Dün akşam saatlerinde ABD’li düzenleyici kuruluş OCC tarafından önemli bir açıklama yapıldı.
Yapılan açıklama ile birlikte ABD’deki bankaların “stablecoin” kullanabilmesinin önü açıldı.
Blockchain ağlarını SWIFT ve FedWire gibi ödeme ağları ile bir tutan OCC, “stablecoin”ler ile yapıla işlemler sayesinde sınır ötesi işlemlerin maliyetlerinde büyük bir düşüş olacağının altını çiziyor.
Peki ABD bankalarına yönelik böyle bir iznin çıkması ne anlama geliyor? Konuyu sektörün önde gelen isimlerine sorduk.
Erkan Öz, bu noktada Tether (USDT) davasının büyük önem kazanacağını belirtiyor.
Artık banka güvencesine sahip $’a sabit kripto paralar daha ön planda olacak. Problemli görülen USDT Tether hakkındaki dava da önem kazandı. Tether en azından son dönemde bastığı her USDT karşılığında %100 $ tuttuğunu ispat edemezse davayı ve tabi piyasa liderliğini kaybeder.
“Tether’de olumsuz bir gelişme kısa vadede tüm kriptoparaları aşağı çekebilir. Çünkü en çok kullanılan $’a sabit kripto para USDT. Ancak öyle ya da böyle USDT ve diğer stabil coinler meselesinin kanuni düzenleme ile çözülmesi, kripto paralara kolay fon akışı açısından çok olumlu. Bu seneki yükseliş için kriptoparalara adeta bir roket motoru daha takılmış oldu. “
Ahmet Usta, konuyu şu şekilde değerlendirdi.
Bitcoin finansal sistemin merkezi oligarşisine bir başkaldırı olarak doğdu. Doğasında anarşizm vardı. Bu yönüyle uzun süre devletlerin ve geleneksel yapıların önce tehdit, sonra temkin odağında kaldı. “Yok edemiyorsan dönüştür” yaklaşımına karşı âdem-i merkezi bir sistem daha dirençli olabilir ama uyumlu hale gelmek kaçınılmazdı. Bunu erkenden görenler, bitcoin ve diğer bazı kripto varlıkları gelecekte yükselmesi kaçınılmaz önemini fark ederek yatırım yapmaya başladılar. Kastettiğim erken dönemde Bitcoin’e inananlar değil. Son 2-3 yıllık dönemde stratejik planına bu varlıkları ekleyen kurumsal ve kamusal yapılar.
Paypal’ın kripto cüzdan hizmeti vermesi, büyük bankaların yüzbinlerle ifade edilecek rakamlarda fiyatlama yapması, çeşitli firmaların milyonlarca dolarlık varlıklarını kripto paralara çevirmesi, OCC gibi ABD’nin en büyük bankacılık sistemini düzenleyen bir kurumun (ve küresel olarak benzer diğerlerinin) yapısal entegrasyona yönelik adımlar atması kaçınılmaz dönüşümün bir sonucu. Bu dönüşüm pek çok öncü fanatiğin (earlyvangelist) beklediği gibi yıkıcı bir devrim değil, daha çok sükunetli bir entegrasyon olarak yaşanıyor. İki sistem birbiri içine geçerken, Blockchain uzun vadede dönüştürücü etkisini ortaya koyacak.
“Kişisel beklentilerim; kripto para borsalarının yasal çerçevede düzenlenmesi, kripto cüzdan hizmetlerinin geleneksel sistemler ile entegre olması, daha fazla şirketin sermaye yapıları içinde kripto varlıklara yer vermesi, düzenlenmiş ortamlarda ICO ve diğer token (belirteç) tabanlı yatırım araç ve modellerinin yaygınlaşması ve hatta merkez bankalarının rezervlerinde bitcoin ve diğer kripto varlıklara yer vermesi gibi gelişmelere şahit olacağımız yönünde.
“Erken dönemdeki bazı şanslı kişileri bir kenara koyalım, bu dönüşüm sürecinin hızla merkezine ilerleyen bir dönemin içindeyiz. Gerçek ve sağlıklı bilgiye erişen, bu bilgiyi paylaşan insanların değeri artık son tüketiciler için çok daha önemli. Sağlıklı bir ekosistem oluşturmak bu sürecin meyvelerini toplamak, hatta yeni tohumlar ekip ağaçlar ve ormanlar büyütmek için, hiç olmadığı kadar önemli. Umarım bunu başarabiliriz aksi takdirde bu hengamenin fırtınaları içinde doğru ve yanlışı birbirinden ayırmak ve doğru kararlar almak giderek güçleşecek.”
İsmail Hakkı Polat, kripto para piyasaların ABD tarafından sert düzenlemelerin geleceğini beklerken aksine, bankacılık sistemini kripto paralar ile rekabetçi hale getirecek makul düzenlemeler geldiğini belirtti. OCC kararının ardından bankaların kendi açık “blockchain” ağlarını kurup dijital dolar çıkarabileceğinin altını çizen Polat, Goldman Sachs’ın da yatırımcısı olduğu Circle’ın “stablecoin”i USDC’nin önünün açılabileceğini belirtiyor. Ek olarak gelebilecek yaptırımlar ile Tether (USDT) gibi “stablecoin”lerin hizaya getirilebileceğini düşünen Polat, OCC tarafından yapılan açıklamayı oldukça pozitif buluyor.
Huobi Türkiye Genel Müdürü Alphan Göğüş ise konuyu bankacılık ve finans sisteminin dijitalleşerek verimlilik artışı sağlamasında önemli bir adım olarak yorumluyor. Önümüzdeki dönem de bankaların blockchain üzerinde yapağı çalışmalar artması beklediğini belirten Göğüş, bankacılığın blockchain teknolojileri üzerinde geliştirilebilecek ürünlerin ilk adımı / temeli atıldığının altını çiziyor.
Yakın zamana kadar hayal ettiğimiz ama uygulanması çok zor olan pek çok proje 2021’den itibaren yapılabilir projelere dönebilir. Bu hamle ile; ABD, Çin’in ordaya koyduğu CBDC’lere, özel sektörü aracılığı ile rekabete giriyor. Haberi Aralık ayında önerilen “stablecoin”e ilişkin regülasyon çalışmaları ile beraber okumak gerekir. Bu durumda Tether’e ne olacak? ABD mevzuatına uyum sağlayabilecek mi? Bu durum sanki daha çok USDC ve belki üzerinde çalışılan Diem’i (Eski Libra) güçlendirir. Sağlayamaz ise, kurumsal müşterilerin paraları sisteme nasıl girecek?
Tansel Kaya’nın görüşleri ise şu şekilde.
“Yeni düzenleme, Amerikan bankalarının Ethereum, Stellar, Bitcoin gibi blokzincirlerini ve değeri dolara sabit stabil kriptoparaları kendi aralarındaki mahsuplaşma için kullanmalarına izin veriyor. Bu özellikle Coinbase’in USDC’i, Gemini’ın GUSD’i ve TUSD gibi “uslu” stabil kriptoparalar için çok iyi bir haber. Zira bu paralar USDT’nin aksine Amerika’daki regülasyonlara uyuyor, kasalarındaki karşılık USD’i belgeliyor ve kanun nezdinde yatırımcılarını koruyorlar. Bugüne kadar bu güzel özellikler Tether karşısında başarılı olmalarına yetmiyordu. İlk günden beri karşılıksız USDT basmakla suçlanan, hukuki varlığı muğlak olan ve kimsenin elindeki rezervleri denetlemeye yanaşmadığı Tether tüm dünyada kriptopara yatırımcılarının sevgilisi. Yüz milyar dolar günlük işlem hacmi ile en popüler kriptoparalar arasında hep ilk beşte yer alıyor.”
Yeni gelişme ile bankalar SWIFT, ACH, FedWire gibi sistemlere ek olarak kriptoparaları da kullanacaklar. Bunun kriptoparaların dünya nezdinde kabulü için büyük bir zafer olduğunu söyleyebiliriz. Bu habere önceden ulaşan kurumsal yatırımcıların da BTC’e yatırım yaparak son 3 aylık bu düzeltmesiz yükselişe yol açtıklarını düşünüyorum. Normalde ülke içinde ”insider trading” adı verilen bilgiye erken ulaşarak haksız kar elde etmek Amerika’da suç olsa da, bu uluslararası Amerikan çıkarları ve kriptoparalar söz konusu olduğunda suç teşkil etmiyor. Bunu özellikle ani bir düşüşten çekinen kriptopara yatırımcıları için olumlu karşılıyorum. Karşılıksız bir ”pump & dump” operasyonu ile değil BTC ve kriptoparaların kanun yapıcılar nezdinde elde ettiği bir zaferle karşı karşıyayız. Açık kaynaklı, merkeziyetsiz, izne tabi olmayan platformlar dünya finansının omurgasını oluşturacak. Tüm platformlar üzerinde, özellikle bitcoin üzerinde büyük bir yük oluşacak; bu da yatırımcılar ve madencilere büyük bir kazanç getirecek gibi gözüküyor.
“Önümüzdeki günlerde Ripple’ın ardından SEC tarafından Tether’e de bir dava açılması bu koşullarda mümkün gözüküyor. Amerika bir merkez bankası dijital parası (CBDC) üretmektense, bu alandaki regüle olmuş girişimleri destekleyecek ve Çin ile rekabet etmeye başlayacak. Hatta daha da ileri gidersek bugüne kadar USDT ve BTC’nin birer test ağı olarak işlev gördüğünü ve sosyolojik ve teknik olarak denendiklerini söyleyebiliriz. “
“Bu gelişme sonrasında Facebook tarafından hayata geçirilecek olan Diem’in (eski adıyla Libra) ne yapacağı da merak konusu. Vaktinden erken öterek tüm Avrupa Birliği ülkelerini ürküten Diem yerine Amerika’nın USDC ve GUSD’den yana taraf olması daha akla yatkın gözüküyor. Whatsapp ve Instagram ile birlikte tüm dünya vatandaşlarının aktif bir biçimde kullanacağı bir para birimi olacak olan Diem’in, Avrupa nezdinde bir egemenlik tehditi olduğunu siyasiler dile getirdiler. Önce Whatsapp üzerinden ödemelerde ardından da Instagram üzerinde alışverişlerde kullanılacak olan Diem, sonrasında kredili işlemlere geçer ev ve otomobil kredileri vermeye başlarsa Avrupa bankaları iflasa sürüklenebilirler. Burada sorun Facebook’un tüm bu şirketlerle dev bir tekel olmasından kaynaklanıyor. Böyle bir dev yerine görece küçük şirketlerin bu işlevi üstlenmesi daha uygun olacaktır.”
“Artık kurumsal yatırımlarla birlikte kurumsal altyapı sağlayıcılar da göreceğiz. Kurumsal BTC düğümleri, Infura gibi kurumsal ETH blokzincir ara katmanları ve kurumsal veri sağlayıcılar (oracle) hayatımıza girecek.”
2021 tüm kriptopara dünyası için çok heyecanlı geçecek.
ABD tarafından bankalar alınan kararı siz nasıl yorumluyorsunuz?
Stablecoin haberleri için: Stablecoin Haberleri