Muhabbit

Ekonomik Kriz ve Bitcoin İlişkisi! Korelasyon Var Mı?

Bitcoin 2008 ekonomik krizinden sonra icat edildi. Ve bir çok kişiye göre oluşan ekonomik kriz, Bitcoin icadı için büyük bir motivasyondu.

Ekonomik kriz ve Bitcoin ilişkisi sizce mevcut mudur ? Bu yazıda sizlere bu ilişkiden bahsetmek istiyorum. Bitcoin 2008 ekonomik krizinden sonra icat edildi. Ve birçok kişiye göre oluşan ekonomik kriz, Bitcoin icadı için büyük bir motivasyondu.

Bu dönemde bankalar ve diğer finansal kurumların hepsi dünya çapında bir çöküş yaşadı ve bir şeylerin devam edebilmesi adına devletler tarafından kurtarılmak zorunda kaldılar. Bu durum aslında sahip olduğumuz finansal kurumların, para politikalarının ne kadar kırılgan ve zayıf olduğunu göstermekte. Bir noktada bizler, bankaların onlara verdiğimiz parayla mantıklı kararlar almalarına güvenmek konusunda sistem tarafından zorlanmaktayız. Bir çok ekonomik krizde görüldüğü üzere bankalar bu kararlı yeterli derecede verememekteler.

Günümüz Bankacılık Sistemi

Aslında bu noktada sizlere bankaların işleyişi hakkında kısa bilgilendirmeler yapmak istiyorum. Örneklendirmek gerekirse, herhangi bir bankaya 1000 dolar para yatırdığınızda banka bu parayı kasasında saklamaz. Bu paranın 900 doları banka tarafından değerlendirlebilir. Çünkü banka yatırdığınız paradan para kazanmak zorundadır. Banka, parayı elinde boşta tuttuğu her saniye zarar yazar. Bu işleme devlet tarafından da izin verilmiştir. Bankalar bu parayla yatırım yapabilir veya başka bir kişiye kredi verebilir. Paranızı geri çekmek isteme olasılığınıza karşın ise paranın 100 dolarlık kısmını kasasında tutar. Diyelim ki siz bankaya para yatıran tek kişisiniz. Paranızı geri çekmek için gittiğinizde çekebileceğiniz para sadece 100 dolardır. Geri kalanı artık bankanın kasasında değildir.

Bu size şok edici gelebilir ama bankaların çalışma sistemi aslında bu. Tutulan bu para bankacılık sisteminde “zorunlu karşılık” olarak tanımlanır. Yüzde 10’luk oran her ülkede üç aşağı beş yukarı aynı seviyelerdedir. Zorunlu karşılık ile birlikte bankaların likide kalması sağlanır. 1 milyar dolar para yatırılan bir bankanın kasasında sadece 100 milyon dolar tutması sizce yeterli midir?

Bu rakam aslında çoğu zaman yeterlidir. Gördüğünüz gibi şuan bankaya gidip paranızın tamamını çekebilirsiniz. Fakat bu herkesin daha doğrusu yüzde 10’dan fazla kişinin bankaya aynı anda gitmemesi halinde geçerlidir. Bu durum sağlandığında da banka parasını çekmek isteyenlere paralarını verebilecek seviyede likide kalabilir. Fakat durum, kişilerin bankanın stabilitesini sorgulamaya başladığı bir anda hızlıca değişebilir. Dedikodular çok çabuk yayılır ve yüzden 10’dan fazla kişi parasını bankadan çekmeye çalışırsa banka bu kişilere paralarını geri ödeyemez. Çünkü aslında bu para bankanın kasasında değildir.

Aynı zamanda 2008 krizi başka bir noktaya daha parmak basmıştır. Bankalar yatırılan paranın yüzde 90’ıyla işlem yapmaya başlarlar. Bahsettiğimiz dönemde bankalar bu paraları yüksek risk barındıran yerlere yatırmışlardır. Eminim herkes “mortgage” kelimesini hatırlayacaktır. Bu yıllarda bankalar yüksek risk barındıran mortgage kredilerine bu paraları yatırmışlardı. Sonrasında krediler geri ödenemeyince bankalar kişilerin evlerine el koymak durumunda kaldı. Fakat bankaların elinde o kadar fazla ev oldu ki ev fiyatlarında inanılmaz bir düşüş yaşandı. Böylece bankalar verdikleri paraların çok altında eden evler ile baş başa kaldılar. Yani, kişilerin bankalara yatırdıkları para bankaların elinde kalmadı. Bu noktada bankalar büyük bir likidite krizine girdi ve neredeyse hepsi iflasını vermek zorunda kaldı.

Fiat Para Birimleri

Fiat para birimlerinin (devletler tarafından basılan para birimleri) doğasında bir sınırlama mevcut değildir. Devletler bu para birimlerinin arzıyla istedikleri gibi oyna lüksüne sahiptir. Örnek vermek gerekirse dolar geçmişte, hükümetin elindeki altın rezervi miktarınca basılabilirdi. Fakat bu denge 70’lerde değiştirilerek belirli bir orana indirildi. 2008′ krizinde ise dolar ile altın arasındaki bağ tamamiyle koparıldı. Çünkü devlet iflasını isteyen bankaları kurtarmak zorundaydı. Bunu yapmak için de paraya ihtiyacı vardı. Bu dönemde Abd Hükümeti tüm tarihi boyunca bastığı dolar miktarından daha fazla dolar basmıştır. Bu da aslında mevcut arzı en az iki kat arttırmak demek. Gerisini size bırakıyorum.

Bir diğer örnek ise Zimbabwe doları olabilir. Devletin para politikaları ve diğer sebepler yüzünden Zimbabwe doları yüksek seviyede bir hiperenflasyona maruz kalmıştı. Enflasyon oranı yüzde 80 milyar olarak açıklanmıştır. Ben hesaplayamadım eğer siz hesaplayabildiyseniz lütfen yoruma bırakın.

Enflasyon, hatalı devlet ve para politikaları sonucu; insanların yatırımlarını, kazandıkları paraları, bir anda hiç edebilen bir sistem içinde olmamız, Bitcoin’in icadı için büyük bir motivasyon kaynağı olmuş olabilir. Bu nedenle de Bitcoin “dijital altın” olarak dizayn edilmiş de olabilir. Hem altın özellikleri taşıyarak mevcut riskleri ortadan kaldırıyor hem de teknolojisi sayesinde transferi ve taşınması yüksek maliyet gerektiren altından daha iyi bir değer koruma aracı olarak ortaya çıkıyor denebilir.

Son Yazılar

Exit mobile version