Metaverse’te Bizi Neler Bekliyor? Sonsuz Hayat Mümkün Olabilir mi?
Metaverse, son dönemde fazlasıyla konuşulan ve tartışılan bir kavram olarak öne çıkıyor. Metaverse konsepti ile ortaya çıkan kripto paralar ve blockchain projeleri ciddi ilgi çekiyor. Facebook tarafındaki isim değişikliği de (Meta) konuya olan ilginin bir anda patlamasına sebep olmuş durumda.
Nike, Adidas ve diğer birçok marka da Metaverse konusuna önem verdiğini dillendirmişti. Kısa süre içerisinde her alanda metaverse ve metaverse konsepti konuşulur oldu. Peki metaverse aslında ne demek?
Metaverse Yeni Bir Kavram Değil!
Metaverse kavramı yakın zamanda ortaya çıkmış bir tabir değil. Kök olarak Universe (Evren) tanımlamasından yola çıkılarak ortaya konan metaverse kavramı, ilk olarak 1992 yılında Snow Crash isimli romanda kullanılmıştı. İlgili romanda “sanal evren” manasında kullanılan metaverse kavramı uzun zamandır hayatımızda bulunuyor. Kısacası metaverse tanımı, kullanıcıların üç boyutlu sanal bir evren içinde var olmasına dayanmakta. Metaverse, cihazlar aracılığıyla kişilerin “avatar” olarak tanımlanan görselleri ile birlikte yaratılan sanal alanın içinde varolması durumu olarak da tanımlanabilir.
Blockchain tarafında ise metaverse konsepti ile birlikte birçok proje ortaya çıkmış durumda. Yaratılan evrenlerde arazilerin satılmaya başlaması ile birlikte NFT konseptini metaverse ile birleştiren blockchain konseptleri, ilgili arazileri çok ciddi meblağlar karşılığında satışa çıkarmıştı. (Sandbox, Decentraland, Mines of Dalarnia vb.)
Projeler ile birlikte ortaya çıkan hype, ilgili tokenlerin de fiyatlarına ciddi derecede yansımıştı. Akımın büyümesi ile birlikte farklı projeler hızla ortaya çıkmış, arazi satışları yoluyla popülerlikleri artırılmaya çalışılmıştı.
Bazı borsalar, ilgili metaverse evrenlerinden bazılarının üzerinde sanal ofisler açmış ve harekete katkıda bulunmuştu.
İlginizi çekebilir: Kucoin Bloktopia Üzerinde Sanal Ofis Oluşturdu!
Yukarıdaki görselde de görüldüğü gibi NFT pazar yeri Opensea üzerinde satışa çıkarılan arazilerden bazıları fazlasıyla absürt fiyatlara alıcı bekliyor. Diğer yandan çok daha uygun fiyatlara satılan araziler de bulunuyor.
Opensea üzerindeki verilere göre Decentraland tarafında toplamda 97.200 adet arazi bulunuyor. Toplamda 6500 kişinin ya da cüzdanın sahip olduğu araziler için dip fiyat 4.47 ETH olarak belirtiliyor (en düşük fiyata satılan arazi). Arazilerin toplam işlem hacmi ise 258.100 ETH civarında bulunuyor.
Platformun kendi pazar yerinde ise kişilerin sanal evrende oluşturdukları avatarlarına giydirebilecekleri farklı kıyafetler ve objeler satılmakta.
Avatarları farklı şekilde öne çıkarabilmek adına önemli olan bu eşyalar da çok ciddi fiyatlara alıcı bulabiliyor. Peki, metaverse sadece bahse geçen kripto paralar ve arazilerden ibaret mi?
Metaverse’te Başka Neler Olabilir?
Yazılım ve donanım hizmetlerinin (AR-VR)- (3D Grafik Çözümleri) bir araya gelmesi ile birlikte teknolojide farklı konseptler konuşulur oldu. Çok farklı boyutlara ulaşma imkanı bulunan sanal evren teknolojisinde ise halen oldukça erken dönemde olduğumuz söylenebilir. Meta da (Facebook), konu ile ilgili çalışmaların halen erken aşamada olduğunun altını çiziyor. Şirket tarafından; yıllar sürebilecek olan geliştirmeler sonucunda “metaverse”in, hayatımızın gerçek anlamda bir parçası olabileceğinden de bahsedilmekte.
Metaverse ile Sonsuz Hayat Mümkün mü?
Sanal gerçeklik ve sanal evrenler ile birlikte farklı konseptler de ortaya atılmış durumda. Bazı kişiler tarafından “Afterlife”, yani ölümden sonraki hayatın anahtarı olarak da tanımlanan metaverse, gerçekten de sonsuz hayatın kapısını aralayabilir mi?
Bu konuda yazılan birçok makale ile birlikte çekilmiş diziler bile bulunuyor. Amazon Prime üzerinde halihazırda izlenebilir olan “Upload” dizisi-serisi, ilgili konsepti anlatıyor.
İlgili dizi 2033 yılında geçiyor. Kişilerin ölümden sonraki hayatını anlatan dizi, sanal evren ile günümüz dünyasını bir araya getiriyor.
Kişinin ölmeden önce bilinci ve tüm hafızası, bir cihaz aracılığı ile cloud sisteme (bulut) aktarılıyor. Lakeview isimli sanal evren üzerinde kişinin bire bir avatarı oluşturulurken, hafızası ve bilinci de bu karaktere aktarılıyor. Kısacası kişi ve bilinç, “server”lar üzerinde bulunuyor. Melek olarak adlandırılan kişisel danışmanları olan bu kişiler, ödemeleri karşılığında veri satın alarak hayatlarına sistem içerisinde devam edebiliyor.
Dizinin baş karakteri Nathan, ölmeden önce sevgilisi tarafından Lakeview’a yükleniyor. Gelişmiş cihazlar ile gerçek dünyada bulunan sevgilisi ile iletişim halinde kalabilen Nathan, metaverse üzerinde yaşamını sürdürüyor.
Bilincin ve hafızanın kullanıma devam etmesi için ise sevgilisi tarafından Lakeview’a düzenli olarak para ödeniyor. Kalınan otel odalarından yemeklere kadar her şeyin ödemelere bağlı olduğu metaverse üzerinde, kitaplar bile ücretli. Sadece ilk sayfaları görünen kitapların tam sürümlerinin elde edilebilmesi için gerçek dünyadan ödeme yapılması gerekmekte.
Bu noktada ise kapitalizme atıfta bulunuluyor. Normal şartlarda ölen bir kişi, tüketim toplumundan ayrılmış oluyor. Ancak sanal gerçeklik üzerinde yaratılmış bir bilinç, aynı dünyadayken yaptığı gibi tüketmeye devam ediyor. Herhangi bir üretim maliyetinin bulunmadığı (fiziksel anlamda) metaverse üzerinde tüketim devam ederken, talep noktasındaki eksilme de ortadan kalkmış oluyor.
Dünya üzerinde yaşamış ve ölmüş herkesin halen tüketmeye ve para harcamaya devam ettiğini düşünün. Sonsuz bir tüketim ekonomisi oluşturulmuş oluyor. Burada oluşturulan tüketim algısı da kapitalizm ile tam uyum içerisinde görünüyor.
Dizide ulaşılmış olan “sonsuz yaşam” metaverse ile birlikte gelecekte gerçek olabilir mi?
Blockchain haberleri için: Blockchain Haberleri
