Huobi Bitcoin Son Fiyatı
BTC $64242.54
-0.15%
Huobi Ethereum Son Fiyatı
ETH $3136.2
-0.63%
Huobi Avalanche Son Fiyatı
AVAX $35.51
-1.96%
BNB Token Son Fiyatı
BNB $609
0.45%
Binance Kayıt Ol

Muhabbit

2020 ABD başkanlık seçimi kripto para dünyasını etkilemeye devam ederken, Başkan adayı Michael Bloomberg de kripto para dünyası ile ilgili konuştu.

Daha önce Andrew Yang’in kripto para dünyasından yana çeşitli konuşmalarına şahit olmuştuk. Geçtiğimiz günlerde başkanlık yarışından çekildiğini açıklayan Yang’in ardından bu sefer de Michael Bloomberg kripto para düzenlenmesi hakkında açıklamalarda bulundu.

Salı günü (18.02.2020) Bloomberg kampanyasının bir parçası olarak finansal reform planını açıkladı. Planın sonlarına doğru kripto para birimlerinin düzenlenmesine dair bazı açıklamalar bulunmaktaydı. Bu açıklamalara göre kripto para düzenleyicileriyle iş birliği içerisinde olacağı ve kripto para düzenlemeleri konusunda daha net kuralların konulacağı da yer almaktaydı. Ayrıca;

“Kripto para birimleri yüz milyarlarca dolar değerinde bir varlık sınıfı hâline geldi ancak hâlâ düzenleme sistemleri darmadağınık ve gelişmemiş… Blockchain, Bitcoin ve ICO’ların hepsinde bir aldatıcılık, dolandırıcılık ve başka suç unsurları mevcut.”

Bloomberg’ün planı, bütün bu suç unsurlarının önüne geçmek için çeşitli düzenlemelerin yapılması gerektiğini savunuyor. Kripto paraların kontrolünde ve düzenlenmesinde şeffaflık ilkesini ön planda tutan Bloomberg, yatırımcıları kripto para dünyasındaki sahtekarlıklardan korumaya çalışıyor. Bununla birlikte ICO’lara bir çerçeve (framework) sağlamayı ve kripto para ile ilgili yatırımlardaki vergilendirmeyi netleştirmek istiyor. Planda, bünyesinde kripto para varlıkları bulunduran kurum ve kuruluşlara da gerekli sermaye tanımlandırılmasının yapılması gerektiğinin de altı çiziliyor.

Bloomberg, 2020 ABD başkanlık seçimlerinde Eric Swalwell ve Andrew Yang’den sonra kripto para dünyası hakkında konuşan üçüncü aday olmakta. Bununla beraber kripto para konusunu açan herkesin, bir lanet gibi birer birer başkanlık yarışından çekildiğini düşünürsek… Bloomberg’ü de vurur mu bu lanet, ne dersiniz?

İsviçre’nin en büyük perakende şirketi Federation of Migros Cooperatives (Migros Kooperatifler Federasyonu)’na ait finans kuruluşu Migros Bank adına yapılan bir araştırmada, İsviçre’nin kripto para birimlerini ne denli benimsediği ortaya çıktı. 
 
Yaklaşık bir senedir İsviçre’deki çeşitli kuruluşlar kripto para birimlerini ödeme seçeneği olarak kabul etmeye başlamışlardı. Hükümetin de kripto para dostu bir yaklaşım gösterdiği bilinmektedir. Daha önce İsviçre bankalarının Bitcoin çağına girdiğini sizlerle paylaşmıştık. Bununla birlikte nakit paradan çok banka kartının kullanıldığını bildiğimiz İsviçre’de, geçtiğimiz aralıkta İsviçre Merkez Bankası’nın kripto para birimi çıkaracağı açıklanmıştı.  
 
Migros Bankası adına gayet yenilikçi bir anket/müşteri memnuniyeti sorgulama şirketi olan Intervista içerisinde çeşitli soruların bulunduğu bir çalışma yaptı. Anket şeklinde yapılan çalışmada 18-55 yaş arasında toplam 1500 İsviçreliye çeşitli konulardan çeşitli sorular soruldu. Üç yaş grubuna göre ayrılan araştırma sonuçları İsviçrelilerin ne derece benimsediğini gözler önüne serdi. 

İsv 1024x576 - İsviçre'nin Yüzde 7'si Kripto Para Kullanıyor!

Toplam 1500 İsviçreli içinden %7’sinin yatırım portföylerinde Bitcoin gibi kripto para birimleri mevcuttu. 18-29 yaş arası genç gruba kripto para birimleri sorulduğunda, yüzde 13’ü dijital para birimlerinin gelecekte yatırım yapacakları çok önemli bir konu olduğunu söylediler. 
 
Görüşme yapılan 30-55 yaşları arasındakilerin sadece %7’sinin dijital para birimlerine yatırım yapmak gibi bir planları var. 55 yaşın üzerine çıkıldığında bu rakam iyice düşüyor. Bu yaş grubunu, dijital para birimlerine yatırım yapmanın getirdiği faydalardan hâlâ emin olmamakla birlikte sadece %0,5’i kripto para birimlerine yatırım fikriyle ilgileniyor. 

Sonuçlar Hiç De Şaşırtıcı Değil 

Intervisa’nın yaptığı anketin sonuçları, İsviçre’nin ekonomik ve toplumsal yapısı düşünüldüğünde hiç de şaşırtıcı olmamaktadır. Bankalarıyla meşhur olan İsviçre’nin, merkez bankaları dijital para birimi çıkarma furyasına katılması, böyle bir benimsemenin ve ilginin olduğunu gösterir nitelikteydi.  
 
Dünyanın her bir köşesinde kripto para birimlerine karşı artan bir merakın olduğu aşikârdır. İsviçre de bu köşelerden sadece biri. Tabii devlet politikalarına ve ülkenin gelişmişliğine bakıldığında, İsviçre’nin kripto para dünyasının kalbi olmaya aday köşelerden de sadece birisi olduğu görülmektedir.
 

Aylardır süren tartışmaların sonucunda, Cosmos’da (ATOM) yaprak dökümü gerçekleşti. Zaki Manian, Cosmos’dan ayrıldığını resmi olarak duyurdu.

Cosmos Ağı’nın baş geliştiricisi konumunda olan Tendermint’ın başındaki isim Zaki Manian, projeden ayrıldığını duyurdu. Decrypt ile yaptığı röportajda işi bıraktığını açıklayan Manian, yine de Cosmos üzerinde çalışmaya devam edeceğini açıkladı.

Proje içinde başlayan problemler, geçtiğimiz haftalarda kamuoyu arasında da yankı bulmaya başlamıştı. Manian kurucu Jae Kwon’u kötü yönetimi sebebiyle suçlamasıyla başlayan tartışmalar kısa sürede topluluğa da yansımıştı.

Doğruluğu tam belli olmayan “insider” bir bilgiye göre Manian Kwon’u istifaya zorlamaya çalıştı. İstifa etmezse de geliştirici topluluğunun önemli bir kısmıyla projeyi terk edeceğini belirtti. Hatta yeni protokolü, Kwon’un istifa etmemesi halinde yayınlamayacağını da bildirdi.

Decrypt’e verdiği röportaja göre Manian, istifa etmek konusunda istekli değildi.

Yaşanılan bu olayı Kwon ile benim aramda olan güç mücadelesi olarak tanımlayanlar var. Fakat işin gerçeği bu değil.

Bu durumu çözmenin en iyi yolu ise istifa etmemdi diye ekliyor Manian.

Manian’ın istifası ile birlikte kaç kişinin daha projeyle ilişkisinin kesildiği net olarak bilinmezken, Manian da konuyla alakalı yorumda bulunmak istemedi. Ayın başında ise Tendermint’ın 60 çalışanı bulunuyordu.

Problemler Ne Zaman Başladı

Geçtiğimiz yılın Nisan ayında Kwon, yeni protokolün birkaç ay içerisinde hazır olacağını bildirmişti. Anca Ekim ayında gerçekleşen San Francisco Blokchain Week’te beklenen tanıtım gerçekleşmediğinde topluluk, Tendermint’taki iç problemler hakkında konuşmaya başladı.

Yine “insider” bir bilgiye göre, problemler Kwon’un duyurusundan bir süre önce başlamıştı. Sorun ise net bir stratejinin oluşturulamamasıydı. Ancak diğer duyumlar ise tek sorunun bu olmadığını gösteriyor. Bu duyumlardan bir tanesi ise Kwon’un birkaç hafta önce istifa ettiği ve “Virgo” isimli bir projeye geçiş yaptığı idi. Bu dedikoduları sert bir dille eleştire Kwon, böyle bir şeyin gerçekleşmediğini belirtti.

Blockchain İnterneti

Kripto para projeleri içerisinde Cosmos, geleceği en parlak projeler arasında gösterilmekte. Cosmos kendini “Blockchain İnterneti” olarak tanımlıyor. Anlık olarak değişmekle birlikte 815 milyon dolar market değeri olan proje, kripto para projeleri arasında 21’inci sırada bulunuyor. Geçtiğimiz dönemde Cosmos, bir çok büyük borsada neredeyse aynı anda listelenmişti. Kraken, Binance, Bitfinex, Coinbase bir kripto parayı listelemeye başladığında oluşan “hype”ı çoğunuz bilmekte. Cosmos ise bu borsaların hepsine çok kısa bir arayla listelenmisti. Bu noktada çok fazla dikkat çeken proje Proof of Stake (PoS) algoritmasıyla çalışmakta.

İlk halka açık token satışının 29’uncu dakikasında 17 milyon dolarlık rekor bir fon toplamayı başaran proje, yatırımcıları tarafından oldukça sevilip desteklenmekte. Fakat son dönemde proje içinde oluşan karışıklıklar bir miktar da olsa yatırımcılarını üzmüş görünüyor. Önümüzdeki dönemde bu problemler çözülebilecek mi hep birlikte göreceğiz.

Finansal bir devrim yaratmak amacıyla ortaya çıkan DeFi’in sunduğu en devrimsel yeniliklerden birisi olan “Flash Loan”‘lar yakın zamanda bunu kötüye kullanan aktörlerden ötürü aynı zamanda DeFi hareketinin yumuşak karnı olacak gibi gözüküyor… Daha bu sabah önemli DeFi aktörlerinden Fulcrum’un ikinci defa soyulduğunu yazmıştık. Bu sefer ise bu soyulma nasıl gerçekleşiyor derinlemesine incelemek istedik.

Flash Loan Nedir ?

Flash Loan’lar şu sıralar DeFi protokollerini takip edenlerin sıkça duyduğu terimlerin başında geliyor olmalı. Bu durum kısaca, DeFi üzerinde sadece bir blok (Ethereum’da blok süresinin sadece 15 saniye olduğunu unutmayalım) içerisinde yapılan işlemlerin tümü olarak tanımlanabilir. Bu kafa karıştıcı gelebilir ama Flash Loan’lar tam anlamıyla bu yüzden devrimsel yani birden fazla işi tek bir işleme sığdırabilmesinden ötürü. Yakın zamanda kaybettiği paralarla adını duyduğumuz BZX (Fulcrum) platformu Flash Loan verirken de ayrıca bir ücret (fee) talep etmiyor. Yani siz bu 15 saniye içinde aldığınız borcu 15 sn içinde öderseniz hiç bir para ödemiyorsunuz. Flash Loan’da tek kural var yapılacak tüm hareketler bir transfer içinde yapılmalı. Yani borçlanma, aksiyon ve geri ödeme işlemi bir transfer işlemi içerisinde yapılmalı.

Fakat bu sistemden yararlanmak isteyenler çok iyi düzeyde kodlama bilmeli. Hatta sadece bu yeterli değil. Solidity ( Ethereum dili) ile uzun bir zaman geçirdikten sonra Flash Loan’ların tüm detaylarını en ince ayrıntısına kadar öğrenmeli. Bunun sonucunda ağdaki oluşabilecek arbitraj fırsatlarından yada ortaya çıkabilecek farklı fırsatlardan yararlanabilirler. Bu da aslında DeFi’in yazılımcılar ya da bir takım teknoloji meraklısı kimselerden halka ulaşmasının önünde bir engel olarak düşünülebilir lakin bu başka bir yazının konusu olabilir.

Fulcrum (bZx) “Hack” Olayı

2 gün önce bZx’in önce 360.000 $ bugün ise yaklaşık 650.000 $ kaybetmesiyle DeFi dünyası sarsıldı.

Peki bu olayın arka planında ne oldu nasıl gerçekleşti ?

Hikayede para kaybeden platform olan Fulcrum (bZx) merkeziyetsiz bir margin trading platformu lending hizmeti vermekle beraber 5 kaldıraca kadar da long ya da short açmanıza olanak tanıyor.

Bu platformu ilk olarak kötüye kullanan arkadaş ki bu kişiye konuyu anlatırken “Mahmut” diyelim. DyDxten (başka bir DeFi ürünü Fulcrum’la nerdeyse aynı) yukarıda anlattığımız Flash Loan’lardan kullanıyor. Mahmut’un aldığı para ise 10.000 #ETH anlık değeri ise 300.000 $’ a tekabül ediyor. Mahmut bu paranın yarısını bZx’e yarısını da onun en büyük rakibi Compound’a (bu da DeFi’in en büyük app’lerinden birisi elinizdeki kriptopara yatırımlarınızı faize verip kiralamanıza yarıyor) gönderiyor. Compound’a yolladığı yarısıyla 112 WBTC (Ethereum blokzinciri üzerindeki ERC20 formundaki BTC) kiralıyor. Fulcrum’a yolladığı yarısıyla ise WBTC’ ye yani Bitcoin’e short işlem açıyor. Compound’a yolladığı 112 WBTC’yi de en büyük ve hacimli DEX konumunda olan yine DeFi’in ağır toplarından Uniswap’e yolluyor ve orada dumplayıp fiyatı düşürüyor. Fiyatı Uniswap’ten alan (oracle olarak uniswap’i kullanan) Fulcrum’da short işlemden muazzam kar ediyor ve en başta aldığı 10.000 Ethereum’u ödüyor. Yukarıda bizim yazarken sizin okurken yorulduğunuz işlemlerin hepsini tek bir blokta yapıyor yani 15 saniye içinde… İşlemlerin özeti de aşağıda.

image 1024x385 - DeFi'ın Zayıf Noktası "Flash Loan" Nedir ?

15 Saniyede 360.000 $

Tüm bu işlemlerin toplam transfer ücreti de 8.71 $tutmuş ve yazımızın asıl konusu olan Flash Loan olmasaydı bu olay mümkün olmayacaktı. Ayrıca önemli bir indikatör olduğunu devamlı vurguladığımız lending oranları da Mahmut’un 10.000 Ethereum’u kiralamasından etkilenmiş olacak ki Fulcrum vakasından sonra rakamlar tavan yaptı. Kısaca Mahmut ismini taktığımız dahi “hacker” (hack demek çok doğru olmasa da) 15 saniye içinde (1 Ethereum Bloğu) 360.000 $ kazandı.

Untitled 1024x668 - DeFi'ın Zayıf Noktası "Flash Loan" Nedir ?

Bir DeFi protokolü olan bZx tekrar saldırıya uğradı. İlk açıklamalara göre 2,388 Ethereum saldırganlar tarafında çalınmış durumda.

https://twitter.com/bzxHQ/status/1229626207869657088?s=19

Konuyla alakalı açıklama yapan bZx, şimdilik ağın durdurulduğunu bildirdi. Yapılan incelemelere göre bu transferlerle Ethereum’lar ağdan çalındı. Gerçekleşen hack ile birlikte 645,000 dolar değerinde Ether çalınmış oldu.

Yapılan bu saldırı bZx’in yakın zamanda ikinci kez durdurulmasına sebep oldu. Son dönemde büyük bir yükseliş ve büyüme gösteren DeFi ağlarının, arka arkaya saldırılara uğruyor olması DeFi’ye olan güveni sarsabilir. Bu saldırılardan önce DeFi ağlarının güvenliği üst düzey olarak görülmekteydi. Yaşanılan son olaylarla birlikte bu görüş değişmiş görünüyor. Konuyla alakalı benzer açıklamalar Larry Cermak’tan da gelmiş durumda.

DeFi protokollerinin patlama yaşadığı bir dönemdeyiz. Bir çok insan bunların yaşanacağını düşünmüyordu. Fakat burada da benzer problemler yaşanıyor.

Geçtiğimiz günlerde IOTA’da (MIOTA) da olduğu gibi merkesiz diye bahsedilen ağların bir tuşla durdurulması, ağların merkeziyetsizliği hakkında soru işaretleri doğurmuş durumda. Bakıldığında kimse bir tuşla Bitcoin’i durduramıyor.

Ayrıntılar geldikçe güncellenecektir.

Rusya Merkez Bankası’ndan önemli bir açıklama geldi. Açıklamaya göre kripto para birimleriyle yapılan her işlem kara para aklama potansiyeli taşıyor. Merkez Bankası tarafından bugün yayınlanan rapora göre, şüpheli işlemler için bir dizi yeni kural yayınlandı. Ve bir çok yeni madde şüpheli işlem kategorisine eklendi. Güncelleme ile birlikte artık, kripto para birimleriyle yapılan her türlü transfer, potansiyel kara para aklama işlemi olarak değerlendirilip incelenecek.

Benzer bir açıklamanın ABD tarafından geldiğini de dünkü yazımızda belirtmiştik. İki büyük devletten neredeyse aynı anda kripto parayla kara para aklama yönünde açıklamalar gelmesi durumun ciddiyetini artırmış durumda. Alınan kararlar önceden bir grup tarafında “insider” bilgi ile Bitcoin fiyatında hafta sonunda yaşadığımız düşüşe sebep olmuş olabilir.

Mevcut düzenleme kategorisine, 2012’den beri ilk defa bir değişiklik getirilmiş durumda. Açıklamaya göre düzenleme, Rusya Federal Finans İzleme Servisi ile işbirliği içerisinde geliştirildi.

Yapılan yeni eklemeler, teknolojiyle birlikte gelişen finans sektörüne ayak uydurup, kontrolü elden bırakmamak içindir.

Rusya Merkez Bankası daha önceki açıklamalarında, olası risk faktörlerinin azaltılması yönünde aksiyonlar alacağını ifade etmişti. Fakat kimse bunun kripto paraları direkt olarak içerdiğini düşünmemişti heralde. Bu noktada açıklama süpriz oldu denilebilir. Hele de ABD ile bir gün arayla benzer açıklamanın gelmesi daha büyük bir süpriz oldu denilebilir.

Kripto Paralar Risk Barındırıyor

Düzenlemeyle beraber kripto para birimleriyle bağlantılı herhangi bir faaliyet potansiyel risk barındıran işlem olarak kabul edilecek. Bu açıklamadan anlaşıldığı üzere bir borsada kripto para alımı ve satımı yapmak da takibe alınacak işlemler arasına tabii oluyor. Tabi ki aynı zamanda para yatırma ve çekme işlemleri de bu noktada incelenecek.

Bu açıklama ile birlikte devletlerin kripto paralar ile alakalı düzenlemelere 2020 yılı ile birlikte start verdikleri net bir şekilde anlaşılabilir. Buradan hareketle belki de geçtiğimiz günlerde yaşanan düşüşün, düzenlemelerden önceki bir kaçış olma olasılığından bahsedilebilir. Çünkü para aklama, her devletin gözünde büyük bir suç olarak görülmekte. Cezai yaptırımları çok büyük olmakla birlikte, tabiki de kripto para ile işlem yapan herkesin para akladığı sonucuna varılmıyor. Sadece devletler yapılan her işlemin tek tek inceleceğini belirtmekte. Konuyla alakalı ülkemizde çalışan kurum ise MASAK (Mali Suçlar Araştırma Komisyonu). İleride buna benzer düzenlemeler ülkemizde de görülebilir. MASAK’ta konuyla alakalı adımlar atacak mı hep birlikte göreceğiz.

İddialara göre Bitcoin Cash (BCH) yine bölünüyor. Geçtiğimiz günlerde finansman oluşturması adına madencilere vergilendirme getirileceği açıklanan Bitcoin Cash, yeniden bir bölünme ile karşı karşıya. Madencilerin bir kısmı bu durumu kabul etmemiş gibi görünüyor.

Bitcoin Cash madencilerinden Bitcoin ABC, yeni öneriye yeşil ışık yakmış durumda. Bitcoin ABC, Bitcoin Cash ağının neredeyse yüzde 50’sini kullanmakta. Bu durumda neredeyse ağın yarısının bu yeni vergilendirme sistemini desteklediği söylenebilir.

Vergilendirme sistemine muhalif olan gruplar için yeni bir düzenleme gelmiş durumda. Bu iyi bir haber olarak görülebilir. İlk düzenlemede blok başına ödüllerin yüzde 12.5’inin vergi olarak ödenmesi kararlaştırılmıştı. Oluşan muhalefet üzerine bu vergi blok başına yüzde 5’e kadar düşürülmüş durumda. Ancak burada madencilerin muhalefetinin temel sebebi aslında verginin oranı değil, direk olarak arkasındaki ideoloji.

Bitcoin ABC’nin yeni vergilendirme sistemine desteğinin arkasında, en büyük faydayı sağlayacak grup olacağı sebebiyle açıklanabilir. Çünkü oluşacak fon geliştirme ve gruplara destek için kullanılacak. Bu noktada ağdaki en büyük “node” olan Bitcoin ABC, en büyük desteği alacak. Fakat muhalif olan bir madenci grubu olan Bitcoin Unlimited için durum böyle değil. Bu nedenle yeni vergilendirme sistemine siddetle karşı çıkmış durumdalar.

Blok başına düşen vergi oranını düşürmek yeterli değil. Oluşan fikir tamamiyle yanlış.

Muhalifler arasındaki yaygın olan görüş şu şekilde. Eğer bir madenci grubu yada geliştirici vergi sisteminden en çok payı alarak desteklenirse, bu ağ içerisinde bir eşitsizliğe sebep olacak. Ve bu kişiler işleri istediği gibi yönetme gücüne sahip olacak.

Muhalif grup, destekleyen grubun yanında azınlık olarak gözükse de bu bakış açısıyla bakıldığında çoğunluğun doğru yolda olmadığı söylenebilir. Eğer ödemeler ve destek arasında adalet sağlanamazsa ağ birden tam merkezi bir hale bürünebilir.

Bu noktada Bitcoin Cash denildiğinde akla gelen ilk isimlerden olan Roger Ver’de madenci vergisini eleştirmiş durumda. Ver’e göre eğer madenciler gelişimi fonlama konusunda endişelilerse ödemeleri ağ dışında bağış olarak sağlayabilirler.

Bütün madencileri bağışa zorlamak kesinlikle mantıksız.

Güncellemeye bir grubun destek vermemesi sonucu Bitcoin Cash ağı tekrar bir fork yaşayabilir. Önümüzdeki dönemde bir anlaşma olacak mı yoksa yeni bir Bitcoin Cash forku görecek miyiz zaman gösterecek.

İddialara göre, ABD’den vergisiz Bitcoin (BTC) yatırımı kabul etme girişimi gelebilir. Trump Yönetimi’ndeki kıdemli bir yetkilinin açıklamalarına göre, yeni teşvik paketi ile birlikte vergisiz Bitcoin yatırımı kabul edilebilir.

Getirilmesi düşünülen teşvik paketi ile borsada, hisse senetlerine hareket getirilmesi amaçlanıyor. İddiaya göre bu noktada ülke içerisine yatırım gelmesi adına bu pakete Bitcoin’de dahil edilebilir. Ekonomi Konseyi Direktörü Larry Kudlow’a göre paket ile birlikte genel bir tasarruf hesabı oluşturulmasına izin verilecek. Bu hesap ile birlikte emeklilik, sağlık hizmetleri ve eğitim için oluşturulan tasarruf fonları bir arada bulunabilicek.

Paket sayesinde vergi mükellefleri hesabı vergisiz bir şekilde finanse edip kullanabilecek. En önemli nokta ise “sermaye kazancı” olarak adlandırılan hiçbir gelir üzerinde vergilendirme olmayacak. Yıllık 200,000 dolar geliri olan bir kişi bu fona 16,000 dolar yatırım yapabilecek. Ve bu yatırımdan gelen hiçbir kazanca vergilendirme uygulanmayacak.

Hesaplarda bulunan paralar ile vergilendirme olmadan yatırım yapılabilmesi, Bitcoin yatırımı yapılabilir mi sorularını ortaya çıkarmış durumda. Yeni oluşturulan bu yatırım yapısı, kripto para birimlerine yatırım yapmak isteyen kişilere tamamen vergisiz bir ortam sağlayacaktır.

Bu noktada Bitcoin’de 2017 yada 2019 yılındaki gibi artışlar meydana gelirse ortaya çıkan karlılık, vergi sisteminden korunmuş olacak. Öneri, bir çok yatırımcı tarafından yine “fantezi” olarak karşılanacak olsa da yine de düşünülmeye değer bir seçenek.

Vergi indirimleri yada bu gibi pozitif ekonomi politikaları genellikle seçim zamanlarında ortaya çıkar. Hükümet, vergi inidirimini önerirken muhalefet partisi ise öneriyi düşürmeye çalışacaktır. Trump Yönetimi de aynı yönteme başvuracakmış gibi görünüyor. Bu noktada elinde olan bütün kozları oynamaya gayret edecektir. Kripto paralar da bu aşamada önemli bir seçenek. Dedikoduları çıkmaya başladığına göre kripto para yatırımlarının Trump Yönetimi tarafından masada konuşulması, çok da uzak bir olasılık olarak görünmüyor. Böyle bir atılım gerçekleşirse kripto para yatırımcıları yatırımlarını ABD’ye taşır mı? Yada tasarruf hesaplarında yatırım yapacak kişiler bu yatırımlarını Bitcoin ile değerlendirmek ister mi, ileride göreceğiz.

Bitcoin’deki sert düşüşün sebebi bu mu? Yaşanan son düşüş ile birlikte kripto topluluğu, zor bir hafta sonu geçirdi denilebilir.

Bu hafta içerisinde ABD Hazine Genel Sekreteri Steven Mnuchin, “önemli” koduyla birlikte kripto para düzenlemelerinin oluşturulmaya başladığını ve artık tam anlamıyla “yolda” olduğunu duyurdu. Aynı zamanda Minneapolis Fed Başkanı Neel Kashkari’den önemli açıklamalar geldi. Başkan Kashkari’ye göre kripto paralar tam anlamıyla bir çöp yığını.

Önemli bir diğer açıklama ise Adalet Bakanlığı’ndan geldi. Yapılan açıklamaya göre, kripto para mikseri kullanmak suç sayılacak. Geçtiğimiz hafta Bitcoin mikserlerini anlatan bir yazı yayımlamıştık. Bu yazıda, Bitcoin mikserinin ne olduğundan ve ne amaçla kullanıldığından detaylıca bahsetmiştik. Bu açıklama tam da üzerine gelmiş gibi görünüyor. Yazımızı buradan inceleyebilirsiniz.

Açıklamalar Bitcoin açısından kötü bir durum oluştursa da yıl başından beri neredeyse yüzde 50 yükselen Bitcoin’in fiyatına çok büyük bir etkide bulunmuş gibi görünmüyor. Hatta altcoinler Bitcoin’den daha fazla etkilenmiş bile denilebilir.

Geçen yıl da benzer açıklamalar yapan Mnuchin, ABD Başkanı Trump’ın Bitcoin ve diğer kripto para birimlerine yönelik eleştirilerini yinelemişti. ABD Hazine Bakanlığı’nın Mali Suçlar Araştırma Ağı’nın da önemli düzenlemeleri hazırlıyor olduğunu sözlerine ekledi.

Düzenlemeler çok çabuk çıkacak ve bir çok şey değişecek. Herkes bu duruma hazırlıklı olsun.

Mnuckin sözlerine şöyle devam etti: “Teknoloji ilerliyor, bunun farkındayız. Fakat kripto para birimlerinin, eskiden İsviçre’de bulunan gizli hesaplara benzemesini istemiyoruz.

Bu duruma engel olmak en büyük önceliğimiz.

Mnuckin’e göre Bitcoin, önümüzdeki on yıl içerisinde yaygın olarak kullanılmayacak. Ve bu süreç içerisinde ABD Bitcoin’i “ulusal güvenlik riski içeren durum” kategorisine dahil edebilir diye ekliyor Mnuckin.

Doların Değerini Ne Belirliyor

Kashkari’ye göre ise Bitcoin, stabil bir para biriminin sahip olduğu özelliklerin hiçbirine sahip değil ve buna hiçbir zaman sahip olamayacak. Montana Etkinliği’nde Kashkari’ye şu soru yöneltidi. Bir sonraki doğum gününüzde 1 Bitcoin mi istersini yoksa hazine bonosu mu? Bu soru üzerine Kashkari’nin verdiği cevap ise şöyle cevap veriyor:

Doların bir değerinin olmasının sebebi, ABD’nin dolar basmada tekel olması. Bu nedenle doğum günümde kesinlikle Bitcoin istemiyorum. Bana hazine bonosu hediye edin.

Arka arkaya ABD tarafında gelen bu olumsuz açıklamalar Bitcoin fiyatındaki düşüşe sebep olmuş olabilir mi? Ülkemizde bu konu çok fazla dikkat çekmemiş olsa da durum önemli görünüyor. Oluşturulacak olası fazla sert düzenlemeler kripto paraları tehdit eder duruma gelebilir mi hep birlikte göreceğiz.

Çin’i kasıp kavuran Corona virüsünün, kağıt üzerinden daha doğrusu kağıt para ile bulaşabildiği ortaya çıkınca, banknotlar da karantinaya alındı.

Daha önceki haberlerimizde Corona virüsü sebebiyle Çin’de yaşanan korkudan ve birçok insanın karantina bölgelerine yerleştirildiğinden bahsetmiştik. Karantina piyangosu bu sefer de banknotları vurdu!

Çin karantina - Banknotlar Karantinada, Peki Ya Kripto Paralar?

Virüsün kağıt ve zemin üzerinden de yayılabildiği anlaşılınca karantina bölgesindeki banknotların dışarıya çıkması engellendi. Özellikle de bankalardaki banknotların morötesi ışınlar veya yüksek ısıya tabi tutmak gibi çeşitli dezenfektasyon yolları ile dezenfekte edildiği ve 7-14 gün arası kasalardan karantina altında tutulacağı açıklandı. Bu uygulamanın sonucunda eğer kontamine olmuş bir banknot varsa onun dezenfekte olması amaçlanıyor.

Banknotlara karantina uygulanmasında ise, virüsün karantina bölgesinin dışına çıkmasının önüne geçilmesi amaçlanıyor. Yukarıda bahsettiğimiz dezenfektasyon işleminden sonra gerçekleşen 7-14 gün karantina süresinin geçmesinin ardından sözü edilen banknotların yeniden piyasaya sürüleceği açıklandı.

Peki Ya Kripto Paralar?

Çin’deki salgın ve son günlerde yaşanan banknot karantinası ile Çin ekonomisi başta olmak üzere dünya ekonomisi sekteye uğradı. Geleneksel para birimlerinin de taşıyıcı olarak görüldüğü bir dünya düzeninde acaba dijital paraların benimsenmesi başarılabilecek mi?

Geleneksel para birimlerinin karantinaya alındığı şu günlerde, kripto paraların geleceği ne olacak? Bitcoin ve diğer kripto para birimlerine yönelim başlayacak mı?

Daha önce Çin’deki kripto para madenciliği cihazlarının, hükümet tarafından zorla kapattırıldığından bahsetmiştik. Bunun Bitcoin madenciliğindeki etkilerine bakıldığında, yarılanma süresindeki değişimlerin devam ettiği görüldü. Yani yarılanma süresi Çin’deki makinelerin kapatılmasından bağımsız olarak değişmeye ve nispeten daha yavaş olsa da gerilemeye devam etti. Bununla beraber hash rate’in durmaksızın yükselmesine rağmen Bitcoin madencileri hevesle ve inatla algoritmaları çözmeye devam ediyor. Yani Corona nedeniyle cihazlar kapatılsa da değişen pek de bir şey olmadı. Peki ya Corona nedeniyle banknotlar karantinaya alındığında ne olacak?

Banknotların karantina altına alınması kripto para birimlerinin benimsenmesi açısından önemli bir farkındalık olayı olarak görülebilir. Ancak unutulmaması gereken bir şey de hepimizin elinde kredi kartları, banka kartları olduğudur. Çoğumuz değişen dünya düzeni ile yanımızda nakit para/banknot taşıma gereği duymuyoruz. Yani bu durum nakit akışını tamamen durdurabilir ancak kripto paraya yönelim mi yoksa banka kartlarına yönelimi mi sağlar orası tartışılabilir.

Siz de tahminlerinizi konuşmak, tartışmak haberlerimizden anında haberdar olmak istiyorsanız Telegram üzerinden bize katılabilirsiniz!

Merhaba sevgili Muhabbit okuyucuları, kripto para piyasalarını takip ediyorsanız market cap ve dominans terimlerini oldukça sık duymuşsunuzdur. Bu yazımızda market cap ve dominans kavramlarının ne olduğuna ve nasıl hesaplandığına değineceğiz. 

Dominans konusuna değinmeden önce market cap’i açıklamamız gerekmektedir. Market cap, market capitalisation teriminin kısaltması olmaktadır. Bu terimi Türkçe’ye “piyasa değeri” olarak çevirebiliriz. Yani bir coinin market capi, o coinin piyasadaki dolar cinsinden büyüklüğüdür. Market capi hesaplayabilmek için ise iki veriye ihtiyacımız vardır; sirkülasyondaki coin sayısı ve coinin değeri.

Market cap (Piyasa değeri) = Sirkülasyondaki Coin Sayısı X Coinin Değeri

Kripto para piyasasının total market capini bulmak için de tüm coinlerin market caplerini toplamak yeterlidir. Şu anki toplam market cap yaklaşık olarak 280 milyar dolardır. Ayrıca bu noktada bir yanlışı da düzeltme ihtiyacı duydum. Birçok insan, piyasada bulunan toplam para miktarını market cap olduğunu sanmakta veya market cap ile karıştırmaktadır. Bu ikisi birbirinden tamamen bağımsız kavramlardır. Bir örnekle açıklamak gerekirse; Ethereumun sirkülasyondaki coin sayısı yaklaşık olarak 109 milyondur. Ethereumun değeri 1 dolar arttığında, market capi ve dolayısıyla toplam market cap 109 milyon dolar artacaktır. Siz de biliyorsunuzdur ki Ethereum’un fiyatını 1 dolar arttırmak için piyasaya 109 milyon dolar sokmaya gerek yoktur. 
Bir coinin piyasa değerini, fiyatını öğrenmek için CoinMarketCap gibi kaynakları kullanabilirsiniz.

Dominans konusuna gelecek olursak; Bitcoinin dominansı, Bitcoin market capinin toplam market cape yüzdelik olarak oranıdır. Formülü de şu şekildedir;

BTC Dominansı = ( BTC Market Cap/ Toplam Market Cap) X 100

Okuduğunuz için teşekkürler,
Draco
.

Bakkt uygulaması en geç Haziran’da hazır. Şirket müşterilerinin kullanımına açacağı uygulamanın, 2020’nin ilk yarısında hazır olacağını duyurdu. Günlük ödemelerde kullanılabileceği belirtilen uygulamanın anlaştığı kurumlardan biri bilindiği üzere Starbucks. Baktt’ın verdiği bilgilere göre, ödeme çözümü puan toplama, hediye kartları ve fiat entegrasyonu gibi özellikleri barındıracak.

New York Borsası’nın da sahibi olan ICE’ın (Intercontinental Exchange) yan kurulu olan Bakkt, ilk gününden beri, kripto topluluğu içerisinde büyük bir beklenti oluşturuyor.

Kişilerin Bakkt uygulaması için büyük beklenti içerisinde olması belki de şu sebeplere bağlanabilir. Kişiler ödemelerinde Bitcoin (BTC) kullanmak istiyor. Fakat transfer süreleri ağın yoğunluğuna göre bazen 10 dakikayı bulabiliyor. Ayrıca transfer ücretleri şu an için mikro ödemeler için çok yüksek seviyelerde. Ek olarak volatil olan Bitcoin fiyatı, anlık ödemelerde satıcı ve alıcı için zararlı bir ödeme aracı olabilir. Transfer gerçekleşip ödeme, fiat para birimine çevirilene kadar fiyat fazlasıyla değişmiş olabiliyor. Son olarak ise satıcı, fiat para birimine geçiş yapacaksa, Bitcoin ile ödeme alıp bunu fiata çevirme zahmetine girmek istemeyebilir. Bu nedenle Bitcoin ödemeleri, nakit ve mevcut diğer ödeme yöntemleri (Visa, Mastercard) ile rekabet edebilir konumda değil.

Bazı yatırımcılar bu duruma Bakkt ile bir çözüm bulunabiliceği görüşünde. Çünkü duyurulan uygulama, kripto paralar ve fiat paraları aynı anda saklamayı mümükün kılıyor. Artı olarak teşvik edici puan toplama, hediye kartı gibi özelliklerin eklenecek olması uygulamayı bir anda cazip hale getirebilir.

Hepsi Bir Arada Çözüm

Sektörde kripto para ile ödeme sağlayan yada sağlayacak olan, Bakkt benzeri bir çok girişim bulunuyor. Fakat bu kurumlar ya regülatörler tarafında engelleniyor, ya da kişiler tarafından kripto paralarını emanet edecek kadar güvenilmiyor. Bu noktada Bakkt daha fazla güven oluşturuyor. Çünkü New York Borsası’nın kullandığı güvenlik önlemlerinin aynısı Bakkt tarafından kullanılmakta. Ek olarak Baktt, müşterilerine sigorta sağlıyor. Bu da kripto paralarını kaybetme risklerini büyük oranda ortadan kaldırmış oluyor. Bu çözüm kimilerine göre bireysel cüzdanda kripto para tutmaktan daha güvenli. Çünkü “seed” diye isimlendirilen kelimeleri kişi kaybettiği anda kripto paralarını sonsuza kadar kaybetmiş oluyor. Ve bunun bir sigortası yok. Uygulama ile birlikte kelimeleri saklama derdi ortadan kalkıyor.

Her ne kadar kripto paraların temel felsefesi olan “üçüncü partileri ortadan kaldırma” fikri bu durumla tam anlamıyla ters düşse de birçok insan halen bu tarz çözümlerin daha efektif olduğunu düşünmekte. Özellikle şirketler bu tarz detaylarla uğraşmak istemiyor. Bu nedenle “custody” çözümleri son dönemde büyük rabet görüyor. Coinbase geçtiğimiz dönemde kripto para saklama çözümü olan “Xapo“‘yu bünyesine kattığını duyurmuştu. Coinbase Commerce ile satıcılara özel bir hizmet de Coinbase tarafından sunulmakta. Bu çözüm ile satıcılar ödemelerini, kripto paralar ile alabiliyor. Bitcoin (BTC), Ethereum (ETH), Litecoin (LTC) gibi kripto paralarla “commerce” hizmeti başlatan Coinbase, sonrasında Circle’ın stablecoini olan USD Coin’i (USDC) platforma eklemişti. Bu hafta içerisinde de merkezsiz stablecoin olan Dai (DAI), platforma eklenmiş bulunuyor.

Bakkt Uygulaması Kitlesel Adaptasyona Yardımcı Olacak

ICE son duyurusu ile birlikte, Bakkt’ın Bridge2Solutions diye isimlendirdikleri bir çözüm ile geleceğini duyurmuştu. Bu çözüm ise kullanıcılara ödüller dağıtacak. “Loyalty Services” diye isimlendirilen bu fikir, Bakkt uygulamasını aktif olarak kullanan satıcılara ve alıcılara teşvik amaçlı farklı ödüller sunacak. Aynı zamanda bu ödüller yani puanlar, istenildiği takdirde kripto paralara dönüştürülebilecek. Aslında Bakkt, uygulama içindeki her şeyin birbirine dönüştürülmesine olanak sağlamış olacak. Kripto para borsası, ödeme yöntemi, hisse senetleri, fiat para birimleri ve bahsettiğimiz diğer özellikleri bir uygulamada aynı anda sunacak olan Bakkt, sektörde bunu gerçekleştiren ilk kuruluş olmaya aday.

Günümüz insanları her şey bir arada (All in one) çözümleri fazlasıyla seviyor. Ve bu duruma alışmış durumda. Bahsedilen bu özellikler bir arada sunulabilirse, belkide gerçekten Bakkt sektörde beklenileni verebilir. Böylece büyük beklentiler içerisinde olan Bakkt destekçilerinin beklentileri gerçekleşecek olabilir. Bu nedenle kripto para yatırımcılarının Baktt uygulamasını dikkatle takip etmesini önemli buluyorum. Gerçekten sektörde son dönemde oluşan hava Bakkt rüzgarını arkasına alıp iyice pozitife dönebilir.

Kripto para adaptasyonu adına, Bakkt uygulamasının gelişinin ne kadar etkili olacağını ya da ne kadar aktif kullanılacağını hep birlikte göreceğiz.

Halving, madencilerin maliyetlerini iki katına çıkaracak. Bazı Bitcoin yatırımcılarına göre, giderek yaklaşmakta olan halving, net olarak Bitcoin fiyatını yukarılara taşıyacak. Bu yatırımcılar en önemli sebebin, madencilerin katlanacağı maliyetin iki katına çıkması olarak görmekte.

TradeBlock tarafından yapılan yeni araştırmaya göre, Nisan sonu yada Mayıs başı gibi gerçekleşmesi beklenen halving ile birlikte, madencilik maliyetlerinin ortalama 12.525 dolara yükseleceği öngörülüyor. Bu rakam şu sıralar 6.851 dolar seviyelerinde seyretmekte. Bu rakam neredeyse şu sıralardaki maliyetin iki katına tekabül etmekte.

Yapılan tahmin şu sıralardaki fiyatın çok üzerinde bulunuyor. Bu noktada madenciler böyle bir zararı kabul edemezler. Aynı zamanda fiyatın yukarı dönmemesi halinde madencilik karlı bir iş olmaktan tamamen çıkmış olacak.

Halving işlemi Bitcoin algoritmasında, enflasyona karşı bir hareket olarak oluşturuldu. Bu fikir kripto para biriminin arzının her zaman öngörülebilir ve belirli bir seviyede kalmasını sağlıyor. Bu da talepten daha yüksek bir arzın ortaya çıkmasını engellemiş oluyor. Bu sistem de anlaşıldığı üzere, günümüzdeki merkez bankalarının kullandığı sistemin tam karşıtı olarak ortaya çıkıyor.

JpMorgan Analistleri’ne göre ortalama Bitcoin madencilik maliyeti, kripto para biriminin gerçek değerini oluşturuyor. Farklı bir yaklaşım noktası olan analistler tezlerini şu örnekle destekliyor.

Bu işlemi Petrol sondaj makinelerinin maliyeti gibi düşünün. Piyasa fiyatındaki ani bir düşüş petrol fiyatını kararsız hale getirirse, fiyatlar tekrar yükselene kadar sondaj makineleri kontak kapatacaktır.

Bir başka varsayım ise TradeBlock’tan. Varsayıma göre madencilik işlemi için kullanılan bilgisayarların yaklaşık yüzde 30’u daha yeni teknolojilere geçiş yapacak. Geriye kalan yüzde 70 için madencilik, kardan çok zarar getirmeye başlayacak. Bahsedilen madenciler yeni nesil cihazlara geçiş yapmak durumunda kalacaklar. Ve dolayısıyla bu, yeni bir maliyet kalemi oluşturmuş olacak. Bu noktada yeni cihazlar maliyet dengelemesini sağlamış olacak olsa da alınan cihazların maliyeti ortaya çıkacak. Ağdaki hakimiyet adına kişilerin, bu değişimi gerçekleştirmesi zorunlu olacak.

Yaklaşan halving ile bir çok analist Bitcoin’de yükseliş bekliyor. Ve konula alakalı farklı referans noktaları verilmekte. Analistlerin beklentileri gerçek olacak mı yoksa Bitcoin bir süpriz ile mi karşımıza çıkacak hep birlikte göreceğiz.

MetaMask 1 milyon kullanıcıyı aştı. Son açıklanan verilere göre MetaMask Google Chrome üzerinde 1 miyondan fazla cihazda aktif.

En eski Ethereum cüzdan eklentilerinden biri olarak hizmet veren MetaMask, büyümeye ve gelişmeye devam ediyor. MetaMask cüzdanı, Ethereum cüzdanlarını ve DApp’ları kullanmak ve yönetmek için aktif olarak kullanılmakta. MetaMask tarafında yapılan duyuruda, Chrome WebStore üzerinden indirilme sayısı açıklandı. Durum çok fazla ilgi çekmiş görünmüyor. Fakat Hem Ethereum hem de MetaMask için önemli bir veri olarak öne çıkıyor.

Tabi bu rakam Google Store üzerindeki rakam. Aslında MetaMask, 1 milyon barajını 2018 yılının başında aşmış durumdaydı. İndirilme rakamlarındaki bu artış ise 2020 yılında gerçekleşen Ethereum (ETH) yükselişini destekler durumda. Bir çok yeni cüzdan bu yıl aktif edilmiş durumda. Ethereum ise şu sıralar 272 dolar seviyelerinden işlem görmekte.

Mobil Cihazlarda MetaMask

MetaMask beta versiyon olarak mobil cihazların uygulama marketlerinde bulunmakta. Fakat hala tam anlamıyla bir onay almış değil. Google’ın son dönemde kripto paralarla alakalı uygulamaları silme girişimleri gündemi bir süre meşgul etmişti. 2 yıl önce de bir anda Google mağazasından Metamask’ı kaldırmıştı. Fakat daha sonasında geri adım atmıştı.Şimdi ise uygulama 1 milyondan fazla indirmeye sahip. Yüksek indirilme oranlarına sahip bir uygulama sizce Google tarafından tekrar yayından kaldırılabilir mi?

Aynı problem Apple Store üzerinde de yaşanmakta. Bazı çalışanlar MetaMask uygulamasını, rekabet karşıtı uygulamaların bir örneği olarak görmekte. Eğer MetaMask mobil uygulama marketleri (Play Store, AppStore) ile problemlerini çözüp tam anlamıyla onay almayı başarabilirse, bu durum MetaMask ve Ethereum için adaptasyon adına önemli bir adım olacak. Mobil pazar ile birlikte 1 milyonluk rakam, yeni oluşacak indirme rakamlarının yanında çok küçük kalabilir. MetaMask ilerleryen dönemde onay problemlerini çözebilecek mi hep birlikte göreceğiz.

Google ve Hedera Hashgraph (HBAR) işbirliği nereye gidecek? Bilindiği üzere geçtiğimiz günlerde Google, Hedera Hashgraph’ın yönetim konseyine katıldığını duyurmuştu. Bağımsız araştırma firması Fundstrat’ın araştırmasına göre, dağıtık defter teknolojisi platformu Hedera Hashgraph, 2024’e kadar 1,9 milyar dolar değer yaratabilir.

Rapora göre Ekim 2019 tarihinden bu yada ağda nerdeyse 36 milyon işlem gerçekleştirilmiş durumda. Bahsettiğimiz tarihte ağ, herkese açık hale getirilmişti. Bu noktada ağın talep gördüğü aşikar. Hedera ağı şu sıralar Acoer gibi şirketler tarafından, Yeni Koronavirüs’ün yayılımını izlemeye yardımcı olmak adına aktif olarak kullanılmakta.

Fundstrat’ın raporuna göre Google’ın konseye katılması, Hedera’nın gelecekteki başarısı için anahtar durumunda. IBM, Boeing ve Deutsche Telekom gibi şirketler konseyde bulunurken Google’ın da eklenmesi, aslında şirketin kurumsal potansiyelinin bir göstergesi olabilir.

Hedera Hashpraph CEO’su Mance Harmon’un açıklamalarına göre, Google’ın konseye katılımı ile birlikte, bazı “node”ların Google Cloud üzerinde çalışacak.

Google diğer konsey üyelerinden farklı olarak, aynı zamanda ağın korunmasından sorumlu olacak.

Açıklamalara göre Hedera Hasgraph, Google tarafından büyük övgü almış durumda. Konuyla alakalı Google Cloud’dan gelen açıklama ise söyle.

Hedera Hashgraph’a ölçeklenebilir ve güvenilir bir altyapı sunmaktan heyecan duyuyoruz.

Libra Nerede Hata Yaptı

Google gibi bir çok şirket Hedera Ağı’na katılım gösterirken, bir çok kurum Facebook’un Libra’sından ayrılmış durumda. Harmon’a göre Libra’nın yönetişim modeli Hedera’ya çok benziyordu. Hatta 2019 yazında Harmon, Wall Street Journal’da konuyla alakalı bir yazı yayımlayıp Facebook’un, Hedera’nın modelini çaldığını iddia etmişti.

Başta projeye her sektörden katılım olmasına rağmen sonradan Visa, Mastercard ve PayPal gibi firmaların Libra projesinden neden çekildiği halen merak konusu.

Libra sayesinde regülatörlerle birlikte çalışmanın önemini kavradık.

Harmon cümlesini şu şekilde derinleştiriyor. “Bu, Facebook’un regülatörlerle iletişim kurmadığı anlamına gelmiyor. Fakat Libra, birden fazla para birimini bir sepette toplamak istedi. Bu regülatörler için zorlu bir durum, farklı prosedürler ve protokoller gerektiriyor. Bunun gibi karmaşık işlere bulaşmayacağız.”

Google anlaşması ile birlikte büyük bir “hype” kazanan Hedera, regülatörlerle birlikte çalışıp hedeflerine ulaşabilecek mi hep birlikte gözlemleyeceğiz.

Merhaba sevgili Muhabbit okuyucuları, bu yazımızda çok önemli bir konu olan ancak piyasadaki birçok kişinin bilmediği veya uygulamadığı “Para Yönetimi” konusuna değineceğiz. Öncelikle para yönetiminin açıklamasını ve önemini anlatmaya çalışacağım daha sonra ise bazı stratejilerden bahsedeceğim.

Para yönetimi, trade yaparken portföyünüzü nasıl kullanacağınızı ve ne kadarını riske atacağınızı belirlediğiniz stratejilerin toplamıdır. Daha açık olursak işlem yaparken ne kadar coin veya hisse alacağınızı veya ne kadar zarar edebileceğinizi önceden belirlediğiniz stratejilerdir.

Tahmin ediyorum ki birçoğunuz belirli bir stratejiye göre değil de o anki ruh halinize göre işlem büyüklüğünüzü ayarlıyorsunuzdur ki ben de başlarda öyle yapıyordum. Ancak bu yapacağınız en büyük hatalardan biri olabilir. Neden diye soracak olursanız, size şöyle bir örnek vereyim; her seferinde portföyünüzün büyük bir kısmıyla işlem yaptığınızı düşünün. Kazandığınızda evet çok büyük miktarlarda kazanacaksınızdır. Ancak kaybettiğinizde de çok büyük miktarlarda kaybedeceksiniz… Yanlış bir işlem sonucunda portföyünüzün %50’sini kaybettiğiniz diyelim portföyünüzü tekrar eski haline getirebilmek için %100 oranında bir kazanç sağlamanız gerekmektedir. Bunun da ne kadar zor olabileceğini tahmin edebiliyorsunuzdur zaten.

Peki para yönetimi stratejisinin bize sağlayacağı avantajlar neler? Öncelikle kendimize göre bir strateji oturttuğumuzdan portföyü takip etmek çok daha kolaylaşacaktır. Kazanırken portföyün büyük bir kısmını tek kalemde işleme sokmaya göre daha az kazanabiliriz ancak kaybederken de daha az kaybedeceğiz. Yani portföydeki riski azaltmış olacağız.

Unutmayın, ilk amacımız kazanmak değil de kaybetmemek olmalı.

Peki Nasıl Kaybetmeyeceğiz?

Şimdi iki stratejiden bahsedelim. Bu stratejilere göre siz de kendi stratejilerinizi geliştirebilir veya bu stratejileri kullanabilirsiniz.  İlk stratejiyi bize tanıttığı için x3n0c’a çok teşekkür ederiz. Bu yönteme göre her işlemde stop-loss uzaklığına bakılmaksızın portföyünüzün belirli bir kısmını riske atarsınız. Yani her işleminizde portföyünüzün sadece belirli bir kısmını kaybedebilirsiniz.

Örnek vermek gerekirse; her işlemde portföyünüzün binde birini riske attığınızı varsayalım. Buna göre 100 000 dolarlık portföyünüz varsa 100 dolar riske atarsınız. Stop uzaklığınız %5 ise 2000 dolarlık işlem işlem açarsınız. Stop uzaklığınız %5 olduğundan da sadece 100 dolar kaybedersiniz.  Ben bu stratejiyi kendime göre değiştirip margin işlemlerde kullanıyorum.

Diğer stratejiye geçelim. Bu stratejiyi bizimle paylaştıklarından dolayı TCT Analiz’e teşekkür ederiz. Bu stratejiye göre öncelikle belirli bir süre içerisinde kaç işlem yaptığınızı belirlemeniz gerek. Bu süreyi sizin ayarlamanız daha iyi olacaktır çünkü her kişinin işlemi kapatma süresi farklıdır. İşlem sayınızı belirledikten sonra portföyünüzü o sayıya bölün ve her işleme o miktar ile girin.

Örnek verecek olursam; benim trade için ayırdığım portföy 5000 dolar olsun. 15 günde 10 adet işlem tamamlamış olduğumu varsayalım. Bunlara göre benim her işlemimin büyüklüğü 500 dolar olacaktır. Bu stratejiyi ben kaldıraç olmayan piyasalarda, yani spot piyasalarda kullanıyorum.

Bu stratejilere veya farklı stratejileri göz önünde bulundurarak siz de kendiniz için yeni bir yöntem belirleyebilirsiniz. Kim bilir belki de başka bir yazımızda sizin stratejinizden bahsederiz!

Okuduğunuz için teşekkürler,
Draco

FCoin’in öfkeli çalışanı, 75 milyon dolarlık tokenı ki bu FCoin borsasındaki tüm token arzı olmakta, yok ettiği iddiası ortaya atıldı.

Her şey tüm diğer kripto para borsalarındaki gibi bir siber saldırı söylentisiyle başladı. Ancak FCoin’in hikayesinde beklenmedik bir nokta ortaya çıktı. Olay siber saldırı değil, öfkeli bir çalışanın işiymiş.

Bitcoin Magazine ve HashKeyClub çalışanı, Çinli analist “Mollybu iddiasına göre, FCoin’in öfkeli bir çalışanı FCoin tokenlarının takibini sağlayan veri tabanını tamamen silmiş. Yani FCoin’in 75 milyon dolarlık tokenı takip edilemiyor.

FCoin borsası geçmişte topluluklarına, ekibinin geri kalan FCoin tokenlarını yok etmeyi seçtiğini açıklamıştı. Bu kararın da topluluk referandumunda verildiği söylenmişti. Sebebin, geçtiğimiz yıl meydana gelen token burn olduğu öne sürülerek 5.044.114.837,92336501 tokenın yok edilmesi kararı verilmişti.

FCoin borsası hakkında hem token fiyatlarını hem de işlem hacmini manipüle ettikleri gibi çeşitli suçlamalar mevcuttu. Borsa başlangıçta %51i kitli olarak girdi ve bu da bir çeşit “işlem ücreti madenciliği” olarak bilinen bir mekanizma ile açılabilirdi. Seçtikleri yöntem tabii ki birçok kullanıcı tarafından eleştiri yağmuruna tutulmalarına sebep olmuştu.

24 Saatlik Bakım

FCoin tüm tokenlarını yok etmenin kendi tercihleri olduğunu iddia etti. Ancak bir süre sonra sosyal medya hesaplarında sistemlerinin bakıma gireceğini açıkladılar. Bununla birlikte kripto varlıkların çekilmeleri konusunda çeşitli yönergeler yayınladılar.

Conmarketcap’ e bakıldığında 10.02.2020 tarihli verilere göre FCoin’in liste değeri 0 ABD doları olmakta. En az 101 saatlik bir süre boyunca hiçbir döviz hacmi güncellemesi yapılmamıştır. Bununla birlikte para çekme işlemlerini sadece e-posta üzerinden sağladıkları da bilinmekte, kullanıcılar varlıklarını göremiyor veya kontrol edemiyor. İşlemlerin gerçekleştiğinden emin olamıyorlar. Bu yüzden de platform kullanıcılarının, varlıklarını çekip çekemedikleri belirsizliğini korumaktadır.

11.02.2020 tarihli sosyal medya paylaşımlarında FCoin sistemlerindeki bakımın bittiğini duyurdu. Birtakım aksaklıklar meydana gelse de 2 gün içerisinde sistemlerin tamamen normale döneceğini ilettiler.

Ayrıca açıklamada kendilerini “dünyanın ilk tamamen şeffaf dijital varlık ticareti platformu” nitelendirdikleri gözden kaçmadı. Molly’nin iddiası doğru mudur değil midir şu anlık muamma ancak ilerleyen tarihlerde bu iddianın doğrulanıp doğrulanmayacağını göreceğiz.

Coinbase’den yeni bir Dai (DAI) atağı geliyor. Yeni yapılan duyuru ile birlikte Coinbase Commerce, artık satıcı ödemeleri için Dai desteği verecek.

Coinbase’in ticari ödeme kolu Coinbase Commerce perakende ve DeFi’yi bir araya getirmeyi amaçlıyor. Bu ama doğrultusunda bir DeFi çözümü olan stablecoin Dai, artık kullanılabilir durumda. Konuyla alakalı açıklama yapan MakerDao, perşembe günü itibariyle Dai’nin sisteme tam anlamıyla dahil edildiğini ve artık çevrimiçi satıcılar veya Shopify, WooCommerce gibi satış platformlarında kullanılabildiğini duyurdu.

Bu girişim ile birlikte satıcılara kriptonun gelişen ve parlayan yüzü DeFi ve Dai tanıtılacak, aynı zamanda işletmeler ve DeFi DApp’ları arasındaki bağlantı kurulmuş olacak.

Coinbase Commerce Nedir

Coinbase Commerce, satıcılar için kripto para birimlerini işlerine entegre etmeye yarayan çevrimiçi ve ücretsiz bir hizmet olarak tanımlanabilir. Bitcoin (BTC), Ethereum (ETH), BitcoinCash (BCH) ve Litecoin (LTC) ile işlemlerine başlayan platform sonrasında Circle’ın stablecoini USD Coin’i (USDC) platformuna eklemişti.

Yeni entegrasyonla beraber satıcılar, aldıkları Dai’leri, Dai Savings Rate (DSR) sözleşmesine aktararak faiz kazanabilecekler. DSR faiz oranı Subat ayının başlarında 7,5 seviyelerine yükselmişti. MakerDao bu entegrasyon sonucunda Dai’nin daha fazla benimseneceği görüşünde.

MKR Tools’a göre şu anda Dai için, 435,000 Ethereum kilitlenmiş durumda. Bu da yaklaşık olarak 117.4 milyon dolar ediyor. Burada tutulan Ethereum’ların karşılığı olarak piyasada Dai bulunuyor. Dolayısıyla Ethereum fiyatı arttıkça bu da Dai miktarının artmasına neden oluyor.

Coinbase entegrasyonu ile Dai, potansiyel olarak 4 milyon kullanıcıya ulaşmış durumda. Bu kişiler Dai kullanmayı tercih ederlerse, benimsenme adına çok büyük bir adım atılmış olacak. Bu miktar bir DeFi projesi için, büyük önem arz edem bir rakam olarak kabul edilebilir. Aynı zamanda 2018 ile 2019 yılları karşılaştırıldığında Coinbase Commerce ödemelerinin, %600 artışla 135 milyon dolar seviyelerinin üzerine çıktığı şirket tarafından vurgulanmış durumda. Bu artışın bu yıl için de gerçekleşmesi şirketin ana beklentisi. Bu nedenle çalışmalarını hızlandırmış durumdalar. Böyle bir artış tekrar gerçekleşirse büyük bir ticaret hacimine ulaşılabilir. Önümüzdeki dönemde bu entegrasyonun ne kadar verimli olduğunu hep birlikte göreceğiz.

Asya ülkelerinde yeni para birimi, tuvalet kağıdı ve cerrahi maskeler olmuş durumda. Yeni koronavirüs korkuları bölgeye yayıldıkça, Hong Kong ve Singapur’da bulunan eczanelerde tuvalet kağıdı, kağıt havlu, maske gibi ürünler tam anlamıyla tükenmek üzere. Hatta şirketler bu ürünleri müşterilerine özel hediyeler olarak göndermekte. Hediyelik kalem gibi ürünler yerini tamamiyle bu ürünlere bırakmış durumda.

Şirketler, müşterilerini şaşırtmak ve ilişkilerini desteklemek adına hediye olarak maske ve tuvalet kağıdı gönderiyor. Online Satış Sitesi olan IG Group’un Singapur Ofisi müşterilerine, dijital termometre, maske ve antiseptik şişeler dağıtarak bu akımı ciddi derecede yaymış görünüyor.

IG Group’un bu hediyeleri yeni koronavirüs için uyarılar kritik bir seviyeye ulaştıktan sonra başladı. Aslında şirketin yerel yönetiminde bir şaka olarak ortaya atılan bu fikir hızlıca destek buldu. Ardından personellere ve müşterilere hızlı bir şekilde gönderilmeye başlandı. Hediyeler ise önemini şirketlerin personellerini işe gelmeden evden çalışmaya başlatıklarında ortaya çıktı. Çünkü bölgede artık insanlar hastalıktan korunmak adına kamusal alanlara çıkmamayı tercih ediyor.

Solitude Risk Fonu CEO’su Joel Werner, 10 şubat günü Hong Kong’da evi için tuvalet kağıdı ve maske bulamadığından dolayı siparişini Amazon üzerinden verdiğini duyurdu. 216 rulo tuvalet kağıdı için ciddi miktarda para ödeyen Werner, aynı zamanda kargo ücreti olarak da 200 dolar ödemiş.

Hong Kong’da fazla fazla ödeme yapsanız bile tuvalet kağıdı bulamazsınız.

Bir kısmını arkadaşlarına göndereceğini belirken Joel şu sıralar bu hediyenin şarap hediye etmekten daha iyi olduğunu sözlerine ekledi.

Tuvalet Kağıdı Çekilişi

Ev eşyaları satan mağazalardan finans merkezlerine kadar her noktada insanları çekmek için tuvalet kağıdı ve maske çekilişi yapılmakta. Hatta geçtiğimiz günlerde Hong Kong’da yapılacak bir Lucky Draw için katılımcılardan tuvalet kağıdı ve maske getirmeleri istendi.

Aslında vermek istediğimiz mesaj aslında bir kriz yada kıtlık olduğunda ürünün yada hizmetin ne olduğunun hiç fark etmemesi. Bir ürünün yada hizmetin arzı azaldığında yada aşırı talep gördüğünde ister istemez fiyatı yukarı çıkar. Aynı zamanda bir anda çok değerli ve önemli bir ürün haline gelebilir. Buradan hareketle mevcut arzı azalma durumunda olan ürünlere dikkat çekmek istiyorum. Bu kadar olmasa da acaba önümüzdeki dönemlerde Bitcoin arzında oluşacak azalma, fiyatlamada bu tarzda bir etki gösterecek mi. Önümüzdeki halving ile Bitcoin arzı yarı yarıya azalacak. Fakat bu son halving değil. Biliyorsunuz ki Bitcoin arzı her 4 yılda bir yarı yarıya azalacak. Bitcoin arzının iyiden iyiye azalmasıyla böyle bir kıtlık durumu yaşanacak mı hep birlikte göreceğiz.

Twitter’da en çok bahsedilen coinler sizce hangileri? IcoAnalytics konuyla alakalı bir araştırma yayınladı.

Araştırmaya göre liderliği Bitcoin halen elinde tutmakta. %22 bahsedilme oranıyla birlikte zirveyi koruyan Bitcoin (BTC) oranını %2 arttırmış görünüyor. Hemen arkasından %8 bahsedilmeyle Ethereum (ETH) geliyor. Üçüncü sırayı ise %6.7 ile Ripple (XRP) kapmış durumda.

Buraya kadar coinler market değerine göre sıralanmış görünüyor. Fakat hemen XRP’nin arkasında Tron (TRX) bulunuyor. Bu noktadan itibaren artık toplulukların aktivitesinin etkileri başlamış denebilir. Market değeri açısından on ikinci sırada bulunan kripto para, Twitter’da yapılan analize göre en çok bahsedilen dördüncü para birimi. Bahsedilme oranı ise %5.2 seviyelerinde bulunuyor. Hemen arkalarından gelen Digibyte (DGB) ise süpriz kupon denebilir. Market değerine göre 67. sırada bulunan kripto para ilk beşin içerisine yerleşmiş durumda. Digibyte ve Tron’un bu kadar yüksek seviyelerde bulunması acaba bu coinlerin gelecekteki pozisyonları için bir ipucu olabilir mi yoksa topluluklarının Twitter’da aktif olma oranı herhangi bir şey ifade etmiyor mu? Bunun yorumunu size bırakıyoruz.

BitcoinSV (BSV),Iconx (ICX), EthereumClassic (ETC), Dash (DASH) ve DogeCoin (DOGE) ise son dönemde adını ilk 20’ye yazdıran kripto paralardan. Büyük ivmelenme yaşayan ve geçtiğimiz günlerde büyük tartışmalara sebebp olan kripto paralar hakkında bahsedilme oranlarının yükselmesi çok da şaşırtıcı olmayacaktır. Bir günde 400 dolar seviyelerine çıkan bir BSV veya 40 dolar seviyelerinden 120 dolar seviyelerine tırmanan Dash’in bu listede olması kesinlikle bir tesadüf değil. Aynı zamanda Ethereum 2.0 güncellemesinin yaklaşıyor olması ile birlikte Ethereum madencilerinin yeni gözdesi olmaya hazırlanan EthereumClassic’in, önümüzdeki dönemde Twitter’da en çok bahsedilen coinler listesinde daha da yukarılara çıkmış olması kimseleri şaşırtmayacaktır.