Huobi Bitcoin Son Fiyatı
BTC $64378.18
0.71%
Huobi Ethereum Son Fiyatı
ETH $3145.37
0.30%
Huobi Avalanche Son Fiyatı
AVAX $35.41
0.43%
BNB Token Son Fiyatı
BNB $604.9
-1.26%
Binance Kayıt Ol

Muhabbit

2020 itibarıyla ise en popüler dolandırıcılık yöntemleri arasında fidye yazılım saldırıları yerini almış durumda.

Geçmişten günümüze, yaşadığımız hayat dijitalleştikçe tıpki her bir birey ve iş alanı gibi dolandırıcıların da çalışma şekli evrim geçirmekte.

Eskiden Eyfel kulesini satmaya çalışan insanlar artık dolandırmak istedikleri insanları internet üzerinden kandırmaya çalışıyor.

Fidye Yazılım Saldırıları Nedir?

Siber suçlular, saldırdıkları kişilerin ya da kurumların bilgisayar sistemlerine erişimlerini engellemek adına bir kötü amaçlı yazılım yollar.

Kötü amaçlı yazılımı sistemi tamamen kilitler ve fidye ödenene kadarda açılmaz. Bitcoin ve kripto paraların yaygınlaşması ise bu dolandırıcıların, fidyeleri ele geçirmesini daha da kolaylaştırdı.

Bogged Finance Hack Muhabbit - Fidye Yazılım Saldırıları Nedir?

Geçtiğimiz günlerde, ABD’nin siber suç departmanı, bilgisayar sistemlerine yüklenebilen kötü amaçlı yazılımların kimlik avı dolandırıcılıklarında artış yaşatabileceği konusunda açıklama yaptı.

İnsanlar pandemi dolayısıyla evden çalıştıkları için artık bu tür suçlar kurumlardan ziyade kişilere indirgenmiş durumda.

Hackerlar genellikle bireyleri ve her türlü kuruluşu hedef almakta. Geçtiğimiz zamanlarda, San Francisco Üniversitesi, bir fidye yazılım saldırısına uğradıktan sonra, saldırganlara 1.14 milyon $ fidyeyi BTC cinsinden ödemişti.

Ayrıca Mayıs ayında, bilgisayar korsanları ünlü avukat grubu Grubman Shire Meiselas & Sacks’a başarılı bir saldırı düzenledi. Saldırganlar, istenilen fidyenin ödenmemesi halinde, ünlülerin özel verilerini ifşa edeceklerini söyledi.

Kripto para birimleri, anonimlik özellikleri dolayısıyla siber suçlular arasında çok popüler. Hackerlar fidye ödemesini gizlilik paraları ya da Bitcoin olarak istiyor.

Hackerler istedikleri fidyeyi aldıktan sonra, mikser servislerinde bu paraları aklayıp hesaplarına aktarıyor.

Fidye Yazılımın Tarihçesi

İlk fidye yazılım vakaları 2005 yılında Rusya’da bildirildi. O zamandan bu zamana bu tür vakalar hızlıca artış gösterdi ve dünyaya yayıldı.

Eylül 2013 senesine geldiğimizde CryptoLocker isimli bir yazılım tüm Windows sürümlerini hedef alarak sistemlere erişim sağladı. Yüz binlerce kişisel bilgisayarı ve iş istasyonlarını başarıyla etkisi altına aldı.

Kurbanlar farkında olmadan FedEx, UPS, DHS ve diğer şirketlerin müşteri hizmetlerini taklit eden e-postaları açtılar ve fidye yazılım kurbanı oldular. Suçlular, bu dosyayı açan kişilerde 72 saat içinde 300 $’lık bir ödeme talep etti.

Amerika Birleşik Devletleri Bilgisayar Acil Durum Müdehale Ekibi ise, kötü amaçlı yazılımın makineden makineye geçebilme yeteceğine sahip olduğu uyarısını yaptı ve bilgisayarların ağ bağlantılarının sınırlandırılmasını önerdi.

Genellikle yaşanan saldırılar kişilere ise, 100 ila 1.000 $ arasında bir fidye istenir. Özellikle saldırganlar ele geçirilen bilgilerin şirket için çok önemli olduğunun farkına varırsa çok ciddi meblağlar söz konusu olabilir.

Kişi veya kurumlar, istenen fidyeyi ödese bile, bilgisayarlarına tam olarak erişim sağlayacaklarının garantisi yoktur.

Bazı kurbanlar, bu fidyeleri Bitcoin gibi çevrim içi yöntemlerle ödemiş olsa bile, bazı saldırganlar hedeflerinin kredi kartı bilgilerine erişim isteyebilir.

Sonuç olarak fidye yazılım kurbanı olursanız, bilgisayarınızın kaderi tamamen saldırganın elinde olacaktır.

Fidye Yazılım Türleri

Toplamda üç adet ana fidye yazılım türü vardır;

  • Scareware

Scareware, çok korkulan bir tür fidye yazılımı değildir. Scareware’lar sahte güvenlik yazılımı gibi davranıp, kullanıcıya sahte iletiler gönderir.

Bu iletilerin içeriği, “Sisteminizde kötü amaçlı yazılım bulundu, kurtulmanın tek yolu ödeme yapmak” gibi mesajlardır. Genellikle bu tür fidye yazılımları, dosyalarınıza erişim sağlayamaz.

  • Screen Lockers

Bu tür saldırılar kesinlike kırmızı alarm saldırılarıdır. Bu saldırıya uğradığınızda, sisteminiz kilitlenir.

Bilgisayarınızı yeniden başlattığınızda göreceğiniz muhtemel şey, FBI ya da Adalet Bakanlığı mührü ile birlikte, bilgisayarınızın yasadışı faaliyette bulunduğunu ve para cezası ödemenizi söyleyen bir ileti olacaktır.

Ancak FBI ya da Adalet Bakanlığı, böyle bir suçlamada bilgisayarınızı dondurarak sizden para cezası talep etmez.

  • Encrypting Ramsomware

En kötüsü ise bu saldırı türüdür. Bu tür, dosyalarınızı ele geçirip şifreler ve sizden bu şifre karşılığında para talep eder.

Bu tür fidye yazılımının bu kadar tehlikeli olmasının en büyük sebebi, siber suçlular dosyalarınızı ele geçirdikten sonra, hiçbir güvenlik yazılımı veya sistem geri yüklemesinin bu dosyalara erişim sağlayamamasıdır.

Fidyeyi ödeseniz bile, siber suçluların size bu dosyaları geri vereceğinin bir garantisi yoktur.

Şirketler Siber Güvenliğe Yatırım Yapmalı

Şirketler, çalışanlarının evden çalışmalarına izin verdikçe, verilerinin ve dosyalarının tehlike altında olduğunu bilmeliler. Uzaktan çalışanlar bir hedef haline gelmişken, gün sonunda zarar gören çalışanlar değil şirketler olmakta.

Şirketler bu süreçte, çalışanlarının bilgisayarlarını ve sistemlerini nasıl korumaları gerektiğini öğretmek için yatırım yapmak zorunda.

Siber güvenlik firması Sophos’a göre, fidye yazılım saldırılarının %73’ü verilerin şifrelenmesi ile sonuçlanıyor. Bir fidye yazılım saldırısının başarılı olması üç aşamaya bağlıdır:

Veri Şifreleme, ödeme alma ve verilerin şifresini çözme.

Baslatilamadan Siber Saldiriya Ugradi Yearn Finance - Fidye Yazılım Saldırıları Nedir?

Fidye yazılımının işlemine başlanmasının birkaç yolu vardır. Bu basit bir kimlik avı e-postası olabilir ya da bilgisayar korsanları ağdaki basit güvenlik açıklarından faydalanabilir.

Fidye yazılımlarını engellemek için güvenlik duvarları kullanılmalıdır. Bazı şirketler bir güvenlik duvarı uygulamasının pahalı olduğunu düşünecektir. Fakat güvenlik duvarına ödeyecekleri para, kesinlikle ödeyecekleri fidyeden düşük olacaktır.

Çalışanlar ise standart bir bilgisayar klavyesinde bulunan her tür karakterin karşımı olan güçlü parolalar kullanmalı. Ayrıca şifreleri de düzenli bir döngü içinde değiştirmelidir. Kırılması kolay olmayan güçlü parolalar, bu tür saldırıları önleminin ilk aşaması.

Şirketler Fidye Taleplerini Ödemeli mi?

Bu sorunun cevabı, şirketin fidye ödememesi halinde kaybedeceği verilerin değerine ve büyüklüğüne bağlıdır. Hackerlar genellikle, değerli verilerin olduğunu bildikleri şirketleri hedef alıyor.

Çoğu durumda, bir şirketin ya da müşterilerin verilerinin internete sızdırılması ve darknette satışa çıkarılması, bir şirketin operasyonlarını ve itibarını zedeleyecektir.

Geçtiğimiz günlerde anonim bir grup, darknet üzerinde 11 şirketten çalınan 160 milyon kullanıcının bilgilerini 23.000 $’ın üzerinde satışa çıkartmışlardı.

Bu sorunun cevabi kesinlike net değil, fakat mantık olarak fidye ödenmeli ve bilgisayarlara erişim tekrardan sağlanmalı. Ne yazıkki günden güne popülerleşen kripto varlıklar ise, bu tür dolandırıcılık yöntemlerinin her zaman baş kahramanları olacak.

Bu tür dolandırıcılık yöntemlerinden en iyi korunma yolu yine sizin bilgisayar bilginize dayalı. Eğer normal bir kullanıcı iseniz, hangi internet sitesinin güvenli olup olmadığını belli başlı kaynaklar ile beraber kestirebilirsiniz.

Taklit içeren e-postaları ise, istenmeyen kutusunda bekletip, bahsi geçen kurum ile iletişime geçerek onaylatabilirsiniz.

Daha fazla Nedir Haberleri için: Nedir Haberleri

Gelişmelerden ve son dakikalardan haberdar olmak, kripto para dünyasında aktif bir yer edinmek istiyorsanız Telegram kanalımıza bekliyoruz.

Kuruculuğunu üstlendiği TRON ve BitTorrent’in CEO’su Justin Sun kimdir?

1990 yılında Çin’de dünyaya gelen Justin Sun (Sūn Yǔchén), kripto para dünyasının gündeminde farklı yollarla kalabilmeyi başarmış bir girişimci. Gittikçe artan bir popülaritesinin yanı sıra bir de dolandırıcı olduğunu düşünen bir kitle var.

Lisans hayatını Pekin Üniversitesi’nde Tarih ile geçiren Sun, Hong Kong Çin Üniversitesi’nde Borsalar üzerine de eğitim gördü. Pensilvanya Üniversitesi’nde Siyasal Ekonomi üzerine yüksek lisans yapan Sun, eğitim hayatını Çin’in ünlü şirketi Alibaba’nın kurucusu Jack Ma’nın kurduğu Hupan Üniversitesi ile taçlandırıyor. Alibaba’nın arkasındaki deha Jack Ma’nın kol kanat gerdiği Justin Sun, üniversiteye özel olarak davet edilmiş ilk insanlardan biri olma özelliğini taşıyor.

Eğitim hayatını bir kenara bırakıp iş hayatına bakacak olursak edindiği bağlantıları kullanmakta oldukça başarılı bir girişimci görmekteyiz. Şu ana dek kripto para dünyasının birçok ünlü ismiyle yakın ilişkiler içerisinde olan Justin Sun’ın kripto para dünyasına attığı ilk resmî adım olarak Ripple Labs’ın Çin temsilciliğini yapması düşünülebilir. Peiwo olarak adlandırılan Çin’in Snapchat uygulaması olarak tanımlanan şirketi kurdu.

Ancak Justin Sun’ın asıl tanınırlığı 2017 yılında TRON’u kurmasıyla pekişti. Merkeziyetsiz bir sistem üzerine odaklı TRON’un özellikle eğlence sektöründe bir birleştirici kuvvet olarak yer alması amaçlanıyordu. Ethereum Blockchain’inde hayatına başlayan TRON, 2018 yılında mainnetine geçiş yapmıştı. Geçtiğimiz Temmuz ayında TRON 4.0 güncellemesiyle daha da bağımsız olduğunu ilan etmişti.

2017 yılının Justin Sun’ın parladığı yıl olduğu kesin. Çünkü Forbes’un 2017 yılı teknoloji dalında 30’un altındaki 30 Asyalı listesinde yer alıyordu.

2018 yılına girildiğinde BitTorrent’i duyuran Sun, peer-to-peer dosya paylaşım sistemini tanıttı. CEO’su olarak BitTorrent macerasını üstlenen Sun çok geçmeden BitTorrent Token (BTT) duyurdu.

2019 yılına girildiğinde ise Sun, TRON ve Tether arasındaki partnerliği duyurarak Tron Blockchain’inde TRC-20 Token’ı olarak USDT’yi sundu.

Justin Sun ve Bitmeyen Gündemi!

2017 yılının parlamasının ardından genellikle TRON ile alakalı paylaşımlarıyla dikkat çekti. Ancak çoğu zaman gündeme magazinsel olaylarla ve skandallarla geldi. Sadece 2020 yılına bakıldığında bile Justin Sun’ın skandallarla dolu gündemi anlaşılabilir.

Ocak ayında nOS platformunun kurucusu Dean van Dugteren sosyal medya platformundan Justin Sun hakkında bomba gibi bir iddiada bulunmuştu. İddiaya göre eski BitTorent çalışanları Justin Sun’ı fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı gerekçesiyle dava etmişlerdi.

Şubat ayında ünlü podcast’cı Peter McCormack ile şakalaştığı bir video gündeme oturdu. Videoda alkollü olduğu ve dalga geçtiği tahmin edilen Justin Sun, TRON (TRX) için “Shitcoin’imi alın!” diyordu. Dalga geçtiği bariz olsa da kripto para dünyasından birçok yatırımcı bu hareketini “çocukça” bulmuştu.

2019 yılında ünlü Amerikan iş adamı Warren Buffett ile akşam yemeğine çıkma isteğiyle anılmıştı. 2020 yılı Şubat ayında ise bu isteği hayata geçirdi. Sun, Warren Buffett’a içerisinde TRX ve BTC olan bir cüzdan aldığını ve teslim ettiğini ifade etti. Ancak daha sonra Buffett bu iddiayı yalanlayarak asla Bitcoin’i olmadığını ve olmayacağını söyledi. Bu da başka bir gündeme neden oldu. Kripto para topluluğu bu kez kim doğru kim yanlış tartışmasını yaşadı. Buffett daha sonra katıldığı bir yayında Justin Sun’ın ona hediye ettiği cüzdanı GLIDE Foundation’a bağışladığını açıkladı.

Mart ayına girildiğinde ise Sun, dolaylı olarak aldığı Steemit INC ile gündem oldu. Steem Inc tarafından pek de hoş karşılanmayan bu satın alım, soft fork düşüncesine kadar gitti. Justin Sun da Huobi ve Binance gibi dünya devi kripto para borsalarını arkasına alarak Steem topluluğundan habersiz olarak “karar verme” mekanizmasını değiştirmişti. Ardından hard fork ve 65 milyon Steem token’ının dondurulması gündeme geldi. CZ geri adım attığını söyledi lakin geri çekilmenin pek de önemli olmadığı bir noktada bunu dile getirdiği için olayların gidişatında hiçbir değişiklik olmadı.

Piyasaya gireli 3 yıl olan TRON’un scam veyahut shitcoin olduğu konusunda tartışmalar bitmeyen skandallarından dolayı hiç bitmedi. Özellikle TRON’un şüpheli ortaya çıkışı, whitepaper’ın çalıntı olduğu ve Justin Sun’ın gündemde kalma çabası shitcoin ve scam iddialarını destekler nitelikteydi. Haziran ayında Flipside Crypto bu konuyu ele alan bir rapor yayınladı. Rapora göre 30 günlük aktif arz talebi incelenen TRON (TRX) SCAM DEĞİLDİ. Hatta ekip şu zamana dek inceledikleri projeler içerisinde en sağlıklı sonuçları TRON projesinde aldıklarını iletti.

Geçtiğimiz günlerde Huobi Türkiye’ye konuk olan Justin Sun, topluluğun sorularını yanıtladı. Bunun yanı sıra Türk Kripto Para Topluluğuna hayran kaldığını da dile getiren Sun, “Türkiye ekosistemimizde önemli bir yer kaplıyor.” demişti.

Önde gelen blockchain projelerinden Cosmos (ATOM), yaşadığı yükseliş ile birlikte tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.

Bugün yaşanan yükseliş ile birlikte 7.77 $ seviyesine kadar çıkmayı başaran ATOM fiyatı, tüm zamanların en yüksek seviyesini test etmiş oldu.

2019’un Haziran ayında 7.28 $ seviyesi ile en yüksek değerine ulaşmış olan ATOM, yeni fiyat testlerine başlamış görünüyor. Diğer altcoinlerin yükseliş dalgası sırasında yükselişler yaşasa da ATOM bu denli bir yükseliş yaşamamıştı.

Cosmos DeFi

Bildiğiniz üzere Cosmos blockchaini son dönemin popüler ekosistemi DeFi için de oldıukça verimli bir ağ olarak öne çıkmakta. Geçtiğimiz günlerde sizlerde bir Cosmos ve Ethereum karşılaştırması sunmuştuk. Ethereum ekosisteminde oldukça sık kullanılan, hatta DeFi ekosistemini oluşturan temel uygulamaların Cosmos üzerinde hali hazırda bulunduğundan bahsederken, Messari tarafından yayınlanan ve iki ağ üzerindeki uygulamaları karşılaştıran bir görseli de sizlerle paylaşmıştık.

Stablecoinden, merkezsiz borsaya, lending platformundan DAO’ya birçok DeFi çözümü Cosmos ağında da bulunmakta.

Geçtiğimiz günlerde ise Cosmos ağında çalışan bir DeFi platformu olan Terra, Binance’te listelenmişti.

Bildiğiniz üzere DeFi ekosistemi sadece Ethereum’a ait değil. Akıllı kontratların bulunduğu diğer blockchain ağlarında da inşa edilebilen DeFi platformları, bu kontratlar aracılığı ile işlemlerin gerçekleştirilebilmesine izin vermekte.

Cosmos DeFi ile birlikte son dönemde büyük atılım Yapan Tron da birçok DeFi uygulamasını aktive ettiğini duyurmuştu. Benzer şekilde Algorand tarafından da bir DeFi adımı gelmiş ve akıllı kontratlar için ağda bir güncelleme gerçekleştirileceği duyurulmuştu. Güncellemenin ardından ise ALGO kayda değer bir atış yaşamıştı.

ATOM tarafında yaşanan yükselişi nereye bağlarsınız ?Sizce ATOM tarafında yaşanan yükseliş ağ üzerinde bulunan DeFi ekosistemi ile ilgili olabilir mi?

VeChain, sürdürülebilir uygulamalarını dijitalleştirmek isteyen şirketlere yönelik blockchain destekli sürdürülebilirlik çözümünü başlattı.

Hizmet olarak blockchain platformu ToolChain’in bir parçası olan VeChain, çözümün tedarik zinciri ve üretim sürecinde sürdürülebilir uygulamalar için kolaylık sağlayacaklarını ve bu uygulamaları düzenleyici kurumlar gibi üçüncü tarafların görebileceğini vaat ediyor.

VeChain, çözümün yeşil bir tedarik zinciri desteği sağladığını ve farklı üretim aşamalarını kapsayabildiğini söyledi. Ayrıca geri dönüşüm, işletme, yeniden kullanma ve inceleme ile ilgili bilgileri depolayarak markaların orijinal mal ve hammadde kaynaklarını izlemesine olanak tanır.

Blockchain üzerinde çalışan VeChain, tüm verilerin tedarik zinciri boyunca güvenilir ve tutarlı olacağını söyledi. Hatta, hükümet düzenlemeleri için raporlama, sürdürülebilirlik için derecelendirme hizmetleri ve sorumlu finansman için yeşil bir marka imajı, hatta ve bu girişim firmaların tasdik hizmetleri maliyetlerini bile azaltabilir.

VeChain, Dünya Ekonomik Forumu’nda yapılan araştırmanın, sürdürülebilirlik faaliyetlerinin iklim değişikliğine doğrudan etkisi konusunda şeffaflık talepleri arttığını gösterdiğini söyledi. Bu talepler niteliğinde şirketler daha yüksek riskler ile karşı karşıya.

Blockchain, birçok tedarik zinciri sorunu için bir çözüm olarak yıllardır tavsiye edilmekte. Daha önce bildirildiği gibi blockchain, deniz ürünleri endüstrisini izlemek için kullanılabilir. Örnek olarak, Norveçli bir somon üreticisi dolandırıcılık ve tedarik sorunlarına bir çözüm olarak blockchain teknolojisine güveniyor.

VeChain, Blockchain destekli sürdürebilirlik çözümünü şu şekilde listeledi:

Yeşil Tedarik Zincirinin Değişmezlik Kanıtı; VeChain bu çözüm ile birlikte, işletmelere geri dönüşüm, işleme, yeniden kullanma, inceleme gibi kilit noktaları kapsayan blockchain veri işlemesi ile beraber etki yaratacaktır.

Bilginin Şeffaflığı ve Tutarlılığı; Çözüm, tedarik zincirindeki farklı taraflar arasında tüm verilerin güvenilir, değişmez ve tutarlı olmasını sağlar.

Tüketiciler ve Markalar Arasında Güven; Blockchain’den gelen şeffaflık, dijital tabanlı hizmetlerini saha etkinlikleri ile birleştirerek tüm sürdürülebilir süreçlerin tamamen yeniden tasarlanmasına yardımcı olabilir. Markalar, halka sürdürülebilir girişimlerini gösterebilir ve rapor verebilir. Bu sayede marka imajına güven katabilir.

Profesyonel Hizmetlere Erişerek Yeni İş Düzeni; VeChain ToolChain tarafından tedarik zincirlerinde veya günlük operasyonlarda toplanan sürdürülebilir girişim verileri, şirketlerin devlet düzenlemeleri için kamuya açık raporlama hizmetinin maliyetini, yeşil Mark imajı için sürdürülebilir derecelendirme hizmetini ve sorumlu finansman için tasdik hizmetini düşürmelerine yardımcı olabilir.

Huobi bugün yaptığı duyuru ile iki yeni DeFi tokenini listeleyeceğini duyurdu.

Yearn Finance ve kendisinin forku olan Yfii Finance aynı anda Huobi’de listeleniyor. Son dönemin en popüler DeFi tokenlerinden Yearn Finance (YFI), aynı zamanda Bitcoin’den daha pahalı tek kripto para olma ünvanını da elinde bulunduruyor. Son dönemde büyük çıkış yakalayan DeFi tokeni 13.000 $ seviyelerinden işlem görmekte. Market değeri olarak bakıldığında Bitcoin’den yaklaşık 40 kat daha az piyasa değeri bulunan token arz noktasındaki kıtlığı sebebiyle oldukça yüksek fiyattan işlem görmekte.

416 milyon $ seviyelerinde seyreden, piyasa değeri ile 40’ıncı sırada bulunan token, fiyat sıralamasında 1’inci sırada bulunuyor.

Inno Hub Nedir

Gelecek vaat eden projeleri listelemek, aynı zamanda oluşan yüksek riske karşı kullanıcılarını korumak amacıyla yeni bir proje başlatan Huobi, Inno Hub’ı başlattı.

Ayrı bir sekmeden listelenen bu yeni coinler için kullanıcıların risk seviyesini azaltmak amacı ile belirli bir limit belirleyen Huobi, kullanıcılarının maksimum 50.000 USD’lik yatırım yapmasına izin veriyor. Bugün itibarıyla başlayan yatırma ve çekme işlemleri ile birlikte Inno Hub’da aktive edilmiş bulunuyor. Yeni jenerasyon blockchain projeleri ile birlikte inovasyonel projelerin de ilk olarak Inno Hub üzerinde listelenmesi bekleniyor. Bu sayede kullanıcılarını korumayı hedefleyen Huobi, aynı zamanda yeni projelere yatırım yapmak isteyen kullanıcıları için de büyük fırsat yaratmış oluyor.

Inno Hub hakkında siz ne düşünüyorsunuz?

Araştırmacı Sergio Dermain Lerner, orijinal Bitcoin madencisinin madencilik modellerini ve sırlarını incelemek için hazırlığa geçti.

Lerner, bulduğu son bulguların bir ön izlemesini paylaşmış durumda. Lerner’in araştırması, bloğun nonce alanı ile beraber Least-Significant-Byte (LSB) modeline dayanmakta.

Geçtiğimiz Haziran ayında Lerner, 2013’teki orijinal araştırmasını genişleten bir blog yazısı paylaştı. Bilinmeyen bir sebepten ötürü, Satoshi’nin blok aralığının ilk beş dakikasında madencilik yapmaktan kaçındığını iddia etti. Diğer araştırmacılar da Lerner’in bu araştırmalarının üzerine düşerek, araştırmayı genişletti. TechMiX, Satoshi tarafından çıkarılan tüm blokların, Nonce LSB değerlerinin frekans dağılımına göre beş sepet haline gruplandırılabileceğini söyledi.

212d4784 a7af 4f62 8f5d 861df262b65a - Araştırmacılar Satoshi'nin Sırlarını Keşfetmek İstiyor!
Nonce LSB Değeri Kaynak: TechMiX

Bir madencilik bloğunu çözmek için her yeni girişimde bir nonce artış yaşanır. Görünüşe göre, Satoshi’nin ekipmanı mevcut nonce alanının tümünü kullanamıyordu, sadece sınırlı bir menzile odaklanıyordu. Lerner’in son araştırması, Satoshi’nin bunun yerine nonce değerini düşürdüğünü göstermekte:

Yapılan araştırmamızda, Patoshi madencilik algoritmasının, iç nonce taraması yapılırken daha yüksek nonce seçmeye yönelik güçlü bir eğilim gösterdiği ortaya çıktı. Bu eğilim, Satoshi istemci sürümü 0.1’in yaptığı gibi nonce’ın azaltıldığını kanıtlıyor.

Bu, Satoshi Nakamoto’nun kullandığı ekipman türü hakkındaki tartışmaya belkide son verecek ilginç bir sonucu ortaya çıkartıyor.

İki alt aralığı birlikte analiz ederken nonce dengesizliği azaldığı için, Bu durum, Patoshi’nin 5 alt aralığı paralel olarak ve her bir alt aralığı dahili olarak sırayla taradığını gösterir. Bu, Patoshi’nin 50 bağımsız bilgisayardan oluşan ilk madencilik çiftliğini yerleştirdiği teorisi ile çelişmekte ve Patoshi’nin basitçe üst düzey bir CPU’da çoklu işlem gücü kullandığı teoriyi desteklemekte.

Lerner’ın araştırmaları eğer doğruysa, bu, Satoshi Nakamoto’nun bir ekip değil, tek bir kişi hipotezini güçlendirir. Bu aynı zamanda Craig Wright’ın Satoshi Nakamoto olduğu iddiasını da çürütür. Çünkü Wright, ilk madenciliği yapmaya başladığında, düzinelerce bilgisayar kullandığını iddia ediyordu.

NFT oyun ekosistemi sağlayıcısı 8Hours Foundation, gelişen NFT oyun sektörüne girişinin bir parçası olarak, Michael Katz’ı danışma kurulu üyesi olarak atadı.

Katz, büyük oyun şirketlerinde üst düzey roller de dahil olmak üzere video oyun sektöründe 25 yıllık bir görev süresine sahiptir. Katz, Atari Video Oyun Bölümünün eski başkanlığını ve SEGA U.S.’in Başkanlığını ve Mattel’in pazarlama direktörlüğünü yapmış bir isim.

8Hours Foundation, VIMWorld markası altında piyasaya sürülen yepyeni ürünlerinin benimsenmesini, Katz’ın yönetim kuruluna katılması ile birlikte güçlendirmeyi umut ediyor.

VIMWorld, oyun girişimcilerinin ve kullanıcıların arasında farklı bağlantılar aracılığı ile değer depolamasına ve oluşturmasına olanak sağlar. Ayrıca VIMWorld, bir kimlik doğrulama sistemi saplayan, değiştirilemez bir token ekosistemi olarak çalışmakta.

8Hours Foundation’un danışma kurulu, Call of Duty, Gitar Hero ve Tetris gibi yaygın oyun serilerinin eski yöneticilerini içinde barındırmakta.

Vakıftan bir temsilci, Katz’ın kendi danışma ekibine katılımı hakkında şu yorumu yaptı:

Michael Katz’ın sektördeki ağırlığı gerçekten benzersiz. Kendisi, oyun tarihindeki en önemli ürün lansmanlarının bir parçasıydı. Atari, SEGA ve Mattel’in başındaki kapsamlı deneyimi ile, büyük oyun şirketlerini yeni zirvelere ve ürün alanlarına yönlendirmiş olan Katz’ın danışmanlığının gelecekteki başarımız için vazgeçilmez olacağına eminiz.

Ayrıca, geçtiğimiz günlerde BBC Studios, popüler TV dizisi Doctor Who için dijital bir ticaret oyunu geliştirmek üzere Reality Gaming Group ile ortaklık kurdu. Bu ortaklığın neticesinde BBC Studios resmen blockchain oyun alanına girmiş bulunmakta.

Bu durumun önemi ise, İngiliz kamu yayıncısının fikri mülkiyetlerini pazarlamak için blockchain teknolojisini ilk kez kullanmış olması.

Venezuela bu kez kendi kripto parası Petro (PTR) ile değil, Bitcoin ile gündemde. Venezuela’nın yönetimi konusunda toplam 335 şehrin 305’i Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun elinde ancak kalan 30 şehir muhalefet partisinin ve bağımsızların kontrolünde. Bununla birlikte halkın şu an baştaki hükümetten memnun olduğu söylenemez.

Şu anda Venezuela’da savaş veyahut Corona virüs kaynaklı olmayan belki de dünyanın en kötü ekonomik krizlerinden biri yaşanıyor. Venezuelalılar yaşanan ekonomik krizin sorumlusu olarak Maduro’yu ve kötü kararlarını görüyor. Bununla birlikte ekonomik kriz bir yana yolsuzluk iddiaları da gün geçtikçe artıyor.

Hatta kripto para dünyasını ilgilendiren yolsuzluklar bile yaşanmıştı. Bitcoinvenezuela.com’un kurucusu Randy Brito, bazı Venezuelalı otorite sahiplerinin kripto para madenciliği için gerekli ekipmanları polis vasıtasıyla vatandaşlardan aldığı iddiasını ortaya atmıştı.

Bitcoin İle Fon Dağıtımı!

Bugün kripto para dünyasını ilgilendiren olay ise Venezuela’nın muhalefetinin Maduro rejiminden ele geçirilen 18 milyon dolarlık fonu Bitcoin ile dağıtacak olması. Venezuela merkezli bir kripto para şirketi olan AirTM aracılığıyla 18 milyon dolarlık fon, Bitcoin (BTC) cinsinden halka dağıtılacak.

2020 Nisan ayında Amerikan yetkililer tarafından ele geçirilen fon, muhalefete aktarılmıştı. Mevzu bahis 18 milyon dolarlık fon Pazartesi (24.08.2020) gününden itibaren ülkede Corona virüsü pandemisi nedeniyle zor zamanlar yaşayan 62 bin sağlık personeline dağıtılacak. Sağlık personelleri üç ay boyunca fondan 100 dolar talep edebilecek. Dağıtılacak olan fonların fiat para olarak çekilmesine olanak verilip verilmeyeceği şu an için bilinmiyor.

Venezuela muhalefetinin AirTM’yi seçmesinin nedeninin kripto para borsasının yükselen popülaritesi olduğu düşünülüyor. Bu dağıtımın farkında olan Maduro hükümeti, geçtiğimiz hafta borsaya erişimi engelledi. AirTM de erişim engeline bir cevap olarak kullanıcılarına VPN kullanarak bu engeli nasıl aşacaklarına dair talimatlar yayınladı.

Ancak birçok insanı korkutan bir olasılık da var. O da AirTM’nin Maduro rejimine karşı direnmekten vazgeçmesi. Şu anda direkt olarak Maduro hükümetini karşısına alan Venezuela merkezli borsanın ilerleyen günlerde farklı yaptırımlarla karşılaşıp zar zor elde edilen fonu Maduro’ya teslim etmesinden korkuluyor. Şu an birçok kripto para borsasının girmek istemeyeceği bir topun altına giren AirTM’nin ilerleyen günlerde fonların dağıtımını tamamlaması umuluyor.

Ethereum’da ödenen transfer ücretleri rekor kırıyor.

EthGasStation verilerine göre Uniswap, Ethereum ağı üzerinde son 30 günde en çok “gas fee” ödenen platform oldu. Toplamda 17,000 ETH’lık fee ile Uniswap işlemleri ağ üzerinde adeta rakip tanımıyor.

Güncel rakamlar ile ödenen “fee”lerin toplamı 7 milyon $ değerinde. Uniswap’ın ardından ise lider stablecoin Tether (USDT) gelmekte. Bildiğiniz üzere Ethereum üzerinden USDT transferleri de ağdaki yoğunluğun en büyük sebeplerinden biri olarak göze çarpıyor.

Son 30 günden USDT transferleri için ödenen “fee”lerin toplamı da 5,39 milyon $ değerinde. Üçüncü sırada ise EthGasStation tarafından “scam” olarak ilan edilen ve SEC izni olmadan online satışlar gerçekleştiren Smartway Forsage bulunuyor. Yapılan açıklamada topluluk fonlama platformu olarak işlem gerçekleştirilebilen Forsage platformunun SEC izni bulunmadığı ve scam olduğu iddia ediliyor.

Uzun dönem yatırımlar ile birlikte referanslı topluluk fonlaması ile yüksek getiri vadeden platform, referans sistemi üzerinden hem aktif hem de pasif getiri sunuyor. Fonlamaya minimum 0.05 ETH maksimum 55.5 ETH ile katılım sağlamak mümkün. Platform üzerinden ödenen “fee”ler ise azımsanacak cinsten değil. Son 30 günde merkezsiz fonlama platformunda ödenen “fee”lerin toplamı 2,19 milyon $ değerinde.

Popüler Ethereum tokeni Chainlink (LINK) ise sekizinci sırada bulunuyor. LINK transferleri için ödenen toplam “fee” miktarı ise 584,000 $ olarak karşımıza çıkıyor.

Son haftalarda yaşadığı patlama ile kripto para ekosistemini fazlasıyla meşgul eden merkezsiz borsa Uniswap, üzerinde satışı gerçekleştiriken spekülatif tokenler sayesinde ciddi bir hacme sahip olmuş durumda.

Peki siz Uniswap kullanıyor musunuz?

Utah Üniversitesi Sosyal Davranış Bilimleri Fakültesi, 19 Temmuz tarihinde bir fidye yazılım saldırısına uğradıklarını doğruladı.

Üniversite tarafından yayınlanan bir açıklamaya göre ekip, kötü amaçlı yazılımın okul ağındaki eğer makinelere yayılmasını önlemek için sunucuları çevrimdışı moduna almış. Ekip bu hareketi ile birlikte birçok bilgisayarı saatlerce erişime kapattı.

Yaşanan tartışmaların ardından yetkililer, bir veri sızıntısını önlemek amacıyla okulun siber güvenlik uzmanının tavsiyesiyle 457.059 $ fidye ödemeye karar verdi.

Utah Üniversitesi’nin personeli, sigorta poliçelerinin fidyenin bir kısmını ödediğini ve geri kalanı kendileri karşıladığını açıkladı. İşlemle kullanılan kripto para birimi ile ilgili herhangi açıklama yapılmadı.

Haziran ayının başlarında medya kuruluşları, NetWalker fidye yazılımı çetesinin Michigan Eyalet Üniversitesi’ne saldırdığını bildirdi. Çete öğrencilerin kayıtlarını ve mali belgelerini sızdırmakla tehdit ederken, üniversite yetkilileri fidye ödemeyi reddettiler.

Bu tür fidye yazılım grupları, okulları, hastaneleri, medya kuruluşlarını ve hatta futbol kulüplerini sıkça hedef almakta. Geçtiğimiz günlerde Kaliforniya Üniversitesi Tıp Fakültesi, bir fidye yazılım kurbanı oldu. Bütün sistemi kitleyen fidye yazılım saldırganları, üniversite yetkililerinden 1.5 milyon $ talep etti.

Huobi Global, Rusya’daki genişleme planları kapsamında Vladimir Demin’i Baş Danışman olarak atadığını duyurdu.

Yeni pozisyonunda Demin’in rolü Huobi’nin Rusya’daki payını artırmak ve gelişimini sağlamak olacak.

Yaptığı açıklamada Demin, hem kripto para hem de blockchain sektöründeki fırsatların büyüklüğüne değinirken Rusya marketinin büyüklüğünün ve öneminin de altını çizdi. Rusya’da büyük bire talep bulunduğundan bahseden Demin, farklı kripto para ürünlerini ülkeden sunmanın öneminden de bahsetti.

Güncel rakamlar ile Huobi’nin Rusya merkezli hacmi toplam Huobi hacminin yaklaşık yüzde 10’una tekabül etmekte. Borsanın Rusya’da hali hazırda 4000’in üzerinde kullanıcısı bulunmakta.

Huobi Global Başkan Yardımcısı Ciara Sun yaptığı açıklamada yeni kampanyaları ile birlikte Huobi Rusya’dan tek tık ile erişim sağlanabileceğini de duyurdu.

Crypto Savings” çözümünü önümüzdeki günlerde başlatacak olan platform, 3000 USDT kişi başı limit ile savings hesaplarını kullanıma açmış olacak.

Bildiğiniz üzere Huobi ülkemizde de resmi bir ofisi ile Huobi Türkiye ismi ile hizmet vermekte. Türkiye piyasası için sürekli olarak güncel kampanyalar düzenleyen Huobi, ülkemize verdiği önemi de hern geçen gün daha da kanıtlamakta.

Bölgesel hizmetler noktasında arka arkaya adımlar atan Huobi, yerel pazarlara yayılarak hizmet alanını genişletmeyi amaçlamakta.

Bu yazı sponsorludur.

Ripple’ın CEO’su Brad Garlinghouse kimdir?

Bradley Kent Garlinghouse, 1971 yılında Amerika’nın Kansas şehrinde doğmuştur. Kansas Üniversitesi’nde ve Harvard Business School’da işletme ve ekonomi üzerine eğitim gören Garlinghouse, birçok teknoloji şirketinde çalışarak bu eğitimin meyvesini yemiştir.

Şu anda (22.08.2020) Ripple’ın CEO’su olan Garlinghouse’un, özgeçmişinde yok yok! Yahoo!’nun birkaç departmanında etkin olarak çalışan Garlinghouse, 2003-2008 yılları arasında ünlü şirketin Kıdemli Başkan Yardımcılığı’nı yapmıştı. Yahoo! gibi çok bilindik ve tüm dünyada kullanılan bir arama motorunun yanı sıra Flickr, Ventures, Dialpad ve Home Network’te çalıştı.

Yahoo! sonrası ise yine bir teknoloji şirketi olan Silver Lake Partners’da Kıdemli Danışman olarak çalıştı. Kısa bir süre çalıştığı Silver Lake Partners’dan 2009 yılında ayrılarak 2011 yılına kadar AOL’de Tüketici Uygulamaları Başkanı olarak görev aldı.

Ardından eskiden YouSendIt olarak bilinen şimdi ki adı Hightail olan dosya paylaşım hizmeti veren internet sitesinde CEO olarak çalışmaya başladı. Tarihler 2014 yılının Eylül ayını gösterdiğinde yönetim kurulu ile fikirlerinin ters düşmesi sonucu şirketten ayrıldı.

Ripple Macerası!

Şu anda San Francisco’da yaşayan Garlinghouse, birçok şirkette CEO’luk görevini layığıyla yerine getirdi. Toplamda 12 şirkette çalışıp 11’inden çıkan Garlinghouse’un vardığı son nokta Ripple oldu. 2015 yılı Nisan ayında Ripple’a COO olarak katılan Garlinghouse tarihler 2016 yılı Aralık ayını gösterdiğinde şirketin CEO’luğuna terfi etti. Kariyeri boyunca birçok şirkette çalışıp birçok çalışma prensibi edinen Garlinghouse Ripple için değerli bir seçim olduğunu her gün kanıtlıyor.

Gerek Ripple gerekse önceki işlerinden dolayı hakkında yüzlerce haber yapılmış olan Garlinghouse, en son gündeme geçtiğimiz hafta verdiği demeçle geldi. Garlinghouse’a göre kripto para birimi teknoloji şirketinin Amazon’daki gibi bir ödeme seçeneği olarak kullanımının düşünüldüğünü ifade etti. Yani ödemelerin bir giriş noktası olacağını açıkladı. Demeçte, Ripple’ın daha çok Blockchain tabanlı uygulamalara yönelik bir hizmet vereceğini de ekledi.

Son demecinin dışında Garlinghouse sık sık Ripple’ın davalarıyla da gündeme geliyor. En son sosyal video paylaşım platformu YouTube’a açtığı davayla gündem olan Ripple, bunun dışında birçok dava ile de boğuşuyor. Garlinghouse, konu bu davalar olduğunda çoğu davanın asılsız iddialar doğrultusunda ilerlediğini ve düştüğünü savunuyor.

20 Ağustos tarihinde Tom Emmer, Blockchain alanından bir dizi önde gelen ismi bir araya getiren ilk Cryptocurrency Town Hall etkinliğini gerçekleştirdi.

Dijital Ticaret Odası PAC ile işbirliği içinde gerçekleştirilen etkinlikte, Circle CEO’su Jeremy Allaire, Ripple CEO’su Brad Garlinghouse, eToro’dan Guy Hirsch, BitPay’in CEO’su Stephen Pair ve Paxos’tan Chad Cascarilla gibi önemli kripto figirüleri yer aldı.

Ripple CEO’su Garlinghouse, Ripple’ın şu ana kadar karşılaştığı en büyük zorluğun, XRP’nin düzenleyici durumu hakkındaki netlik eksikliği olduğunu belirtti.

Ripple’ın karşılaştığı en büyük zorluk, Bitcoin ve Ethereum dışındaki varlıkların SEC tarafından hala tanımlanmamış olması. Bu düzenleyici çerçevenin yoksunluğu “yeniliği kısıtlıyor”.

Garlinghouse’un açıklamaları, XRP ile ilgili uzun süredir devam eden düzenleyici belirsizliğin ortasında geliyor. Geçmişte, bu belirsizlik XRP’nin kayıtsız bir menkul kıymet olduğunu iddia edilerek birden fazla davaya sebep olmuştu. Bu durum, ilk olarak 2018’de gündeme gelmesine rağmen ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu, bugüne kadar konu ile alakalı kesin bir tavır sergilemedi.

Sorunu etkinlikte masaya yatıran Tom Emmer, kendi kararını açıkladı:

Benim bu konu ile alakalı görüşüm çok net. XRP bir menkul kıymet değil.

Emmer, hükümetin inovasyonu öldürmeye devam etmesi durumunda, ABD yetkililerinin ABD’nin dışına kaçan yerel işletmeleri risk altına aldığını söyledi.

Kongre Üyesi XRP konusundaki tutumunda yalnız değil. Haziran 2020’de eski Emtia Vadeli İşlemler Ticaret Komisyonu Başkanı Chris Gianlarco da Howey Testine göre XRP’nin bir menkul kıymet olarak kabul edilecek kriterleri karşılamadığını söyledi.

Etkinlik sırasında Emmer, Kongre üyesinin şu anda kampanyası için kripto para olarak bağış kabul ettiğini duyurdu. Kaydedilenlere göre, Emmer’in kampanyası bu ödemeleri işlemek için kripto ödeme firması BitPay’i kullanacak. Bugün erken saatlerde, Emmer’in resmi internet sitesinde “Donate in Crypto” bölümü eklendi.

Emmer, Morgan Creek Digital’in kurucusu Anthony Pompliano ile yaptığı röportajda, Bitcoin ile alakalı dostane açıklamalara bulundu. Yetkili, Bitcoin’in “uzaklaşmayacağını” ve dünyanın corona virüs kaynaklı ekonomik krizinden çıktıkça “güçleneceğini” iddia etti.

Mitiga’daki araştırmacılar Cuma günü bir blog gönderisinde, doğrulanmamış bir geliştirici tarafından verilen ve bir Windows 2008 sanal sunucusunda çalışan AWS AMI’nin Monero madencilik komut dosyasıyla enfekte olduğu ortaya çıktı. Kötü amaçlı yazılım, AMI’yi çalıştıran herhangi bir cihazda, arka planda Monero madenciliği yapmak için cihazın işlem gücünü kullanıyor. Bu kötü amaçlı yazılım, kripto dünyasında git gide daha çok yaygın hale gelmekte.

Blog yazısında, “Mitiga’nın güvenlik araştırma ekibi, tanımlanamayan bir kripto madencilik programını çalıştıran, kötü amaçlı kod içeren bir AWS AMI’sini hedef aldı. Bunun münferit bir olaydan ziyade sürekli bir olay haline gelmesinden endişe duyuyoruz”. dendi.

Monero AMI ile Buluştu!

İşletmeler ve diğer kuruluşlar, popüler programların ve hizmetlerin “EC2” kısmını çalıştırmak için Amazon Web Hizmetlerini kullanır. Sanal makine olarak da bilinen bu EC2’ler, üçüncü taraflarca geliştirilir ve Amazon Makine Kurulumu çerçevesinde dağıtılır. işletmeler, iş operasyonları için bilgi işlem gücü maliyetlerini düşürmek amacıyla bu hizmetlerden yararlanmakta. AWS kullanıcıları, bu hizmetleri Amazon tarafından doğrulanmış satıcılar olan Amazon Marketplace AMI’lerinden veya doğrulanmamış topluluk AMI’lerinden temin edebilir.

Mitiga, bir finansal hizmet şirketi için güvenlik denetimi yaparken, bir Windows 2008 sunucusunda bahsi geçen komut dosyasını keşfetti. Mitiga, analizinde AMI’nin yalnızca cihazlara madencilik yazılımını bulaştırmak amacıyla oluşturulduğunu tespit etti. Çünkü komut dosyası AMI’nin koduna ilk günden entegre edilmiş.

image 34 - AWS Sanal Makinesi Kötü Amaçlı Yazılım Kurbanı Oldu!
Bahsi Geçen Komut Dosyası Kaynak: Mitiga

Siber güvenlik firması, AMI’yi incelediği cihazın dışında kaç tane cihaza erişim sağlandığından pek emin değil.

Ekip, “Aklımıza ilk gelen soru,Amazon’un bu duruma nasıl izin verdiği. Bu soru kesinlikle AWS’nin iletişim ekibine sorulmalı.” dedi.

Konu ile alakalı olarak AWS’ye sorular yönetildi, lakin AWS tarafından hiçbir şekilde cevap alınamadı.

Mitiga’nın başlıca endişelendiği konu, kötü amaçlı yazılımın doğrulanmamış AMI’lerde bulunan bir hata kodu olması. Firma yaptığı açıklamalarda, Amazon’un AWS kullanımına dair şeffaf veri sağlayamaması bu endişeyi daha da arttırıyor.

AWS kullanımının bu denli yaygın olduğu bir durumda, bu yaşanan olayın ne kadar geniş çaplı olduğunu kestiremiyoruz. Ancak potansiyel riskin, Topluluk AMI’lerini kullanan tüm AWS müşterilerine bir güvenlik danışmanlığı yapılacak kadar yüksek olduğuna inanıyoruz.

Kripto para madenciliği denince akla gelen ülke değişmek üzere! Kazakistan, kripto para madenciliğinin merkezini Çin’den kendisine alabilecek bir madencilik tesisiyle geliyor. Dünyanın en büyük kripto para madenciliği tesislerinden biri Eylül ayında kripto para madenciliği dostu ülke olarak bilinen Kazakistan’da faaliyete girecek.

CoinDesk’e konuşan kripto para madencilik tesisi operatörü Enegix, Eylül ayının başlamasıyla beraber madencilik havuzlarına 180 megawatt data center yollayacaklarını açıkladı. 50 bin ekipmanlık madencilik tesisinin açılmasıyla beraber dünyanın madencilik merkezinin ekseninin Kazakistan’a doğru kayması amaçlanıyor.

Rusya sınırı yakınlarındaki Ekibastuz’da faaliyete geçecek olan tesis, müdürü Dmitriy Ivanov’a göre mühendisler, elektrikçiler ve güvenlik personelleri dahil olmak üzere 160’tan fazla insana istihdam sağlayacak. Bu tesis, Enegix’in üçüncü maden tesisi işletmesi olacak.

2019 yılı Ağustos ayında başlayan tesis inşaatı, yaklaşık 13 ay gibi bir sürede 23 milyon dolara mal olarak bitirildi. Tesisin elektriği doğrudan Kazakistan şebekesinden alınacak ve gücü de Rusya’daki bir kömür santralinden sağlanacak. Kazakistan’daki elektriğin ucuz fiyatlı ve bol olması, komşu ülkelere de ihraç etmesini mümkün kılıyor. Üstelik ülkenin elektrik santraller nadiren tam kapasite çalışıyor. Yani sürekli tam kapasite çalışmaları hâlinde çok daha fazla elektrik üretimi mümkün olacak. Bununla birlikte ülkede elektrik fiyatlandırmaları Çin’in aksine mevsimsel olarak değişmiyor.

Kazakistan kripto para madenciliğini bir girişim olarak değil bir teknolojik ilerleme olarak görüyor. Teknolojik ilerlemeye katkıda bulunmak amacıyla da kripto para madenciliğinden vergi alınmaması planlanıyor. Hatta 2019 yılı Aralık ayında Kazak parlamentosunda hiçbir şekilde kripto para madenciliğinin yasaklanmayacağı konusunda bir yasa tasarısı görüşülmüştü.

Elektriğin ucuz olması ve madencilik faaliyetlerinden vergi alınmaması Kazakistan’ı madencilik tesisleri için küresel bir merkez hâline getirmeye yetecek özellikler. Bununla birlikte ülke zaten hâli hazırda hash rate yoğunluğu bakımından dördüncü sırada yer alıyor. Cambridge Üniversitesi’nin Bitcoin Madenciliği Haritası (Bitcoin Mining Map) aracına göre 2019 yılının üçüncü çeyreğinden altıncı sırada olan Kazakistan’ın 1 yıl gibi bir süre içerisinde dördüncü sıraya yükselmesi, bir gün Çin’i geçerek ilk sıraya yerleşebileceği konusunda Kazakları heyecanlandırıyor.

Kripto ile desteklenmiş seyahat acentesi Travala.com, hizmetlerini merkezsizleştirmek amacı ile Binance Chain ile bir işbirliği başlattığını duyurdu.

Travala.com bu kararı ile beraber, merkezi olmayan incelemeler, konaklama rezervasyonuları, yönlendirmek sistemi ve satış güçü sunmayı amaçlamakta. Firmanın CEO’su Juan Otero, gelecekte kullanıcıların blockchain’in sağladığı olanaklar ile birlikte, doğrudan mülk sahipleri ile iletişime geçebileceklerini açıkladı:

Kullanıcılarımız bu merkezi olmayan model altında, bir aracıya ihtiyaç duymadan konaklamaları için rezervasyon yapabilecekler. Başka bir deyişle, bir otel odası kiralamak isteyen kişiler, doğrudan mülk sahipleri ile iletişime geçebilecek.

Otero, Travala.com’un yalnızca rezervasyonları kolaylaştırmak için gereken teknolojiyi sağlayacağını, ve buna kullanıcı itibarı, arabuluculuk ve yönetişim mekanizmaları için araçların da dahil olduğunu belirtti. Seyahat hizmeti sağlayıcıları, çevrimiçi listelerinin tüm yönlerini kontrol edebilecek ve müşteriler ile doğrudan ilgilenebilecek.

Travala.com merkezi olmayan rezervasyon sistemini başlattıktan sonra, firma odağını merkezi olmayan bir inceleme hizmeti geliştirmek üzerine yoğunlaştıracak. İncelemeler, gönderildikten sonra kaldırılmamalarını veya düzenlenmemelerini sağlamak amacıyla blockchainde saklanacak.

Otero ayrıca, sahte incelemeleri önlemek amacıyla, şirket, token teşviklerini kullanmayı ve yalnızca platform üzerinden rezervasyon yapan kişilerin incelemelerine izin vereceklerini açıkladı.

Şimdiye kadar Otero’nun, Travala.com’un işinin ne kadar blockchain üzerinde hareket edebileceğine dair net bir fikri yok. Otero, “uzun vadede, ideal olan tüm yönlerin blockchain üzerinde olacağını” açıkladı. Ancak bunun pratikte ne kadar gerçekleşebileceğini bilmiyor.

Gerçekçi olarak, firmanın hangi yönlerini blockchain üzerinde olacağını aşamalı olarak görmemiz gerekecek. Belirli özelliklerin uygulanmasına başladıkça, blockchain üzerinde ya da blockchain dışı olma arasındaki dengelere bakacağız.

Görünüşe göre, yaptığı işi agresif bir şekilde büyümeye çalışan Travala.com DeFi’nin popülaritesinin farkında. Şirket bu popülariteden yararlanarak sektöre yeni bir soluk getirmeye çalışıyor.

Bu ayın başlarında Travala.com, rezervasyon devi Agoda ile yaptığı ortaklık sayesinde 600.000’den fazla otel ekledi. Temmuz ayında ise Expedia da Travala ile bir ortaklık kurarak platforma 700.000’den fazla konaklama seçeneği ekleyerek rezervasyonlarda %68 artış sağladı.

Bitfinex, 20 Ağustos 2020 tarihinde Chainlink’in LINK token’ını listelemeye başladı. 21 Ağustos yani bugün ise LINK token’ının Amerikan Doları ve Tether ile pariteleri (LINK/USD, LINK/USDT) listelenmeye başladı.

Bitfinex kullanıcıların artık LINK/USD ve LINK/USDT pariteleriyle alım satım yapabilecek. Bitfinex’in ve Tether’in CTO’su Paolo Ardoino da bu yeni listelemeyi kutlayanlardan oldu.

Kullanıcı adı J0E007 olan bir Twitter kullanıcısı LINK ile ilgili Bitfinex üzerinde hiç rağbet görmediğini, alım satımının, emrinin veyahut ilginin olmadığını savundu. Sahte taleplerle Link Marines (Link Denizcileri namıdiğer Chainlink destekçileri) dediği grubun şişirerek LINK’i, (JOE’ya göre shitcoin’i) piyasa değeri olarak birinci sıraya taşıdığını iddia etti.

Bu iddialar gören ünlü CTO Ardoino hemen cevap verdi. LINK’in resmî olarak listelenmeye yeni başladığını ve alım satımın artık mümkün olduğunu ifade etti. Ayrıca yeterli likidite sağlandığı taktirde yakın zamanda margin trade yapabileceğini de ekledi.

Neden Chainlink destekçilerine bu ismin konulduğunu merak eden CTO, takipçilerine LINK Marines’i sordu. Block.Science’ın Ar-Ge ekibinin analisti Sergei Chan bu ismin meme kültüründen geldiğini açıklayarak farklı sosyal platformlarda da benzer sosyal dinamikler olduğundan bahsetti. Örnek olarak ise ünlü yayıncı PewDiePie’ın destekçileri BroArmy’i gösterdi.

Chainlink’in LINK’ini listeleme furyası devam ederken, LINK hakkında balon olduğu gibi iddialar da var. Ancak Weiss Ratings gibi LINK’in çok önemli olduğunu ve DeFi’ın destek noktası olduğunu düşünen bir grup analist de mevcut. Zamanla DeFi ve kripto devrimin temel noktaları olup olmadığını birlikte göreceğiz.

Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Chainlink’in LINK’i hakkındaki haberlerden geride kalmamak için, bizi takip edin!

Weiss Ratings, kripto para birimlerine not vermekten öteye geçerek kripto devriminin ve merkeziyetsiz finansın temellerinden bahsetti.

Kripto para derecelendirme firması, sosyal medya platformu Twitter üzerinden yaptığı bir paylaşımla kripto devriminin merkeziyetsiz finans olmadan gerçekleşmeyeceği sonucuna vardıklarını açıkladı. Ayrıca merkeziyetsiz finans için de Chainlink’in olmazsa olmaz olduğunu ekledi. Yani Chainlink yoksa DeFi da yok!

Weıss Ratıngs’in Mevzu Bahis Tweet’i.

Weiss Ratings ekibine göre, son zamanlarda yaşanan DeFi patlamasının kripto devriminin bir ayağı. Ekip, DeFi’ın ardındaki ve yükselmesini sağlayan ayrılmaz parçası olarak da ChainLink’i gösteriyor. Chainlink’in fiyat oracle’ları, Aave (LEND), SYnthetix Network (SNX), Kyber Network (KNC), Loopring (LRC), Ampleforth (AMPL) ve Bancor (BNT) gibi DeFi protokollerinin çoğuna destek veriyor. Bununla birlikte Binance ve Bitrue gibi kripto para borsaları da finansal ürünlerinin fiyat geri bildirimleri için de Chainlink’in oracle ağından yararlanıyor.

Yeni Pik Yakın!

CoinMarketCap’in Top DeFi Projeleri listesinde birinci sırada yer alan LINK, Weiss Ratings ekibine göre tepeyi görmeye yakın. Birkaç gün önce LINK’in kripto para piyasalarındaki fiyat analizini yapan ve yükselişiyle ilgili endişelerini ifade eden Weiss Ratings ekibi, bu endişelerini yine sosyal medya platformu Twitter üzerinden yansıtmıştı. Tweet’te ilk beşe giren LINK’in bu yükselişinin biraz fazla olduğunu ve çok yakında tepe noktasının görüleceği yazıyordu.

Top 5 DeFi Token 1024x434 - Weiss Crypto: Chainlink (LIN) Yoksa DeFi Da Yok!
Piyasa değerine göre en iyi 5 DeFi Token’ı

Piyasa değerine göre DeFi token’ları arasında birinci sırada yer alan Chainlink’in LINK’inin son iki aydaki grafiklerine bakıldığında hareketli bir dönem geçirdiğini görmekteyiz. Şu anda 15 dolarlık bir fiyat bandında dolaşan LINK’in 2 Ağustos tarihinden günümüze kadar (21.08.2020) parabolik bir fiyat artışı yaşadığı gözlenebilir. Ayrıca yavaş seyreden bir düşüş de gözlenebiliyor.

chainlink charts - Weiss Crypto: Chainlink (LIN) Yoksa DeFi Da Yok!

Genel olarak analistler, Chainlink’in LINK’ine yatırım yapacak tüm kripto para yatırımcılarına stop loss kullanımı ile düşük kaldıraç kullanımını öneriyor.

Chainlink’in LINK’i ile ilgili daha ayrıntılı analizler için bizi takip etmeyi unutmayın!

Kimliği belli olmayan bir analistten gelen veriler, 2020’nin başından bu yana Bitcoin’in performansını küresel para birimleri ile karşılaştırdı.

Veriler, BTC’nin dünyanın başlıca para birimleri karşısında %50 ila %128 arasında bir artış gösterdiğini işaret ediyor.

Analist sözlerine şöyle devam etti:

Sene başından beri, Bitcoin fiyatı AB’de %57’ye kadar değerlendi. Arjantin, Türkiye, Brezilya, Rusya gibi ülkelerde ise %100’ü aşkın bir değer kazandı.

Bitcoin, genellikle yüksek enflasyon oranları ile devalüe eden para birimlerine karşı önemli ölçüde daha iyi performans gösterdi. Örneğin, Arjantin pesosu 2019’da %53.9 devalüasyon ile son 30 yılın en yüksek seviyelerine ulaşmış durumda.

Brezilya reali ve Arjantin pezosu karşısında Bitcoin, sırasıyla %128 ve %103 artış gösterdi. Dijital para birimi ayrıca ABD doları ve euro gibi rezerv para birimlerine karşı sırasıyla %66 ve %57 artış gösterdi.

Venezuela bolivarı, kontrolsüz hiper enflasyonun ortasında Bitcoin’e karşı güçlü bir düşüş yaşadı. Latin Amerika’daki bir çok ekonominin istikrarsızlığı, Venezuela ve Arjantin’deki eşler arası Bitcoin işlemleri ile birlikte sık sık yeni tüm zamanların en yüksek seviyelerine neden olmakta.

Bitcoin Enflasyona Karşı Bir Önlem mi?

2020’nin başından bu yana, milyarder Paul Tudor-Jones gibi önde gelen Wall Street yatırımcıları, Bitcoin’i enflasyona karşı potansiyel bir koruma aracı olarak tanımladı. ABD’de milyar dolarlık halka açık bir firma olan MicroStrategy yakın zamanda birincil hazine varlığı olarak 250 milyon $ değerinde Bitcoin satın aldı.

Bitcoin’in yıllardır tüm küresel para birimlerine karşı gösterdiği güçlü performans, BTC’nin bir değer deposu olarak evrim geçirdiği argümanını güçlendirebilir.

Bitcoin fiyatının Mart 2020’de diğer emtialara göre daha fazla değer kaybettiğini belirtmek gerekiyor. Bitcoin o aylarda %65 değer kaybederek 3.590 $’a kadar düşmüştü.

Buna rağmen, Bitcoin güçlü bir şekilde toparlandı ve 12.400 $’a kadar yükseldi. Kimliği belirsiz analist konu hakkında şunları söyledi:

Bitcoin, bu yılın başında herhangi bir emtiaya göre çok sert bir düşüş yaşadı. Çok az varlık bu kaybı telafi edebilirdi. Bu arada Bitcoin, Şubat ortasından itibaren tüm para birimlerine göre yükseliş kaydetti.

Bitcoin Fiyatı Ekonomik Belirsizliklerden Yararlanabilir

BTC’nin pozitif fiyat trendine ve rezerv para birimlerine karşı güçlü performansına dayanarak, stratejistler Bitcoin’in mevcut ekonomik belirsizlik ortamında gelişeceğine inanıyor.

Bazı analistler ise, Bitcoin’in önemli ölçüde değer kazanması yerine, küresel para birimlerinin değerinin BTC ve altın gibi diğer varlıklara karşı düştüğünü iddia etmekte.

Tether (USDT) dün gerçekleştirdiği 1 milyar $’lık “chain swap”ın ardından USDT basmaya devam ediyor.

Bildiğiniz üzere borsalardan gelen talep üzerine 1 Milyar USDT’yi Tron’dan Ethereum’a geçiren Tether, işlemin tamamiyle kullanıcı talebi üzerine gerçekleştirildiğini belirtmişti. Özellikle DeFi uygulamalarının kullanımının artması ile birlikte kullanıcılar Ethereum üzerinde daha çok USDT talebinde bulunmuş olabilir.

Az önce Whale Alert tarafından atılan tweete göre Tether, 120 milyon $ değerinde stablecoin daha üretmiş durumda. “Inventory Replenish” yani gelecek taleplere yönelik üretimi gerçekleştirip havuzda bekleten Tether, dün de benzer bir üretim gerçekleştirmişti. Bugün tekrarlanan üretim ise dün üretilen USDT’lerin alındığı anlamına geliyor.

Bu sabah itibarıyla altcoinlerde oluşan yükseliş hareketi ise giriş yapan yeni sermaye için “Acaba altcoinlere mi gidiyor?” sorusunu akıllara getiriyor. Bu konuda net bir şey söylemek ise henüz mümkün değil. Geçtiğimiz günlerde bir miktar düzeltme yaşayan altcoinler, Bitcoin’in 11.800 $ seviyesinin üzerine atması ile birlikte tekrardan yükselişlerine başlamış durumda. Yüzde 70’lere varan yükseliş yaşayan altcoinlerin yanında yüzde 20-30 civarında yükseliş yaşan birçok altcoin bulunmakta.

Bitcoin tarafında ise vadeli işlemlerde 5 milyar $ ile tüm zamanların en yüksek seviyesi görülmüş iken, fiyat noktasında önemli bir hareketlilik yaşanmış değil. Açık pozisyon miktarındaki artış ise yakın zamanda sert bir hareketin geleceğine işaret olabilir.

Sizce altcoin tarafındaki yükseliş önümüzdeki günlerde devam mı edecek yoksa Bitcoin’in sert hareketi yakın mı?