Muhabbit

NFT Dünyasının Büyükannesi ile Tanışın: Belkıs Taşkeser!

Taşkeser: ”Bedeniyle sanat kavramını üreten bir performans sanatçısının bedeni üzerinden işlediği eylem, bir uzva ya da cinselliğe dönüştürülmeye çalışılıyorsa, bunu böyle düşünen, yapılan şeyin ardını ya da anlatılmak isteneni göremeyen kafa yapısının kendisini sorgulamasını bekliyorum.”

belkis taşkeser

belkis taşkeser

Bugün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel hazırladığımız röportaj serimizde, sıra dışı kadın sanatçımız Belkıs Taşkeser ile dopdolu bir röportaj yaptık. Özellikle yaptığı eserler dışında, genç kadın sanatçılarımıza aktarmak istediği birçok tecrübesi var.

Belkıs Taşkeser, İstanbul ve Paris’te yaşadı. Avrupa, Amerika ve Türkiye’de birçok kişisel ve karma sergide yer aldı.

Eserleri, Paris’teki Musee D’art Naif’in koleksiyonuna seçildi. Guaş, mürekkep ve karışık teknikle yapılmış çalışmaları ulusal ve uluslararası özel koleksiyonlarda bulunan sanatçı, İstanbul’da yaşamaktadır.

Merhaba Belkıs Hanım, Öncelikle okuyucularımız için bize biraz kendinizden ve sanatınızdan bahseder misiniz?

Merhaba Emine Hanım, Ben İstanbul Üsküdar doğumluyum ve ressamım. Şimdinin ise NFT sanatçısıyım diyebilirim.

Tüm eserlerim, VedicLab tarafından temsil edilmektedir.1970 ve 1973 yılları arasında çocuk kitapları resmetmeye başladım ve hemen ardından da desen ve resim alanında değişik teknikler deneyerek çalışmalarıma devam ettim.

Sulu boyayla resim yaptım önceleri fakat sulu boyayı guvaş tekniği ile kullandım. Sonra akrilik çalıştım. Yıllar sonra da yağlı boya tekniğini denedim fakat yağlı boya malzemesini ve tuvale resim yapmayı sevmedim.

Kağıt, çeker beni… genellikle de işlenmemiş olanlar. Güzel bir kağıt gördüğümde resim yapmak isterim. Elde yapılmış ve insan eli dokunmuş kağıtları severim. Kağıtla olan ilişkim bitmeyen bir aşk gibi… Hangi ülkede olursam olayım kırtasiyeleri ve kağıt dükkanlarını gezmeye bayılırım. 

Belkıs Taşkeser

Bir eser üretirken en çok neye, hangi kültüre yakın hissediyorsunuz?

Yaşadığım zamana ve (olaylara) çağdaş bir sanatçı olarak yanıt vermem gerekirse kendimi arkeolojiye, arkaik jestlere ve birçok ülkenin folkloruna yakın hissediyorum.

Belgesel niteliğinde olmayan, stilize edilmiş siyah beyaz fotoğrafları severim. Aynı şekilde basitleştirilmiş ve stilize edilmiş Ortaçağ çizimlerini, tarih öncesi simgeleri ve eski yöresel kumaşları severim.

İşlerimin hikaye anlatıcılığı ile birleşmesi ise son zamanlara denk düşüyor.

Peki, kağıt seven bir sanatçı olarak, NFT dünyasına nasıl adım attınız?

Çok doğru ama zamana ayak uydurmak lazım değil mi? Kağıt hâlâ duruyor. Elimin altında… NFT teknolojisi ile ise çok sevgili sanatçı torunum Hayati Çitaklar vasıtasıyla tanıştım ve bu yeni ve ilginç dünyayı çok merak ettim. Örneklere bakınca ve birlikte uzun bir araştırmadan sonra çalışmalarımla, ben de bu dünyada var olmak istedim.

İlginizi çekebilir: NFT nedir?

Sanatın, dönüşümünü nasıl buluyorsunuz? 

Bunu açıklamaya ansiklopediler yetmez. İlk Çağ’dan bu yana düşünürsek belki öz değişmedi ama form ve biçimler sürekli kendini yeniledi.

Son zamanlarda da teknoloji ve fikir, çağdaş sanat devreye girdi. Elle yapılan birçok şey bugün bambaşka şekillerde, makinelerle, yapay zekalarla üretilmeye başlandı ve çok eskiden sanat kabul edilemeyecek alanlar bugün sanat kategorisinde değerleniyor. İyi ki de öyle!

Sanatın, yaratıcılığın ve söyleyecek sözü olan birinin önü hiçbir şekille ya da formla kapatılmamalı. Evrimle birlikte bugün müthiş bir devrim yaşanıyor. Herhalde yine de işin ucu internete dayanıyor diye düşünüyorum. 

Geçmişi ve bugünü kıyasladığınızda kadın sanatçılar eskiden nasıl zorluklarla karşılaşıyordu? Şimdi sizce durum nedir? 

Sappho’dan bu yana kadın sanatçılar özellikle üretim ve var olma mücadelesi ile karşı karşıya. Sadece sanat alanından da bakmıyorum, her alanda çalışan kadın için bu böyle hele ki bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde…

Belkıs Taşkeser

Düşünsenize, hemen hemen yüzyıl önce Müslüman kadınların sahneye çıkmasının yasak olduğu bir yerden bahsediyoruz. Resim için de, müzik için de böyle. Tam yüz yıl önce kadın sanatçılar akademilere kabul ediliyor. Seçme seçilme hakkından bahsetmiyorum bile…

Aslında çok da uzun bir süre değil, koca bir dünya tarihini düşünürsek. Bugün hem biraz daha farklı, hem de birçok şey hala geçerliliğini koruyor diye düşünüyorum.

Kadın sanatçılar eserleriyle var olabiliyor, sanatlarına devam ediyorlar. Çalışıp ‘kendilerine ait bir oda’ ya da bir atölye tutabiliyorlar ama toplumun kafa yapısı maalesef değişmiyor, eril söylem her yerde ve kadınlar ister istemez toplumsal ve birey olarak bunun altında ezilebiliyorlar.

Bu hop diye birkaç günde çözülebilecek bir konu değil. Toplumun düşünce ve algı biçiminin değişmesi gerek.

Buna rağmen kadınlar artık daha fazla seslerini yükseltiyor, lgbtQ+ bireyler de çok daha görünür ve her alanda çok iyi olabileceklerini kanıtladılar, oldular da.

Yaşadığı zorluklara rağmen yılmadan ilerleyen her sanatçıyı cinsiyetinden bağımsız olarak, gönülden tebrik ediyorum ve destekliyorum.

Belkıs Taşkesen

Neden Hâlâ kadının sanatını değil bedenini konuşuyoruz? 100 yıl önceki algı yıkılamamış gibi değil mi sizce de?

Kadın bedeni maalesef hâlâ bir meta olarak görünüyor. Aslında buna insan olarak bakmak lazım.

Bedeniyle sanat kavramını üreten bir performans sanatçısının bedeni üzerinden işlediği eylem, bir uzva ya da cinselliğe dönüştürülmeye çalışılıyorsa, bunu böyle düşünen, yapılan şeyin ardını ya da anlatılmak isteneni göremeyen kafa yapısının kendisini sorgulamasını bekliyorum öncelikle.

Belki de dünya, kendine uzayda yer ararken başka şeylere odaklanmalıyız ama dediğim gibi her şey eğitim ve kültürel yapıya dayanıyor sonucunda.

Kadınlar olarak bunu da aşacağımıza inanıyorum, sonuçta bu toplumu da büyüten bizleriz, önce bizim düşünce şeklimizi dünyaya açıp sonra da çevremizi değiştirmemiz gerekiyor. 

Biliyorsunuz bugün Dünya Kadınlar Günü, genç kadın sanatçılarımıza ne demek istersiniz? 

Nasihat vermek istemem onların büyükanneleri yaşında bir kadın olarak, nasihat vereni rahatlatır çünkü. Sadece onların kalplerinin sesini dinlemelerini, istedikleri yolda korkmadan, birileri ne der demeden sonuna kadar mücadele etmelerini isterim. 

Şunu çok merak ediyorum. Metaverse evreninde, nasıl bir avatarınız olmasını isterseniz? Size çekici geliyor mu? Orada bir konsere gitmek, dans etmek vs…

Resimlerimin üç boyutlu bir avatara dönüşmesini isterdim, ya da karekodla resimlere okutulduğunda canlanıveren resimler beni çok mutlu ederdi. “

Her Name was River” ya da “Balbal” koleksiyonlarından bir yüzle bilmediğim bir evrende dolaşmak hoşuma giderdi, onları çizerken hayal ettiğim yerde bir şekilde benim metaverse’üm, ruh dünyam sonuçta.

Metaverse’de bir konsere gitmeyi de gerçekten çok merak ediyorum. Hayattaki gibi olur mu, his nasıl geçer bilmiyorum ama müzik her yerde müziktir ve evrenseldir sonuçta. Neden olmasın? 

Gerçekten heyecan verici bir deneyim olur sizin için… Peki NFT’lerinize nasıl ve nereden ulaşabiliriz? 

Opensea ve Solsea’den VedicLab’e ait hesaplarından ulaşabilirsiniz. Çok yakında da Foundation, Kalao ve diğer platformlarda yayınlamaya başlayacağız yeni koleksiyonlarımızı.

Her Name was River , Balbals ve adlı iki ayrı koleksiyonum var. Bir de Vediclab Kadınlar Günü’ne özel Eve’s Eye koleksiyonunu çıkardı. Günün anlam ve önemine vurgu yapıyor.

İlginizi çekebilir: Opensea Nedir?

Balbals Koleksiyonundan
Her Name was River koleksiyonundan

Biliyorsunuz, en son NFT dünyasına giren ve hack olayı yaşayan Yılmaz Aslantürk “Yolun başındayken veda ettim Nft dünyasına” dedi. Sizce daha ileri kuşak bu teknolojiye adapte olamıyor mu?

Yılmaz Bey için üzüldüm. Biz de benzeri bir olay yaşadık ve yılmadık, yeni çalışmalar yapmaya devam ettik.

Bu teknoloji, çok yeni sonuçta. Deneyerek öğrenilecek bence. Gençlerin hayal gücü de bu teknolojiyi daha ileriye taşıyacak.

Biz de daha eski kuşak olarak onların yanında ne şekilde, hangi üretimimiz ya da değerimizle yer alabiliyorsak almaya çalışacağız. Sonuçta dijital ya da manuel, resim ya da video, bu tip mecralar önemli değil, önemli olan üretmektir.

Yaşı daha ileri olan kuşağın sürekli kendisini beslemesi gerekiyor, bu da üretimle ve ancak hayatı yaşamakla olur. Gençlerin heyecanı ve sanatın herkes tarafından bu kadar kolay ulaşılabilir ve görülebilir olması sanırım beni ayakta tutuyor ve devam etmemi sağlıyor. Unutmayın ki gençlik ya da yaşlılık bir yerde de kafada bitiyor. 

Gerçek bir İstanbul hanımefendisi ile röportaj yaptığım için çok mutluyum. Bilmiyorum, böyle bir ayrım yapmam doğru mu… Sektörde her yaştan insanın olması inanılmaz ilham verici! Muhabbit ekibi olarak, röportaj için çok teşekkür ederiz!

Güzel düşünceleriniz için asıl ben teşekkür ederim. Sevgiler herkese!

Opensea nedir içeriğimizi okumak TIKLAYINIZ

Sizler için hazırladığımız özel içerikleri okumak için lütfen tıklayınız: Muhabbit Özel

Gelişmelerden ve son dakikalardan haberdar olmak, kripto para dünyasında aktif bir yer edinmek istiyorsanız Telegram kanalımıza bekliyoruz.

Son Yazılar

Exit mobile version