve bu sayede Çin mahkemelerinin üzerindeki idari yükü önemli ölçüde azalttı. Çin mahkemeleri, küçük suçların kolay ve hızlı bir şekilde çözülmesine izin veriyor.

Japonya‘da, araştırmacılar bu yılın Nisan ayında blockchain teknolojisiyle desteklenen bir dijital mahkemeyi başarıyla başlattı. Mahkeme başlangıçta yalnızca hukuk davalarını ele almıştı, ancak içerik oluşturucular bir deneme çalışmasından sonra yetkilerini genişletmeyi amaçladıklarını açıkladılar.

Rusya’nın devlete bağlı en büyük bankası olan Sberbank, blockchain tabanlı bir bilet satış sistemi sunmak için büyük bir yerli havayolu şirketi ile anlaştı.

Rusya’nın en büyük bankasının, akıllı sözleşmeler ve tokenlar aracılığı ile kurumsal müşterilere anında ödeme yapmalarını sağlayacak yeni bir bilet satış platormu üzerinde S7 Airlines ile bir işbirliği yaptığı iddia ediliyor.

Yerel haber ajansı Kommersant’ın 26 Ağustos tarihli haberine göre, yeni sistem Eylül 2020’de piyasaya sunulacak. Habere göre, Rusya’da ödeme işlemi için sanal tokenlar ilk defa kullanılacak.

Bildirildiği gibi, yeni sistem kurumsal müşterileri yalnızca mevcut geliştirme aşamasında hedeflemekte. Sberbank ve S7 temsilcilerinin söylediğine göre, blockchain destekli sistemin ödeme süresinin 10 günden sadece 20 saniyeye düşürmesi planlanıyor.

Kommersant’a göre, yeni bilet satış sistemi, şirketlerin kendi blockchain uygulamalarını geliştirmelerine ve akıllı sözleşmeler oluşturmasına olanak tanıyan tescilli bir blockchain platformu kullanıyor. Bu nedenle S7 Airlines, blockchain bile uygulamasını Sberbank tarafından platformuna yerleştirmiş durumda.

Yeni girişimde tokenleştirme sürecinin nasıl uygulanacağı henüz belli değil. Sberbank, akıllı sözleşmeler kullanarak kurumsal müşterinin hesabından, meblağı “tokenize” bir şekilde çekecek gibi görünüyor. S7 Airlines’dan bir yönetici. ise, tokenların “müşterilerin gerçek hesapları ile” bağlantılı olacağını söyledi.

Hem Sberbank hem de S7 Airlines, son yıllarda blockchain teknoloji gelişimine kendini adamış iki firma. Rusya’nın büyük havayolu şirketi ve küresel havacılık ittifakı Oneworld’ün bir üyesi olan S7 Airlines’ın, 2017’de Rusya’nın en büyük özel bankası Alfa-Bank ile işbirliği yaparak, dünyanın ilk blockchain destekli bilet satın alımını gerçekleştirdiği bildirildi. Bildirilenlere göre bu bilet satış işlemi, yaklaşık 1 milyon $’ın üzerinde bir gelir getirdi.

Ağustos ayının başlarında, raporlar Sberbank’ın bire bir şekilde Rus rublesine sabitlenmiş bir stablecoin geliştirmeyi düşündüklerini ileri sürmekteydi.

Dünyanın dört bir yanındaki merkez bankalarını ele geçiren kripto para çılgınlığı, Güney Amerika ülkelerinde de ilgi görmeye başladı. Elde edilen son bilgilere göre, Brezilya Merkez Bankası da artık dijital para birimlerine olan ilgisini öne çıkardı. Bu kapsamda kripto para endüstrisini incelemek üzere çalışma yapmak için yeni oluşturulan bir grubun varlığını duyurdu.

Yapılacak olan çalışmanın amacı, dijital para biriminin merkez bankaları tarafından ihraç edilmesi ve güvene dayalı para birimlerinin fiziksel desteğini elektronik ortama geçirmek olacaktır. Bu sebeple Merkez Bankası, finansal ilişkilerin geleceğini tahmin etmek için Brezilya’da dijital para biriminin nihai olarak çıkarılmasının etkilerini tartışmak üzere bir çalışma grubu oluşturmaya karar verdi.

Merkez Bankası yaptığı açıklamada:

Teknolojik gelişmelerle birlikte ödeme sistemleri dijitalleşti ve kağıt para kullanımı azaldı. Elektronik ödemelerin miktarı, özellikle mobil cihazların ve iletişim teknolojisinin gelişimi sayesinde son yıllarda artış göstermektedir. Bu gelişmelere rağmen kağıt ve metal paraları kullanmaya devam ediliyor. Buna karşılık hala vatandaşın erişebileceği paranın dijital bir temsili yok. Dolayısıyla, merkez bankası tarafından çıkarılacak olan bir dijital para birimi, Brezilyalıların paralarıyla tamamen elektronik bir şekilde etkileşime girmesine olanak tanıyacaktır.

Banka yaptıkları bu girişimin para birimlerinin geleceği ile ilgili çalışmaları derinleştirmeyi amaçladığından bahsetti. Bununla birlikte grubun onayının, Merkez Bankası’nın dijital bir para birimi çıkaracağı anlamına gelmediğini de vurguladı. Para otoritesinin konuyu inceleyeceğini ve çalışma sonucu hakkında topluma bir bilgi verileceğinden bahsedildi.

Grubun Hedefleri

Grubun hedefleri arasında, siber güvenlik, veri koruma, düzenleyici uygunluk  ve CBDC (Merkez Bankası Dijital Para Birimi )’nin finansal katılım ve istikrar üzerindeki etkilerinin analizi dahil olmak üzere risk tanımlama ile dijital para birimi ihraç modeli önerisi, para ve ekonomi politikalarının yürütülmesi olacaktır.

Dijital Para Biriminin Faydaları

Merkez bankası tarafından topluma ihraç edilecek olan bir dijital para biriminin potansiyel faydaları arasında ilk sırayı ihraç maliyetinin düşürülmesi olacağından bahsedildi. Ekibin koordinatörü Aristides Andrade Cavalcante Neto, “Elektronik para birimi, para politikası araçları oluşturmanın yanı sıra paranın bugün olduğundan daha güvenli kullanımını kolaylaştırabileceğini ileri sürdü.

Coinbase Pro Twitter’dan yaptığı bir açıklamada, 31 Temmuz Pazartesi günü CELO-USD, CELO-BTC, CELO-EUR ve CELO-GPL’yi listeleyeceğini açıkladı.

Coinbase’in blog yazısında paylaştığı habere göre, Numeraire, Band, Compound, Maker ve OmiseGo gibi listeleme işlemlerinden sonra Celo’yu listeleyeceğini açıkladı.

31 Ağustos pazartesi günü Celo Coinbase Pro’da işlem görmeye başlayacak. Eğer likidite koşulları sağlanırsa, ertesi gün pasifik saati ile 09.00’da Celo’nun ticareti başlayacak.

Platformda yeterli arz sağlandıktan sonra, CELO-USD, CELO-BTC, CELO-EUR ve CELO-GBP gibi işlem çiftleri kullanıcıların huzuruna sunulacak.

Celo Nedir?

Celo (CELO), Celo platformu için bir yardımcı görevi görmekte olan ve bir yönetim tokeni olan bir kripto para birimidir. Celo platformu, akıllı telefonu olan herkesin, bir kripto cüzdanın ihtiyaç duymadan Celo üzerinde çalışan sabit paraları göndermesini, almasını ve saklamasını kolaylaştırmak için tasarlanmıştır.

Kripto para borsası Binance, vadeli işlem platformu için yeni bir kontrat duyurusu gerçekleştirdi.

Yeni kontrat ile birlikte belirli DeFi paltformları ile yeni bir havuz kontrat ortaya konmuş durumda.

Kontrata dahil olan DeFi tokenleri ie şu şekilde:

(BAND), (COMP), (KAVA), (KNC), (LEND), (LINK), (MKR), (SNX), (SXP), (ZRX)

Farklı vadeli işlem kontratları genellikle FTX platformu tarafından geliyordu. Benzer bir adım ise Binance tarafından geldi.

Son dönemde oldukça popüler olan DeFi platformları için tek bir kontrat üzerinden işlem açılabilecek.

Bildiğiniz üzere DeFi Index kontratı hali hazırda FTX platformunda da listelenmekte. Dün de Uniswap tokenleri için yeni bir kontrat duyuran FTX, ilk 100 parite için tek bir kontrat ile işlem yapabilme imkanı sunmuştu.

Merkezsiz finans ürünlerini oldukça hızlı listeleyen ve farklı ürünler ortaya koymaya çalışan merkezi borsalar, DeFi furyasını kaçırmak istemiyor gibi görünüyor.

Coda Protokolü, kripto dünyasına yeni katılan blockchain operatörlerini teknik mentörler ile eşleştirerek ekosistemini büyütüyor.

San Francisco, Kaliforniya 26 Ağustos 2020 – İnternet 3.0’ın temel taşlarından birini oluşturan Coda Protokolü, Genesis Token Hibe Programı’na yüzlerce yeni üye katma amacıyla amatör blockchain operatörlerini Teknik Mentörler ile destekleyeceğini duyurdu. Genesis Token Hibesi, Coda kullanıcılarını mainnette blockchain operatörü olmaya hazırlayarak Coda’nın en merkeziyetsiz blockchain olmasını hedeflemektedir.

Coda Protokolü’nü geliştiren O(1) Labs CEO’su ve kurucusu Evan Shapiro, halihazırdaki kullanıcılarının %30’unun daha önce hiç bir blockchainde operatörlük yapmadığını belirtip, “Buna rağmen daha çok yol gitmemiz gerektiğinin farkındayız. Kriptoya yeni olanların en çok ihtiyacı olan rahat bir şekilde sorularını sorabilecekleri, blockchaine yeni başlamanın desteklendiği bir ortam. Coda topluluğu bu ortamı sağlıyor.” dedi.

Blockchain operatörlüğüne yeni başlayanları desteklemek için geliştirilen Operatör Mentörlüğü Programı, 66.000 token ile sektörün en büyüğü olan Genesis Token Hibesi için bir giriş noktası olacak. Programın nihai amacı ise kripto ekosistemini geliştirmek, cinsiyet ve milliyet çeşitliliğini artırmak ve blockchain operatörlüğünü yeni başlayanlar için daha kolay hale getirmek.

Coda Teknik Mentörleri arasında Türkler ve Türkçe konuşanlar da mevcut. Bunun yanında Çin, Amerika, Rus, Fransa, Hindistan, Kore de dahil olmak üzere 15’ten fazla ülkeden mentörler topluluğa destek vermekte. Dünyanın dört bir yanından üyeleriyle Coda, tamamıyla evrensel ve merkeziyetsiz bir blockchain ve topluluk olma yolunda hızla ilerliyor.

Coda blockchaini teknik özellikleriyle operatör olmayı, herkese açık ve kolay bir hale getiriyor. Gelişmiş bir kriptografik teknik olan zk-SNARKlar, Coda’nın hep 20 kilobyte boyutunda kalmasını sağlıyor. Eşi benzeri olmayan bu özellik sayesinde Coda’da blockchain operatörü olmak her zaman çok kolay. Ek olarak Coda’nın konsensüs mekanizması sınırsız sayıda operatörü desteklediği için, her an herkes operatör olabilir. Teknik dokümantasyonu ve araçları da hemen başlamanızı kolaylaştırıyor. Operatör Mentörlüğü Programı katılımcıları gelecekteki testnetler sırasında adım adım destek alarak puan toplayabilir ve 66.000 token kazanmak için Genesis Token Hibesi’ne başvurabilirler. 

Genesis Token Hibesi’ne başvurmak için: bit.ly/coda-genesis

Teknik Mentör olmak için: https://github.com/CodaProtocol/coda-grants

Medya soruları için lütfen +1-310-260-7901 veya Kili(at)MelrosePR(dot)com üzerinden Kili Wall ile iletişime geçin.

Dış güçlerin baskısıyla beraber iki Avustralya borsası, Monero (XMR) ve Bytecoin (BCN) dahil olmak üzere bir dizi gizlilik parasını delist etti.

24 Ağustos’ta Youtuber Alex Saunders, Avustralya borsası CoinSpot’tan bir duyuru görüntüsünü tweetledi. Duyuruya göre 31 Ağustos’a kadar birkaç gizlilik tokenini listeden kaldırılacak.

Başka bir Twitter kullanıcısı, başka bir Avustralya borsası olan Swiftx’in de aynı şeyi yapmayı planladığını iddia etti. Görünüşe göre gizlilik tokenlarını delist etmeyi planlayan tek borsa CoinSpot değil.

Aynı gün, Chainalysis, Coinspot ve Coinjar ile “uyum standartlarını iyileştirmek adına” ortaklık yaptığını duyurdu. Görünüşe göre hiçbir borsa iddia edilen delist furyasını onaylamadı. Fakat bir CoinSpot temsilcisine göre, haber doğru. Temsilci konu hakkında şunları söyledi:

2013’te faaliyete başladığımızdan beri, dış kurumların baskısının işimizi engellemeye ve kısıtlamaya çalıştığı birçok durumla karşılaştık. Bu durumların her birinde, üyelerimiz için mümkün olan en iyi sonucu elde etmek için çok çalıştık. Kripto para birimi alım satım hizmetlerinin tüm Avustralyalılar için mümkün olduğunca erişilebilir olması gerektiğine inandığımız için bu kararları hafife alamayız.

Temsilci, varlıkların zorunlu ticaret yapılmasına gerek olmadığına ve kullanıcıların bu tokenları güvenli bir şekilde çekebileceklerinin garantisini verdi.

Başlangıçta CoinSpot tarafından delist edilmek üzere işaretlenen para birimlerinden biri Komodo’ydu (KMD). Ancak Komodo, projenin CTO’su Kadan Stadelmann’a göre KMD’nin gizlilik özelliği uzun bir süredir devre dışı olduğu için bunun bir hata olduğunu söyledi.

Komodo’nun gizlilik özelliği uzun süredir etkin değil. Bu iddiayı destekleyen bir hukuki görüşümüz var. Dolayısıyla, Komodo Platformu gizlilik teknolojisi sunsa bile, Komodo Token (KMD) gizlilik teknoloji sunmuyor.

Stadelman, sorunun çözüldüğünü ve KMD’nin CoinSpot’tan delist edilmeyeceğini doğruladı. Komodo’nun teknolojisi üzerine inşa edilmiş merkezi olmayan bir borsa olan AtomicDEX, şu anda Zcash’i listelerken Monero’yu listelemiyor.

Görünüşe göre büyük borsaların, bu varlıkları kullanıcıların kullanımına sunmak için işlerini tehlikeye atmak gibi bir niyeti yok.

Frontier geçtiğimiz gün yaptığı özel satış ile birlikte 1,85 Milyon $ fon toplamayı başardı. Gerçekleşen özel satışa katılan birçok önde gelen şirket bulunuyor.

Özel satışa katılan şirketler arasında Alameda Research, FTX, Woodstock Fund, Mechanism Cap, NGC Ventures, CoinGecko, Spark Capital, Black Edge Cap ve Bidesk bulunuyor.

Ek olarak Matic Network (MATIC) kurucularından Sandeep Naiwal da bulunuyor.

Frontier (FRONT) Nedir

Frontier tek bir blockchain ağından bağımsız olarak, DeFi ürünlerini bir araya getirmeyi amaçlayan bir layer (katman) olarak tanımlanabilir.

Bildiğiniz üzere birçok farklı blockchain ağı üzerinde DeFi çözümleri ve uygulamaları bulunuyor. Frontier tüm ürünlere erisim sunmayı amaçlıyor.

Frontier Ethereum, Binance Chain, BandChain, Kava, Cosmos (ATOM) ve Harmony (ONE) ve Solana (SOL) blockchainleri üzerindeki platformların tümü için hizmet verebilecek.

Ek olarak StaFi Protocol aracılığı ile Polkadot ekosistemine de giriş yapacak olan Frontier, Polkadot üzerindeki DeFi ürünleri için de hizmet verebilecek.

Frontier kullanıcıları bu sayede farklı protokollerde eş zamanlı kontrole sahip olmakla beraber, tümü üzerinde staking ve en iyi oranlardan swap imkanına sahip olacak.

Frontier bu noktada kendi misyonunu şu şekilde açıklıyor:

Misyonumuz, DeFi’ın eşsiz özelliklerini ve parçalarını hangi ekosistemde olursa olsun kullanıcılara bir bütün halinde sunmaktır.

Frontıer

Hali hazırda web ve mobil uygulamalarını da aktive eden platformun kendi tokeni de bulunuyor.

Yukarıda bahsettiğimiz özel satış ile satışı gerçekleştirilen FRONT token ise platformun kendi tokeni olarak öne çıkıyor.

FRONT Chain üzerinde FRONT kilitleyen kullanıcılar ise Frontier Suite içine dahil edilmiş uygulamalarda ve platformlarda neredeyse hiç “gas” ücreti ödemeden işlemlerini gerçekleştirebilecekler.

Yönetişim tarafından ise gFRONT isimli farklı bir tokene yer verecek Frontier platformu, blockchain üzerindeki karar verme mekanizmasında oy kullanılabilmesi için gFRONT tokenleri kullanacak.

Önümüzdeki dönemde halka açık bir satış da planlayan ekip, satışın ne zaman olacağı ile ilgili bir detay vermiş değil.

Yakın zamanda saniyeler içinde ICO’sunu tamamlamasıyla dikkat çeken $STOP global kriptopara borsası Bibox’ta listelendi.

100’den farklı altcoin ile bir kriptopara ödeme sistemi kurma vizyonuna sahip olan yeni DeFi projelerinden birisi olan STOP geçtiğimiz günlerde saniyeler içerisinde Uniswap üzerinde ICO’sunu satmıştı.

Bir yandan böyle talep gören projeleri takdir etmek gerekse de diğer yandan tamamen anonim takımlardan oluşan bu tip projelerin DeFi rüzgarıyla saniyeler içinde satılması ise üzerinde düşünülmesi gereken noktalardan bir tanesi…

Ayı Marketinin Yatırımcılar Üzerinde Etkileri

2017 sonundan ta ki 2020 yazına kadar geçen süreci uzun bir ayı piyasası olarak değerlendirmek gerekirse bu süreçte piyasada yer almaya devam eden yatırımcılar ise adeta bu süreçte inanılmaz bir eğitim sürecinden geçti. Bu süreçte takımı olmayan ya da takım üyelerinin geçmişte yaptıkları işleri beğenmeyeler, token ekonomisi akla yatmayan, ya da tokenın kilit açılma sürecini doğru bulmayan yatırımcılar muazzam bir yetenek sahibi olup adeta iyi projeleri koklar hale gelmişti. Öyle ki bu bahsedilen 2.5 senelik süreçte kar edebilecek projeleri önceden tespit edebiliyordu.

DeFi ile 2017’nin Tekrarı Yaşanıyor

DeFi ile beraber yatırımcıların iştahı artmışken, yazıya konu olan $STOP’ tan bağımsız konuşmak gerekirse fırsatçılar da harekete geçmiş durumda. Tamamen anonim olarak uniswap üzerinde token çıkarıp adeta bubi tuzağıyla gelen yatırımcıların parasına göz dikmiş durumda. Bu yüzden yatırımcıların devamlı uyanık olup herhangi bir projeye yatırım yapmadan iki defa düşünmesi gerektiğini belirtmek isteriz.

Popüler stake etme platformu Tezos, Harbinger fiyat “oracle”larının entegrasyonu ile merkezi olmayan finansmanı bir adım daha ileri götürdü.

Tezos Vakfı için hisse senedi doğrulayıcıları tasarlayan ve işleten bir firma olan Blockscale tarafından geliştirilen Harbinger, çok sayıda borsadan alınan gerçek zamanlı piyasa bilgilerine dayanan ve imzalı fiyat beslemeleri sağlayan bir projedir. Zincir üzerindeki veriler doğrudan Tezos ağına iletilecek ve gelecekteki uygulamalar için “DeFi” hazır hale getirilecektir.

Token sahiplerinin XTZ’lerini bir doğrulayıcıya emanet etmesine olanak tanıyan ve Tezos’un hisselerini devretmesine benzer bir yaklaşım kullanan Harbinger, fiyat “oracle”larının devredilmesine ve ön fon sağlanmasına izin verecek. Konu ile ilgili yapılan resmi duyuruda şu ifadelere yer verildi:

Bu sistem kendi kendini idame ettiren fiyat “oracle”larının geliştirilmesine olanak tanıyor; burada hisse senedi konsensüsüne katılma ödülleri, oracle verilerini güncel tutmak için gereken ücretleri dengelemektedir

Fiyat beslemeleri, protokollerin teminatlandırılmış krediler oluşturmasına ve doğru token takas maliyetlerini sağlamasına izin verdiğinden DeFi için çok önemli bir unsurdur. Ek olarak kriptografik olarak imzalanmış fiyat beslemeleri, sürece ayrıca bir güven katmanı eklemektedir.

Harbinger, Chainlink gibi diğer oracle sağlayıcılarından biraz farklı çalışmaktadır. Çünkü zincir üzerinde fiyat verilerini yayınlamak için gereken ücretler Tezos sahipleri tarafından kazanılan stake ödülleri ile ödenebilmektedir.

Coinbase, Binance, Gemini ve OKEx gibi büyük borsalar da imza sahiplerinden fiyatları alıp bir depolama sözleşmesi ile çalışır.  Bu normalleştirici sözleşme daha sonra dApp veya DeFi protokolüne aktarılan hacim ağırlıklı ortalama fiyatı hesaplar.Bu sözleşmelerin ilk sürümleri Tezos topluluğu tarafından CarthageNet ve Mainnet’te zaten yayımlanmıştı.

Yapılan bu iyileştirme Tezos’un DeFi tarzı işlemler için gerçekleştirdiği ilk adım değil. Bu yılın başlarında StakerDAO, finansal varlıkların güvenli yönetimi için Tezos tabanlı bir platform tanıttı. O dönemde Tezos Capital CEO’su Jonas Lamis, MakerDAO’daki yönetişimin geliştirilmesinden ilham aldığını ve Tezos’a benzer bir şey getirmek istediğini söyledi.

StakerDAO, Compound ve Maker gibi büyük DeFi platformları ile aynı şekilde topluluk yönetişim önerileri ve oylama hakları için kullanılan kendi STKR hisse senedi tokenine sahiptir.

Dün gece FTX tarafından yapılan duyuru ile birlikte kripto para uygulaması Blockfolio’nun 150 Milyon $’a satın alındığı açıkladı.

Haber akışı ve diğer özeliklerinin yanı sıra Blockfolio kripto para takip uygulaması olarak öne çıkmakta.

Yapılan açıklamada 150 Milyon $ karışılığında Blockfolio’nun satın aldındığı belirtilmekte.

Bildiğiniz üzere geçtiğimiz dönemde CoinMarketCap de Binance tarafından satın alınmıştı.

2019 yılında kurulan, çok büyük bir ivmelenmeile büyüyen ve büyümeye devam eden FTX, 6 milyon aktif kullanıcısı bulunan Blockfolio satın alımı ile birlikte büyüme hızını iyiden iyiye artıracak gibi görünüyor.

Konu ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan Blockfolio CEO’su Ed Moncada, boğa piyasasının başında olduğumuzu ve yeni adımları ile birlikte kripto para dünyasına daha fazla kullanıcı getireceklerini belirtti.

Bankman-Fried FTX’in Gelişimini Anlattı

FTX ve Alameda Research CEO’su Bankman-Fried, kısa sürede büyük bir ivmelenme yaşayan FTX hikayesini anlattı.

Bugün paylaştığı flood ile detayları aktaran Bankman-Fried, 2019’dan bugüne gelişen süreci paylaştı.

2019 bahar aylarında kurulan FTX ile birlikte yeni bir “risk engine” ortaya koyduklarını belirten FTX CEO’su, yüksek likidite ve farklı ürünler bulunmasına rağmen ilk günlerde sadece 100.000 $’lık bir hacim oluştuğunu açıkladı. Bu süreçte perakende ve kurumsal yatırımcıları çekmek ve platformu tanıtmak için ekibin büyük çaba harcadığını belirten Bankman, nasıl gelişeceklerini süreç içerisinde öğrendiklerini vurguladı.

Nisan ayında ilk 1 milyon $’lık hacime ulaştıklarını açıklayan Bankman, 100 milyon $ barajına ise 2019’un Haziran ayında eriştiklerinin altını çizdi.

“Flood”u paylaştığı gün yani, dün 1 Milyar $ hacme ulaştıklarını belirten FTX CEO’su bunun için bir kutlama gerekmediğini ve bu hacimlerin artık sık sık oluştuğunu açıkladı. Önümüzdeki dönemde yeni hedeflerinin 10 Milyar $’lık hacime ulaşmak olduğu vurguladı.

2020 baharında ise FTX US’i kurduk.

Bankman-frıed

FTX US tarafından da oldukça yüksek bir likiditeye sahip olduklarının belirten CEO, aynı yol haritasını orada da izleyeceklerini açıkladı.

Project Serum

Geçtiğimiz günlerde merkezsiz borsa adımı da atan FTX ekibi Project Serum’u duyurmuştu. Solana üzerinde inşa edilen merkezsiz borsa projesinin Serum (SRM) isimli bir tokeni de bulunuyor.

SRM an itibarıyla 1.86 $ seviyelerinde işlem görmekte.

Bu yazı sponsorludur.

Ethereum’un Parity istemcisinin topluluk halefi olan OpenEthereum istemcisindeki bir güncelleme, yeni sürümde çalışan nodeları işe yaramaz hale getirdi.

Hata, OpenEthereum almış olduğu 2.7.2 güncellemesi ile ortaya çıkmış görünüyor. Bu hatayı fark eden yazılımcılar, OpenEthereum’u 3.0 güncellemesini hazırlıyorlar.

2.7 sürümü kararlı bir sürüm olarak nitelendirilmiş olsa da, Haziran ayından bu yana topluluk, istemcinin ara ara donduğunu bildirdi. İstemci donduğunda yapılacak tek şey nodelara manuel olarak yeniden başlatma komutu göndermekti. Bu sorun rastgele bir şekilde “ayda bir ila üç kez arasında” ortaya çıkıyordu. Yazılım arıza notunda ise hata ile ilgili hiçbir girdi bulunamıyordu. Bazı kullanıcılar karşılaştıkları bu hatalardan sonra, sürümün işlevsiz ve node opetörlerinin bozuk olduğunu söyledi.

Geliştiriciler, sorunu paralel olarak işlemek için kullanılan iş parçacığındaki bir hataya işaret ediyor. Bu özel durumda, yazılım bir çıkmaza giriyor gibi görünüyor.

OpenEthereum, düzeltilmesi oldukça zor olan hatalar nedeniyle 2.7 sürümün basitçe iptal etmeye karar verdi.

Son gerçek kararlı sürüm olan 2.5 sürümüne dayalı olan 3.0 güncellemesi, Berlin hard forkundan önce, Eylül ortasında piyasaya sürülecek.

Ancak bu gerçekleşene kadar, yeni sürümü indiren kullanıcılar, son derece rahatsız edici bir eski sürüme geçiş macerasıyla baş başalar.

Altyapı geliştiricisi BlockNatice’de bir geliştirici olan Liam Aharon, Twitter’da, eski sürüme geçmek için blockchaini tamamen yeniden senkronize edilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca Aharon, “Bazı node yapılandırmaları için bu işlem aylar sürebilir” dedi.

Hata, Ethernodes verilerine göre tüm ağın toplam %12’sini oluşturan mevcut Parity nodelarının ve OpenEthereum’un tüm nodelarının %50’sini etkilemekte.

OpenEthereum ekibinin, nodeların yeniden senkronizasyonundan kaçınmasına yardımcı olacak bir süreç üzerinde çalıştığı söyleniyor.

Ekip, sorunlu bir sürümü “kararlı” olarak işaretlediğinden dolayı bir çok eleştirilere maruz kaldı. Bir başka grup ise, Satoshi’nin aynı blockchain notunun birden fazla uygulanmasının kaçınılmaz sorunlara yol açacağı görüşünü öne sürerek, çok istemcili yaklaşımın sağlamlığını sorguladı.

Çok istemcili yaklaşımı savunan kişiler ise, bunun bir uygulamadaki hataların ağı çökertmesini engellediğine inanıyor.

Çin Halk Bankası, dijital para birimini Pekin’deki 2022 Kış Olimpiyat Oyunlarında kullanmayı planlıyor.

Reuters’ın bir haberine göre, PBoC para politikası departmanı başkanı Sun Guefeng, bankanın dijital para biriminin piyasaya sürülmesi için bir zaman çizelgesi olmadığını söyledi. Bununla birlikte, Sun’ın açıklamasına göre, PBoC, uluslararası spor etkinlikleri sırasında kullanmayı planladıkları için, muhtemelen 2022 Kış Olimpiyat oyunları öncesinde piyasaya sunulacak gibi görünüyor.

Haberler, Çin’i dijital Yuan için pilot bölgeleri artırmasıyla birlikte geldi. Şu anda Çin Merkez Bankası, Shenzen, Suzhou, Xiongan ve Chengdu’da dijital para biriminin denemelerini yapıyor.

Ayrıca görünüşe göre banka, Pekin, Tianjin, Hebei ve Hong Kong’un Körfez Bölgesi gibi bölgelerde de pilot testlere başlamayı planladığı bildirildi.

Bankadan yapılan son resmi açıklamalara göre, yetkililer dijital Yuan’ı yalnızca küçük perakende işlemler için test ettiklerini belirttiler. 24 Ağustos tarihinde Global Times’ın hazırladığı bir habere göre, bazı Çinli internet kullanıcıları, Shenzen’deki bir kişinin gayrimenkul satışı sonrasında büyük miktarda dijital yuan aldığını iddia etti. Renmin Üniversitesi’nden yardımcı doçent Wang Peng konu hakkında şunları söyledi:

Şu anki aşamada, testin birincil amacı, dijital para biriminin ileminin sorunsuz ve güvenli bir şekilde yürütülmesini sağlamak. Ayrıca DCEP’in merkez bankasından finans kurumlarına nasıl dağıtılacağını belirlemek istiyoruz. Perakende satışlarında yapılan denemeler başarılı olursa, büyük işlem senaryolarını da görebiliriz.

Ayrıca merkez bankası, dijital para biriminin banknotlara dönüştürülemeyeceğine dair söylentileri yalanladı. Banka, dijital yuan’ın 1:1 oranında banknotlara dönüştürülebileceğini söyledi.

Çin’in dijital para birimi hakkında, para biriminin lansmanı ve kullanım durumları hakkında kesin bir şey söylemek için çok az bilgi var. Fakat bankanın dijital yuanı piyasaya sürmek için çok hızlı bir biçimde çalışma yaptığı çok açık.

Çekirdek kahve dendiğinde dünyada akla gelen Starbucks, Blockchain trendine uymaya karar verdi.

Dünyanın en büyük kahve mağazası zinciri Starbucks, Microsoft’un Blockchain çözümünü kullanacak. Blockchain çözümü ile hem üretici hem de tüketici kahvenin çekirdekten demlenmesine kadar olan yolculuğuna tanık olacak.

Bugünden itibaren (25.08.2020) Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Starbucks mağazalarına gelen müşterileri, kahvelerinin üzerindeki QR kodu ile çekirdeklerinin geldiği yeri, kökenini ve hatta rotasına kadar öğrenebilecek. Bununla birlikte çekirdeklerin nerede nasıl kavruldukları veyahut nasıl demlendikleri gibi püf noktaları da öğrenebilecekler.

Microsoft Corp.’un yeni aracıyla Starbucks’ın yıllardır topladığı tecrübeyi, müşterilerine sunma şansı olacak. Sürdürülebilirlik konusunda katı görüşleri olan genç müşterileri düşünerek, onların ilgisini kazanmak için yapılan bu yenilik oldukça ilgi gördü.

“Neredeyse 20 yıldır aldığımız her kahvenin üretim yerini takip edebilme şansımız oldu. Bu da bize müşteri dostu bir araç yaparak, müşterilerimize kahvelerinin geldiği yerin bilgisini ve güvenini verme şansı tanıdı.”

burns

Yediği yemeğin geldiği yeri bilmeye çok meraklı olan internet kuşağını (milenyum çocukları) sadece yerle kalmayıp önüne gelene dek çıktığı yolu da bilmek istiyor. Onların bu tavırları dünyaca ünlü birçok fast food yemek zincirini Blockchain gibi teknolojilere yöneltti. Bir yemek zinciri sayılmasa da Starbucks da bu yönelime dahil olarak z kuşağının yanında olduğunu, isteklerini duyduğu izlenimini verdi.

Takip Edilebilirlik Sadece Müşteri İçin Değil!

Tıpkı müşterilerinin baştan sona kahve çekirdeklerinin yolculuğuna tanıklık etmelerine imkân veren Starbucks, üreticilere de bu imkânı veriyor. Üstelik müşterilerinin aksine üretici için bir akıllı telefon veyahut kamera şartı yok. Çekirdeklerinin takibi için verilen internet sitesinden kodu kendileri girerek takip edebilecekler.

Bununla birlikte maalesef takip sisteminin de eksikleri mevcut. Henüz yeni başlayan takip sisteminde tedarik zincirinde farklı üreticiden gelen benzer çekirdeklerin karışması mümkün olabiliyor. Bu durumda bilgi paylaşımı, direkt üretici değil ancak üretici ülkesi olarak yapılacak.