Nükleer Enerji Santralleri De Blockchain’e Geçiyor
Bitcoin ağı tarafından desteklenen ilk açık kaynaklı akıllı sözleşme platformu olan RSK, şimdi bir nükleer enerji santraliyle ilgili belgeleri izlemek için kullanılacak.
Nükleer mühendislik ve üretim firması olan Nuclearis, ilk tedarikçiden elde edilen belgelerin ve verilerin son kullanıcıya kadar ulaşma aşamasını doğrulamak için blockchain teknolojisini uygulamayı tercih ettiklerini açıkladı.Uygulama Nuclearis tarafından, RSK ve onun Altyapı Çalışmalarını (RIF) işleten IOVlabs’ın danışmanlığıyla geliştirildi.
Kapsamlı sağlık ve güvenlik hususları nedeniyle, nükleer santraller uluslararası otoriteler tarafından katı şartlara tabidir. Bir nükleer santral inşa etmek ve sürdürmek zorlu aşamalar gerektirmektedir.Bu aşamaların başında dünyanın dört bir yanındaki tedarikçilerden çok fazla önemli parçanın tedarik edilmesi gelmektedir.
Yasalara göre, bir kaza durumunda izlenebilirlik için her bir parçanın yaşam döngüsü basılı kopyalar halinde belgelenmelidir. İşte bu şartlar, blockchain teknolojisinin değişmez izleme yetenekleri sayesinde daha kolay ve izlenebilir hale geldi.
Bu kapsamda işlemlere başlayan Nuclearis, her belgeyi kendi benzersiz karmasıyla blok zincirine yüklemek için RSK’yı uygulamaya aldı. Bu uygulama Nuclearis’in, belgelerin her bir bileşenle, müdahale, tahrifat veya değişiklik olmaksızın, bozulmadan hareket ettiğini doğrulamasını sağlayacaktır. Ayrıca belgelerin yol boyunca kaybolmamasını veya hasar görmemesini de sağlayacaktır. Tüm bu uygulamaları gerçekleştirecek olan Nuclearis, “NuclearTech” adı altında sektör genelinde güveni artırmaya yardımcı olmak için blockchain teknolojisini kullananlar arasında ön planda olmayı hedefleyen firmalardan birisidir.
Gelecek Blockchain’de
Uygulanacak olan bu sistem, aynı zamanda RSK izleme çözümünü açık kaynaklı hale getirecektir. Böylece bu durum büyüyen nükleer endüstrisindeki diğer oyuncularında sisteme katılımını sağlayacaktır. Sürdürülebilir enerji kaynaklarına yönelik küresel talebin hızla arttığı bilinmektedir. Önümüzdeki 30 yıl içinde dünyadaki nükleer santral sayısının 440’tan 590’a çıkarma planları yapılmaktadır.
Nuclearis CTO’su Sebastian Martinez konu ile ilgili olarak şu açıklamada bulundu.
“Üretim belgelerinin gerçekliğini doğrulama yeteneği muazzam bir özellik. Yakında tamamen bu dijital teknolojinin yardımıyla inşa edilen ilk nükleer reaktörü görebiliriz.”
Tüm bu bilgiler neticesinde, firmaların tedarik zincirindeki tüm aşamaları izlemek için Blockchain’i kullanmak, zaman ve iş yükünü hafifletmesi gibi faydaları da beraberinde getirecektir. Aynı zamanda gelecek nesiller için bilginin bozulmadan korunması anlamında büyük bir örnek teşkil edecektir.