Huobi Bitcoin Son Fiyatı
BTC $63999.18
0.99%
Huobi Ethereum Son Fiyatı
ETH $3137.4
0.79%
Huobi Avalanche Son Fiyatı
AVAX $35.36
0.40%
BNB Token Son Fiyatı
BNB $601.9
-0.64%
Binance Kayıt Ol

Muhabbit

Önde gelen web tarayıcılarından Opera uzun bir süredi kripto para cüzdanı hizmeti sunmakta.

Kripto para tutmak dışında merkezsiz finans uygulamalarına (DeFi) erişim için de rahatlıkla kullanılabilen cüzdanın oldukça aktif bir şekilde kullanıldığı ortaya çıktı.

Hali hazırda Ethereum (ETH), Bitcoin (BTC) ve Tron (TRX) için tarayıcı üzerinden cüzdan hizmeti sunan Opera, kripto para adaptasyonunu en erken uygulayan tarayıcıların başında gelmekte.

Yeni gelen verilere göre aylık aktif 170.000 kullanıcısı bulunan Opera cüzdanları kullanıcılar tarafından yoğun bir şekilde tercih ediliyor gibi görünüyor. Avrupa’da da kullanılabilen Opera cüzdan hizmetleri ilk olarak 2018 yılında duyurulmuştu. İlk olarak kripto cüzdanı entegrasyonu bulunan bir mobil tarayıcı çıkaran Opera, daha sonra bilgisayar tarayıcısına da benzer hizmeti getirmişti.

Farklı kripto paraların cüzdanlarının kullanım rakamları ile ilgili detay vermekten kaçınan Opera’ya rağmen Opera’dan Charles Hamel, Ethereum cüzdanın kullanım rakamlarının Bitcoin ve Tron cüzdanlarına oranla açık ara önde olduğunu açıkladı.

Rakamlar ise hiç fena değil. Popüler Ethereum cüzdanlarında Metamask’ın aylık kullanıcı rakamlarının artalaması 192.000 kullanıcıyı işaret etmekte. Çok daha sonra ortaya çıkan Opera ise aradaki farkı oldukça eritmiş durumda.

Geçtiğimiz dönemde Dapp.com ile yapılan anlaşma ile daha farklı cüzdan hizmetleri de sunmaya başlayan tarayıcı Dapp.com’un web3 uygulama marketine de erişim sağlamakta.

Birleşik Krallık İçin De Açıldı

Yapılan duyuru ile birlikte Birleşik Krallık için de kullanıma açılan cüzdan uygulamaları yakın zamanda daha fazla kullanıcıya ulaşacak gibi görünüyor.

Özellikle DeFi uygulamalarının popülerliğinin artması ile birlikte daha çok kullanıcıya hizmet vermeye başlayan Opera Wallet, önemli bir DeFi kapısı olarak öne çıkmakta. Borç alma, borç verme, faiz geliri elde etme merkezsiz borsa ve diğer birçok işlem için kullanılabililen DeFi uygulamaları geleneksel finans ürünlerini herhangi bir merkeze gereksinim duymadan kullanıcılarına sunabiliyor.

Siz DeFi uygulamalarını ve Opera Wallet’ı kullanıyor musunuz?

 

Bitcoin’de türev işlem hacimleri 2020 yılı ile birlikte oldukça büyük artış yaşadı. Türev işlem hacimlerinin spot piyasayı geride bırakması ve birçok farklı kripto para borsasının da türev işlemleri başlatması ile birlikte türev işlemler de kullanıcılar tarafından oldukça tercih edilir hale geldi.

Özellikler BitMEX’in Bitcoin teminatı ile işlem yapmaya izin vermesi sebebiyle Bitcoin tarafındaki fiyat dalgalanmasından etkilenmek istemeyen birçok yatırımcı türev işlemlere yanaşmıyordu. Fakat Tether (USDT) ile işlem yapılmasına izin veren yeni türev işlem platformları kullanıcıların ilgisini vadeli işlem ve perpetual swap tarafına çekmeyi başarmış görünüyor.

Skew verilerine göre CME Group’un Bitcoin Vadeli İşlemleri’nde son dönemin en yüksek hacmi kaydedildi.

450 Milyon $’ı Geçti

Bitcoin’de Mayıs ayında yaşanan ödül yarılanmasının ardından açık pozisyon anlamında düzenli bir düşüş hakimken, geçtiğimiz bir hafta içerisinde yeniden önemli bir yükseliş görülüyor.

Günlük 300 Milyon $’lık hacime ulaşan CME Vadelileri ve 450 Milyon $’lık açık pozisyon miktarı uzun zaman sonra görülen en yüksek rakamlar olarak öne çıkıyor. Ek olarak açık pozisyon miktarında da ulaşılan en yüksek rakam 532 milyon $ seviyelerinde bulunmakta.

Satış Mı Gelecek?

Spekülatörler tarafından yüksek pozisyon miktarı ve düşük hacimin farklı bir anlamı bulunuyor. Kulislerde konuşulanlara göre bu durum gelecek büyük bir satış dalgasının habercisi olabilir. Bazı spekülatörler arasında özellikle açık pozisyon miktarının hacme göre yüksek olduğu durumların ardından hacim tarafında da gelen yükseliş büyük bir satış dalgası işaretçisi olarak algılanmakta.

CME vadelilerinde yaşanan durum ise tam olarak bu.

Ekran Resmi 2020 07 24 20.14.24 - Bitcoin'de Açık Pozisyon Miktarı Artışta!
CME Vadelileri Açık Pozisyon Miktarı ve Hacim Grafiği

ABD düzenleyici kuruluşunun bankaların kripto paralar için custody hizmeti vermesinin ardından Bitcoin tarafında yeni bir fiyat hareketi bekleniyor. Kurumsalların hareket yönü bakımında çok fazla veri veren CME Vadelileri bu sebeple analistlerin sıkı takibinde bulunuyor.

Capriole’den Charles Edwards’a göre Bitcoin miktarının yüzde 1’ine talep oluşması halinde Bitcoin 20.000 $ seviyelerine tekrar ulaşabilir.

Bildiğiniz üzere en büyük kripto para yatırım şirketlerinden Grayscale Investments Bitcoin arzının yüzde 2’sinden fazlasını kontrolünde bulundurmakta.

Bitcoin’in sıradaki hareketi hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce sert bir satış gelebilir mi?

 

Chainalysis’in paylaştığı verilere göre, 2020 senesi içinde scammerlar, belli başlı dolandırıcılık yöntemleri ile kurbanlarından 381 milyon $ ele geçirdi!

Chainalysis’e göre, bu tür dolandırıcılık olayları, 2019 senesinde kurbanlardan 4.3 milyar dolar kadar fon yarattı. Bu bağlamda kripto para birimleri ile ilgili en yaygın suç, dolandırıcılık olarak görünüyor.

Tıpkı geçtiğimiz senelerdeki gibi, dolandırıcılık ile ilgili yaşanan sorunlar bu yılda hız kesmeden devam ediyor. Chainalysis’in paylaştığı verilere göre, kripto para dolandırıcıları kurbanlarından en az 381 milyon $ almış durumda. An itibarıyla, bildirilen dolandırıcılıklarından sağlanan bu verilerin elbette görünmeyen bir tarafı da mevcut. Bundan dolayı muhtemelen bu hesaplanan tutar, yılın ilerleyen zamanlarında çok daha büyüyecektir.

image 18 - Chainalysis: 2020'de Scammerlar 381 Milyon $ Ele Geçirdi!

Ocak 2020 – Haziran 2020 Tarihleri Arasında Dolandırıcıların Hesaplarına Aktarılan Kripto Para Miktarı. Kaynak: Chainalysis

Geçtiğimiz günlerde yaşanan Twitter olayı yeni bir tür değil. Dolandırıcılar çok uzun zamandır sosyal medyada hatrı sayılır insanların taklitlerini yaparak, kullanıcılardan kripto para talep ediyorlar. Elde edilen verilere göre bu dolandırıcılık türü, piyasada en çok tercih edilen dolandırıcılık türü olarak öne çıkmakta.

image 19 - Chainalysis: 2020'de Scammerlar 381 Milyon $ Ele Geçirdi!

Kripto Para Dolandırıcılık Türlerinin Grafiği Kaynak: Chainalysis

Elbette, geçtiğimiz günlerde yaşanan Twitter olayı yukarıda anlatılan dolandırıcılık türünden epey farklı. Siber suçlular, taklit hesaplar kullanmak yerine Twitter’ın bir güvenlik açığından faydalanarak istedikleri kullanıcıların gerçek hesaplarından tweet atmayı başarmıştı.

Twitter’da Yaşanan Güvenlik Açığı

Twitter’da yaşanan güvenlik açığı, önce belli başlı kripto para birimi ile ilgili “influencer”ları etkisi altına aldı. Sonrasında ise Elon Musk, Barack Obama ve Joe Biden gibi çok yüksek profilli hesapları ele geçirdi.

Dolandırıcılar bu eylemler neticesinde ele geçirdiği hesaplardan Bitcoin adreslerini paylaştı. Dolandırıcılar takipçilerden bu adreslere Bitcoin yollarlarsa, yolladıkları miktarın iki katını geri göndereceklerini belirtti.

Sonuç olarak dolandırıcılar bu durum ile birlikte, kurbanlardan 13.14 adet Bitcoin (BTC) çaldı. Fakat elde edilen bilgilere göre, dolandırıcılar hareketlerine güven sağlama amacıyla, bazı takipçilere 20.000 $’lık Bitcoin gönderdi.

Dolandırıcıların kullandığı kripto para adresi, dolandırıcılığın yapıldığı günden bu güne aktif ve sürekli bir şekilde farklı adresler içinde etkileşime girmekte.

Ayrıca elde edilen verilere göre bu adresten toplamda 5.5 Bitcoin, Wasabi Wallet gibi Mixer servislerine yollanmış durumda.

Coinbase kripto para yatırımcılarının işlem yapmasa da takip ettiği kripto para borsalarının başında gelmekte.

Listelediği coinlerde inanılmaz artışlara sebep olan Coinbase, birçok projeyi inceleyip listelemeye karar vermekte. Geçtiğimiz yıla kadar platformunda oldukça az coine yer veren Coinbase, özellikle ABD’ye yeni borsaların giriş yapması ile birlikte daha fazla coin listelemeye başladı.

Normal şartlarda oldukça uzun süren coin incelemelerinin süresinin kısalması ve bu bağlamda bazı prosedürlerin yok sayıldığı sosyal medyada çokça dillendirilmişti.

Coinbase’de listelemelerden sorumlu Zach Segal, konu ile ilgili açıklama yapmış ve listeleme prosedürlerini Twitter hesabı üzerinden detaylı şekilde açıklamıştı. Hatta listeleme ile ilgi sorulan birçok soruya da tweetin altında cevap vermişti. An itibariyle birçok kripto parayı incelediklerini ve olumlu olması durumunda her kripto paranın Coinbase’de listelenebileceğini belirtmişti.

Custody Platformunda 60 Farklı Kripto Para

Özellikle ilk atılımlarını kurumsallara hizmet veren Custody platformunda gerçekleştiren Coinbase, kurumsal müşterileri için toplam 60 kripto para için hizmet sağlamakta.

Ekran Resmi 2020 07 24 18.15.24 - Coinbase İçin Sırada Hangi Coin Var? ONT MATIC DASH DCR
Coinbase Custody

Listeleme Analisti için iş ilan da açtığını duyuran Coinbase listelemelerine devam edecek gibi görünüyor.

Yukarıda 60 kripto paranın bulunduğu fotoğrafı incelediğinizde sağ alt köşede iki yerdeki “soru işareti” dikkatinizi çekmiş olabilir. Halen listelemeler için çalışmalara devam eden Coinbase ekibi, yeni coinler eklemeye devam edecektir.

coinbase listing - Coinbase İçin Sırada Hangi Coin Var? ONT MATIC DASH DCR
Coinbase Listing

Yukarıdaki listede Coinbase tarafından incelemeye alınan kripto paralar bulunmakta. Matic Network (MATIC) ise custody platformunda işlem görmekte.

Yukarıda listede bulunan coinlerin listelenmesi noktasında herhangi bir kesinlik bulunmuyor. Ancak hali hazırda “custody”de işlem göre MATIC içlerindeki en güçlü adaylardan biri olabilir.

Twitter Ontology Diyor

Twitter’da dolaşan dedikodulara göre ise Ontology (ONT) Coinbase’de listelenecek sıradaki coin. Coinbase listelenecek yeni kripto para ile ilgili hiçbir ipucu vermezken sosyal medyada tartışmalar devam etmekte.

Algorand geçtiğimiz günlerde Coinbase platformunda listelenmesinin ardından yüzde 34’lük bir artış yaşamıştı. Coinbase’de Coinbase Pro ve Coinbase listelemeleri ayrı ayrı gerçekleşmekte. Özellikle Coinbase Pro’dan sonra direkt Coinbase uygulamasında listelenen coinler daha büyük artışlar yaşıyor.

Sizce Coinbase’de listelenme sırası hangisinde?

 

1000’den fazla Twitter çalışanının, geçen haftaki 130 yüksek profilli Twitter hesabının hacklenmesinde payı olan açığa sebep olan dahili yönetici paneline erişiminin olduğu açıklandı.

24 Temmuz tarihindeki Reuters’in haberine göre, iki eski çalışan Twitter’ın güvenlik sistemin ne kadar savunmasız olduğunu açıkladı. Ayrıca Twitter çalışanlarına ek olarak Cognizant gibi yardımcı sistemlerin de bu tür bir erişime hakları olduğunu da söylendi. Bu durumda Twitter’ın yönetici paneline yaklaşık 1000’den fazla kişi erişim sağlayabiliyor.

AT&T’in eski CSO’su Edward Amoroso, Reuters’a verdiği demeçte, bu kadar güçlü kontrollerin pek çok kişi için mevcut olmaması gerektiğini düşündüğünü söyledi.

Edward Amoroso, “Bu tür bir erişim hakkına sahip olan pek çok insan varmış gibi görünüyor.” dedi. Ayrıca Amoroso, personelin sorumluluklarının bölünmesi ile birlikte hassas bilgilere yönetmek ve ayarlamak için birden fazla kontrol ve dengeleme mekanizması olması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Siber güvenliği doğru bir şekilde sağlayabilmek için, her bir değişkeni göz önüne almak gerekir

Ne Olmuştu?

15 Temmuz tarihinde saldırganlar, Twitter hesaplarının kontrolünü ele geçirmelerine, bu hesaplardan tweet göndermelerine ve özel mesajlar da dahil olmak üzere kişisel bilgilere erişime izin veren Twitter’ın yönetici paneline erişti.

Saldırganlar, kendilerine gönderilen tutarın iki katını geri göndermeyi vaat ederek yüksek profilli hesaplardan Bitcoin dolandırıcılığı yaptılar. Bu durumun neticesinde saldırganlar bir çok kişiden yaklaşık olarak 12 adet Bitcoin almayı başardı.

Ele geçirilen hesaplar arasında, Tesla’nın kurucusu Elon Musk, eski ABD Başkanı Barack Obama, Amazon’un CEO’su Jeff Bezos, Microsoft’un kurucu ortağı Bill Gates ve 2020 ABD başkanlık adayı ve eski Başkan Yardımcısı Joe Biden vardı. Bunun dışında bir çok ünlü ve yüksek profilli kişilik hesaplarının kontrolünü kaybetmişti.

Yaşanan bu olay neticesinde, Twitter ve FBI bu ihlali araştırmak adına birlikte çalışmaya başladı. 23 Temmuz tarihinde şirket, “hedeflenmiş 130 hesabın 36’sının özel mesaj kutularına erişildiğini” açıkladı.

Twitter, ayrıca güvenliği ve çalışanların eğitimlerini üstlenmesi adına yeni bir güvenlik sorumlusu arayışına başladıklarını açıklamış durumda.

Güvenlik uzmanlarına göre en kötü senaryo, gerekli güvenlik yükseltmelerinin ABD başkanlık seçimi öncesinde yapılamaması. Bu durumda sosyal medya hesapları ele geçirilen yüksek profilli kişiler, halkı yüksek oranda manipüle edebilir.

Aralık ayında Japonya’daki ev hapsinden kaçış yapan Nissan’ın eski CEO’su Carlos Ghosn, kendisini kurtaran ekibe yarım milyon $ değerinde kripto para ödedi.

Mahkemeye başvuruda bulunan ABD savcılarının söylediklerine göre, Ghosn’un oğlu, ABD menşeli kripto para borsası Coinbase aracılığı ile 500.000 $ tutarında Bitcoin’i, eski Nissan CEO’sunu kaçırmak için görev alan adamlara ödedi. Görev alanlardan Peter Taylor ve babası Michael Taylor, Ghosn’u bir müzik enstrümanının kutusu yardımı ile kaçırdı ve Osaka’daki Kansai Uluslararası Havalimanı’na kadar taşınmasına eşlik etti.

Ghosn’un Taylor ailesine, Japonya’dan kaçması ve Lübnan’a yerleşmesi ile ilgili hizmetler içi toplamda 1.36 milyon $ ödediği bildirildi. Bu ödemeler, Ghosn’un 29 Aralık tarihindeki büyük firarı ardından, Ocak – Mayıs arasında taksitlere bölünerek yapıldı. Ghosn’un ilk ödeme kapsamında, Peter Taylor tarafından yönetilen bir şirkete 860.000 dolar bağışladığı söylendi.

Taylor ailesi, Japon hükümetinin talebi üzerine Mayıs ayında tutuklanmalarından bu yana ABD’de göz altında tutuluyor. Ghosn ise şu anda Japonya ile iade anlaşmasında bulunmayan Lübnan’da özgür bir şekilde hayatına devam ediyor.

Japonya’dan Kaçış

Ghosn, 2018-2019 yılları arasında Nissan’daki mali suçlamalar dolayısı ile Japonya’da dört kez tutuklandı. Ve bu tutuklanmaların hepsinin sonucu, ev hapsi oldu.

Nissan’ın eski CEO’su, Taylor ailesinin müzikalinden önce, Nisan ayından o tarihe kadar Tokyo’da ev hapsindeydi. Ghosn her ne kadar ev hapsinde olsa da, yakınlarındaki Grand Hyatt otelini ziyaret etmekte serbestti. Ve bu otelde Taylor ailesi ile tanıştı. Sonrasında ise Taylor ailesi, Ghosn’u bir müzik enstrümanı kutusu içerisinde, İstanbul’dan aktarmalı bir şekilde Beyrut’a giden bir özel jete yükledi.

Mt.Gox Olayı İle Benzerlik

Ghosn’un davası, eski kripto borsası Mt.Gox’ın eski CEO’su Mark Karpeles’in davası ile benzerlik gösteriyor.

Her iki yönetici de mali suçlar iddiaları ile Japon yasalarınca suçlanıyordu. Karpeles de, tıpkı Ghosn gibi ülkenin adalet sistemine aşinaydı. Karpeles, Ağustos 2015 senesinde tutuklandıktan sonra, 11 ay kadar göz altında kaldı. Hatta ikili, Ghosn’un Japonyadan kaçmadan öncesinde bizzat tanışıp konuşmuşlardı. Muhtemelen bu konuşmanı içeriği Japonya’dan kaçış planıydı.

Ancak Karpeles, kendini adaletin kollarına bıraktı. Fakat nihai suçlamaya ilişkin son itiraz, Haziran ayında reddedildi.

Huobi’de Kusama (KSM) rüzgarı esiyor. Dün yapılan duyuru ile listelenen Kusama, saat 14.00 itibariyle borsaya yatırılmaya başlanmıştı. Bu sabah Türkiye saati ile 06.00’da işlemlere başlayan Kusama adeta şov yapıyor.

Geçtiğimiz günlerde Polkadot’u (DOT) da listeleyen Huobi, Ravencoin (RVN) ve Origin Protocol (OGN) de dahil olmak üzere birçok kripto parayı kısa süre içinde alım satım işlemlerine açmış durumda.

Listelenmesi ile birlikte oldukça büyük hacim oluşturmaya başlayan Kusama (KSM) yatırımcıların oldukça dikkatini çekiyor. Huobi üzerinde KSM/USDT, KSM/BTC ve KSM/HT pariteleri ile işlemlere başlayan Kusama, büyük bir ivmelenme ile neredeyse yüzde 34’lük bir fiyat artışı yaşamış durumda.  An itibariyle KSM 13.73 $ seviyelerinden işlem görmekte.

Sadece 2 saat içerisinde 5 milyon $’lık hacim oluşturmayı başaran kripto para yatırımcılarına oldukça tatmin eden bir kar bırakmış görünüyor.

Sadece Huobi’de

Lider kripto para borsaları arasında sadece Huobi’de bulunan Kusama’nın toplam arzı 9.283.320 adet. Dolaşımda bulunan KSM miktarı ise 2.985.094 adet.

Toplam arzına bakıldığında da oldukça az miktarda bulunan KSM’in fiyat noktasında nerelere gidebileceğini düşünmek oldukça zor.

Mayıs ayına 4.50 $ ile açan KSM neredeyse yüzde 200’lük bir artış yaşamış görünüyor. Huobi’ye kadar büyük hacime sahip kripto para borsalarında bulunmayan kripto para, arkasına aldığı hacim ile birlikte yükselişine devam edebilir.

Polkadot Listelendi

Web3 Foundation tarafından geliştirilen Polkadot, 2017’den beri yatırımcıları tarafından beklenmekteydi. Geçtiğimiz ay aktive edildiği duyurulan Polkadot, ardı ardına kripto para borsalarında listelenmişti. Benzer şekilde önemli hacme sahip olan DOT token kripto para yatırımcılarının sıkı takibinde bulunan kripto paralar arasında bulunuyor.

Bu yazı sponsorludur.

Okex tarafından yapılan duyuruya göre iki yeni token platformda işlemlere başlıyor.

DeFi platformlarından Balancer’ın tokeni BAL ve Synthetix’in tokeni SNX OKEx üzerinde alınıp satılabilecek.

Balancer’ın tokeni BAL çıkış yaptığı ilk gün yaşadığı yüzde 200’lük artış ile dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı. Otomatik piyasa yapıcı protokolü olarak tanımlayabileceğimiz Balancer, kendi platformunda işlemlere başladığı gün müthiş bir talep patlaması yaşamıştı.

Başlangıçta 1000 Ethereum cüzdanına dağıtılan yönetişim tokeni, 7 dolar seviyelerinden başladığı işlemlerde aynı gün içinde 22 $’ın üzerine çıkmayı başarmıştı. Fiyatlanmasının birkaç gün sonrasında hackerlar tarafından bir saldırıya da uğramış olan platform 500.000 $’lık kayba uğramıştı.

An itibariyle kilitli değer bakımından önde gelen DeFi platformlarından olan Balancer, OKEx üzerinde işlemlere başlıyor. OKEx üzerinde işlemlere başlayacak BAL tokeni BAL/USDT ve BAL/BTC paritelerinde alınıp satılabilecek. İşlemler ise 27 Temmuz tarihinde başlayacak.

Synthetix

Synthetix de önde gelen DeFi platformları arasında bulunuyor. Compound’un hemen arkasında bulunan platform üzerinde kilitli olarak 500 milyon $’dan fazla değer bulundurmakta.

SNX tokeni ile işlemleri gerçekleştirilecek olan platform, dijital olan ya da dijital olmayan varlık sınıflarının işlemlerinin merkeziyetsiz bir şekilde gerçekleştirilebilmesini sağlamakta.

Screenshot 2 1 - Merkezi Borsaların DeFi Atağı Devam Ediyor!
Synthetix Merkezsiz Borsa

Hadar güncellemesi le geleneksel finans ürünlerini de tokenize ederek işlemlere açan Synthetix, varlıkların sentetik versiyonlarını oluşturarak işlemlerin gerçekleştirilmesini sağlıyor.

SNX tokeni an itibariyle 3.61 $ seviyelerinden alıcı bulmakta.

Merkezi borsaların merkezsiz platform tokenlerini listelemeleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

23 Temmuz tarihinde İngiltere Ulusal Siber Güvenlik Merkezi, spor sektörüne yönelik fidye yazılım saldırılarında artan bir eğilimi gösteren bir rapor yayınladı. Raporda, saldırganların bir İngiliz futbol kulübünden, milyonlarda dolarlık bir fidye ödemesini talep ettikleri bir örnek üzerinde duruldu.

Spor Organizasyonlarına Siber Tehdit isimli rapora göre, ismi verilmeyen kulüp, kurumsal güvenlik sistemlerini devre dışı bırakan fidye yazılımları tarafından hedef haline gelmiş durumda.

Raporda belirtilen bilgilere göre, isimsiz futbol kulübünden talep edilen fidye miktarı yaklaşık olarak 400 BTC (3.66 milyon $) olarak kayıtlara geçti. Kulüp bu talebi net bir şekilde reddetti ve sistemlerinde verilerin bilgilerin kaybına göz yumdu.

Saldırının Sonuçları Çok Ciddi

Rapor, saldırının ciddi hasarlara yol açabilmiş olacağını ortaya koydu. Örneğin, kulübün kurumsal e-postalarına erişememesi ve stadyumun CCTV sisteminin ve ayrıca turnikelerin saldırı sebebi ile çalışmadığı belirtildi.

Saldırı hakkında, suçluların sisteme sızmasına izin veren gelen bir açık tespit edilemedi. Bir hipoteze göre saldırı, kimlik avı e-postası ile yapılmış olabilir. Ya da, sistemlere CCTV sistemi üzerinden erişim sağlanmış olabilir.

İngiltere siber güvenlik yetkilileri, saldırının kulübe yaklaşık olarak “birkaç yüz bin pound’a” mal olduğunu açıkladı.

Spor Sektöründeki Fidye Yazılım Saldırıları

Yapılan araştırmalara göre, İngiliz spor organizasyonularına yapılan saldırıların yaklaşık olarak %40’ı kötü amaçlı yazılımlardan oluşuyor. Ayrıca bu yüzdenin yaklaşık olarak dörtte biri fidye yazılım içeriyor.

Bu saldırılar, genel olarak çoğunlukla yüksek değerli spor kurumlarını hedefliyor. Ayrıca bu tür saldırılar 2018 yılından beri etkisel olarak gittikçe artmakta.

Dünya çapında fidye yazılım saldırıları 2018 yılından bu yana %200 oranında artmış durumda. Bu türk bir saldırıyı gerçekleştirmek için gerekli yazılım ise dark web’de kolaylıkla ve yaygın bir şekilde bulunabiliyor.

Singapurda ise, “crypto-jacking” isimli bir fidye yazılım vakaları 2020 senesinin ilk çeyreğinde %300’lük bir artış sergiledi. Bu fidye yazılımın özelliği ise, kripto para madenciliği yapan sistemleri ele geçirip kontrolünü fidye yazılım sahibi kişiye teslim etmesi.

Yıllar geçtikçe, siber saldırganlar yepyeni metodlar ile güvenliğimizi tehdit ediyor. Biz Muhabbit.com ailesi olarak, sizlere internette yaptığınız eylemleri çok dikkatli bir şekilde incelemenizi öneriyoruz.

Japon kripto para borsası Liquid, Singapur’da faaliyet göstermek adına gizlilik odaklı kripto para birimi Zcash’i (ZEC) delist ettiği belirtiliyor.

Zcash’i geliştiren Electric Coin şirketi, 22 Temmuz tarihinde bu gelişmeyi Twitter hesabından kullanıcıları ile paylaştı. Electric Coin’e göre Zcash, 28 diğer token ile birlikte Liquid borsasından çıkarılacak.

Son zamanlarda CryptoCompare’in yaptığı araştırmalara göre, üst düzey borsalar arasında 6. sırada yer alan Japon borsası Liquid, Zcash’i delist edip etmeyecekleri konusunda herhangi bir resmi açıklama yapmış durumda değil.

Zcash Geliştiricilerine göre Zcash AML ve CFT Düzenlemelerine Uyuyor

Electric Coin şirketine göre, Liquid’in lisans alma sürecini başlatmak için aldığı bu karar, “alelacele ve dikkatsiz bir şekilde” alınmış.

Zcash, gizlilik odaklı doğasına rağmen Zcash’in Kara Para Aklama Önleme (AML) ve Finansal Terörizm ile Mücadele (CFT) ile “tamamen uyumlu” olduğunu vurguladı. Ayrıca Electric Coin şirketi,  Singapur Parasal Yetki kurumunun Aralık 2019 senesindeki bildirisine uygun oldukları konusunu da vurguladı.

Liquid’in yakında Zcash’i delist etme kararını tersine çevireceğini umduğunu belirten Electric Coin Şirketi sözlerine şöyle devam etti;

Bunun gibi benzer bir işlem yapan başka bir borsaya şahit olmadık. Zcash’in düzenleyici çerçevelere nasıl uyum sağladığını ve AML/CFT yükümlülüklerine nasıl uymaları gerektiğini daha iyi anlamak isteyen borsalara her daim yardım etmeye hazır durumdayız.

Zcash Nedir?

Zcash, Monero (XMR) gibi, gizlilik odaklı en popüler kripto para birimlerinden biridir. Bitcoin gibi kripto paraların blockchainleri aksine Zcash, kullanıcıların işlemleri hakkında özel bilgileri seçici bir şekilde açıklanmasına izin vermek amacıyla tasarlanmıştır. Zcash işlemlerinin %99’undan fazlasının izlenebilir olduğunu iddia eden bazı araştırmalara ve raporlar ile birlikte, görünüşe göre Coinbase gibi hatrı sayılır borsaların Ağustos 2019’da yaptığı gibi Zcash’i delist etmek gibi bir eğilimi var.

Bir diğer taraftan Nisan 2020’de Bitstamp, Zcash’i, düzenleyici riskler sebebi ile kendilerini gizlilik özellikli kripto paralardan uzaklaştıran borsalara rağmen, listelemeyi planlıyordu.

Zcash’in iddia ettiği durumlara bakacak olursak, Zcash’i delist etmiş ve etmek için hazırlık yapmakta olan bir çok borsa var. Bu durumda Zcash’in sunduğu çözümlerde bir problem olabilir.

Çinli e-ticaret devi Alibaba bağlantılı ödeme iştiraki Ant Group, bügün AntChain adı verilen yeni bir blockchain çözümünü başlattı.

South China Morning Post’ta yayınlanan bir habere göre Antchain, Ant Group’un yapay zeka, Nesnelerin İnterneti (IoT), güvenli hesaplama ve diğer teknolojileri birleştiren bir blockchain teknolojisinin üzerine inşa edildi.

AntChain girişimininin bir parçası olarak Ant Group, dizüstü bilgisayarlara benzer boyutlarda yeni bir iş istasyonu kurmuş durumda. Bununla birlikte iş istasyonları, blockchain uygulamalarının işleyişini pürüzsüz hale getirmek için yerleşik bir blockchain yazılımı ve donanım hızlandırıcısı ile birlikte çalışıyor.

AntChain’in iş istasyon kurulum süresini normal şartların onda birine kadar indirdiği ve işlem hızlarını en az %30 oranında artırdığı bildiriliyor.

Günlük 100 Milyon Dijital Kayıt

Alibaba ve Ant Group, 2015 senesinden bu yana blockchain teknolojisi ile yakından ilgileniyor ve geçtiğimiz sene blockchain üzerinde ticari uygulamalar için çalışmalara başladı. Ant Group, yaptığı çalışmalar neticesinde artık bir milyardan fazla kullanıcı hesabını destekleyebileceğini ve günde bir milyar kadar işlem gerçekleştirebileceğini iddia ediyor.

Şirket, işlem detayları, telif hakkı ve mülkiyet sahipliği gibi belli başlı sertifikalar da dahil olmak üzere günde yaklaşık 100 milyon kadar dijital kaydı AntChain’e yükseldiğini söylüyor.

Ant Group, blockchain endüstrisine büyük bir ilgi gösteriyor. Bu yıl Ocak ayında şirket, Ant Blockchain Open Alliance isimli kurumsal bir blockchain platformunun lansmanını yaptı.

Resmi bir açıklamada, Ant’ın Blockchain Solutions and Innovations kısmının genel müdürü Li Jieli, konu hakkında şu açıklamaları yaptı:

Sanayiler için blockchain uygulamaları hala erken bir aşamada. Ve bu uygulamalar dijital işlemleri destekleyerek, çeşitli endüstrilerde maliyetleri ciddi oranda azaltacak.

Ant Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Eric Jing ise proje hakkında şu yorumları yaptı:

Biz Ant Group olarak, kurulduğumuz günden bugüne müşterilerimiz ile hep bir güven ilişkisi içindeydik. Son yıllarda, adapte olmaya çalıştığımız dijital çağda, bu güven ilişkisi kavramımız blockchain teknolojisi ile yeniden şekillenecek. Bu sayede günümüzde üstesinden gelemediğimiz birçok sorunun üstesinden blockchain teknolojisi ile geleceğiz.

Gördüğümüz üzere Çinli firmalar, blockchain teknolojisine ciddi anlamda yatırım yapıyorlar. Bunun sonucunda ise ilerleme imkanlarının çok daha fazla olacağı aşikar.

Deneyimli borsacı Peter Brandt, Bitcoin (BTC) ve kripto para birimlerinin itibari para ekonomisinden kaynaklı sorunlar nedeniyle büyük patlamalarını yaşayamayacaklarını ileri sürdü.

22 Temmuzdaki bir tweet dizisinde, popüler kripto para yorumcusu gelecekte dünyanın birden fazla itibari para birimine dayalı sözde özel çekme haklarına (SDR) başvuracağını tahmin ediyor.

Güle Güle Altın Standardı

Peter Brandt, benzer bir şekilde altın standardına da geri dönüşün gerçekleşmeyeceğini iddia etti. Brandt, aynı zamanda SDR’ın da benzer bir şekilde herhangi bir kripto paraya ev sahipliği yapmayacağını belirtti.

SDR’ler, IMF tarafından 1960’ların sonunda üye devletlerin rezervlerinin bir uzantısı olarak oluşturuldu. IMF’nin en son resmi verilerine göre, SDR’ler şu anda yaklaşık 281 milyar $’a tekabül ediyor.

Brandt’e göre, gelecekteki SDR sepeti, değerli metaller, petrol ve yedi büyük itibari para biriminden oluşacak.

Dünya, USD, JPY, CHN, EUR, CAD, AUD, GBP, altın, gümüş ve ham petrolden oluşan kalıplaşmış bir SDR küresel rezerv birimini benimseyebilir. Fakat Bitcoin ya da diğer kripto paralar bu rezerv birimlerinin içinde yer almayacaktır.

Altın, 2011 senesinden bu yana en yüksek seviyelere ulaştıktan sonra daha yüksek seviyelere çıkmaya devam ediyor. Ayrıca gümüş, aynı zamanda yılın en yüksek seviyelerinde geziyor.

Brandt “Kibirli” Kripto Abartıcılarına Seslendi

Bitcoin taraftarları, sıklıkla altın standartının çöküşünün itibari para sistemi içinde bulunan sorunları doğrudan tetiklediğini iddia ediyor. Merkez bankalarının para arzını kontrol etmelerine izin vererek, kendi çıkarları doğrultusunda hareket edecekler.

Bununla beraber Brandt, Bitcoin’i itibari paranın yerine bir çözüm olarak görenlere şüphe ile yaklaştı.

Sonunda tüm para sistemi kağıt itibari paraların ötesine geçecek. Ancak yakın zamanda devlet borçlarının tek çıkış yolu USD’nin değerini düşürmektir.

Bu haber, ABD’nin Federal Rezerv’in bilançosuna ek olarak trilyonlarca dolarlık teşvik paketi çıkarmaya hazırlandığı sırada geldi. BTC/USD paritesi de bu olaya kayıtsız kalmayıp Çarşamba gecesi 9.550 $’a kadar yükseldi.

DeFi platformlarından Aave (LEND) yaşadığı yükseliş ile birlikte DeFi MarketCap’te 2’inci sıraya oturdu. Yaşadığı son yükseliş ile birinci sıradan ikinci sıraya gerileyen Compound’u geride bırakan Aave LEND), artık kilitli değer bakımından en büyük 2’inci DeFi platformu.

Geçtiğimiz dönemde yönetişim tokeninin dağıtılması ve ardından bütün büyük borsalarda listelenmesi ile uzun süre gündemden düşmeyen Lending platformu Compound, 1’inci sıradan 3’üncü sıraya kadar gerilemiş durumda.

Üzerinde kilitli değer miktarına bakıldığında Compound yüzde 6’lık bir düşüş ile 547 milyon $’lık değer tutuyor. Aave ise 560 milyon $’lık kilitli değer ile ikinci sırada bulunmakta.

Geçtiğimiz gün liderliği Compound’dan geri alan MakerDao ise bugün Binance listelemesi ile yüzde 5’lik bir artış daha yakalamış durumda. Maker üzerinde kilitli değer miktarı ise 718 milyon $’a ulaşmış durumda.

DeFi platformlarında liderlik halen “lending” platformlarında gözüküyor. Merkezsiz borsalar ise halen daha aşağı sıralarda bulunmakta. Merkezsiz borsaların hacimlerinde de son dönemde önemli artışlar yaşanıyor. Özellikle Uniswap hacim anlamında büyük ilerleme kaydetmiş durumda.

Türev işlemler için kullanılabilen dYdX, Bancor ve Kyber gibi merkezsiz borsalar ise daha alt sıralarda bulunmakta.

Ekran Resmi 2020 07 23 19.10.01 - DeFi 2 Ayda Üçe Katlandı! Compound Eriyor Aave Yükseliyor!
DeFi Üzerinde Kilitli Değer Miktarı Grafiği

DeFi platformları üzerinde kiliti toplam değer ise 3.37 milyar $ seviyelerine ulaşmış görünüyor. Dün Ethereum tarafında yaşanan agresif fiyat artışı ile birlikte DeFi üzerinde kilitli toplam değer miktarında da artış yaşanmış durumda. Dün 3.17 milyar $ seviyelerinde bulunan değer miktarı an itibariyle 3.37 milyar $ seviyelerinde.

haziran ayına 1.05 milyar $ seviyelerinden giriş yapan DeFi, sadece 30 gün içinde 1.87 milyar $’a ulaşmıştı. 1.87 milyar $’a ulaşmasının 23 gün sonrasında ise 3.37 Milyar $ seviyelerine kadar yükselmiş görünüyor.

DeFi rüzgarı sizce esmeye devam edecek mi?

 

Türkiye’deki kripto para borsalarından biri olan Paribu, Akademetre Araştırma Şirketi ile birlikte yaptığı “Kripto Para Bilinirlik ve Algı Araştırması” adında araştırmasını tamamlamış durumda.

Corona virüs sebebi ile çevrimiçi bir şekilde yapılan ve tüm Türkiye’yi temsil eden bir grup üzerinde yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de kripto paralar ile işlem yapan kişilerin oranı %0,7.

Araştırma ayrıca, kripto paraların oluşturulmasındaki protokol olan blockchain teknolojisini bilmeyenlerin oranını yüzde 96.8 olarak gözler önüne serdi.

Bir diğer taraftan, kripto para ile işlem yapan kişilerin %72,7’sinin işlem deneyimlerinden memnun kaldığı görülüyor. Memnuniyet etkenleri olarak ise öncelikli olarak işlem kolaylığı ve hızı etkili olurken, kişilerin elde ettiği kazançlarda memnuniyet etkeni olarak görünüyor.

Paribu CEO’su Yasin Oral’a göre, bu tür kapsamlı bir araştırma Türkiye’de ilk defa yapılıyor. Yasin Oral konu hakkında, “Türkiye’de bugüne kadar kripto para algısı ve kullanımı ile ilgili bazı çalışmalar yapıldı. Ancak bizim gözlem ve verilerimizle bu çalışmaların sonuçlarının birbirinden alakasız olduğunu gördük. Bu farklılıkların yarattığı şüpheleri gidermek amacı ile, yerel bir araştırma şirketiyle araştırma yapmak istedik.” dedi.

Ayrıca Türkiye’de kripto para kullanım oranının düşük olduğunu belirten Oral, “Ekosistem ile tanışmayı bekleyen ciddi bir kitle var. Türkiye’nin genç ve teknolojiyle arası iyi olan nüfusu kripto paraların avantajıyla tanışması an meselesi.” dedi.

Araştırmada ortaya çıkan bulgular ise şu şekilde:

  • Türkiye’de kripto para birimleri ile işlem yapanların oranı %0.7
  • Kripto para ya da Bitcoin kavramını duymayanların oranı %84.1
  • Kripto paralarda blockchain teknolojisinin kullanıldığını bilmeyenlerin oranı %96.8
  • Araştırmaya katılan kişilerin %34’ü kripto paralara güveniyor
  • Kripto paralar ile işlem yapanların %68.7’si Y Kuşağından
  • Kripto para ile işlem yapanların %87.3’ü en az lise mezunu
  • Kripto paralar ile işlem yapan her 5 kişiden 1’i kadın
  • Kripto paralar %58.4’lük bir oran ile yatırım aracı olarak görülmekte

Binance az önce yaptığı açıklama ile iki yeni token listeleyeceğini duyurdu.

Yapılan açıklama ile iki yeni DeFi ürünü Binance’te listeleniyor. DeFi’in piyasa değeri ile lideri olan MakerDao’un tokeni Maker ve yine Maker tarafından üretilen merkeziyetsiz stabilecoin Dai (DAI) Binance’te listeleniyor.

Maker (MKR) için MKR/BNB, MKR/BUSD, MKR/USDT ve MKR/BTC paritelerinin oluşturulduğunu duyuran Binance stablecoin DAI için ise DAI/BTC, DAI/BUSD, DAI/USDT ve DAI/BNB paritelerinin kullanılabileceğini açıkladı.

İki token için de yatırma işlemlerini başladığını duyuran Binance ekibi, alım-satım işlemlerini bugün başlatıyor.

Bu adım ile birlikte platforma iki yeni DeFi ürünü ekleyen Binance aynı zamanda yeni bir stablecoini daha listelemiş oldu. DAI, USDT, PAX, BUSD, USDC ve TUSD’nin ardından platformda listelenen 6’ınci stablecoin oldu.

Listelenme ile birlikte fiyat noktasında da önemli bir artış yaşayan DeFi lideri an itibariyle 513 $ seviyelerinden işlem görmekte.

Tether-Tron tarafında son günlerde önemli bir hareketlilik yaşanıyor.

Bildiğiniz üzere lider stablecoin Tether (USDT) birden fazla blockchain ağı üzerinde bulunmakta. Hayatına Omni üzerinde başlayan Tehter, daha sonra Ethereum (ETH) ağında da işlemlere başlamıştı. Stablecoinlerin pöpüleritesinin artması ile birlikte Ethereum ağında önemli bir trafik oluşmaya başlamış ve transfer maliyetlerinin artması ile birlikte farklı sorunlar da ortaya çıkmıştı.

Sert fiyat hareketlerinin ortaya çıktığı dönemlerde USDT transferlerinin iyice yoğunlaşması sebebiyle, Ethereum ağında trafik oluşmaya başlamış ve transferler gecikmeye başlamıştı. Bu durumu çözmek ve ağdaki trafiği azaltmak adına farklı blockchainler ile de çalışma kararı alan Tether ekibi, Eos (EOS), Tron (TRX), Liquid ve son olarak Algorand (ALGO) üzerinde de işlemlere başlamıştı. Ethereum ve Tron harici ağlarda halen yüklü bir Tether miktarı bulunmuyor. Liquid üzerinde 16 milyon $’lık USDT bulunurken, Eos üzerinde 5 milyon, Algorand üzerinde ise 4 milyon $’lık USDT bulunmakta.

Bahar ayları ile birlikte Tron üzerinde bulunan Tether miktarı oldukça artmıştı. Bu durum ise birçok analist tarafından sıkça eleştirilmişti. Tron ağı üzerinde bulunan USDT miktarının toplam değeri Tron’un piyasa değerini aşınca birçok analist tehlike çanlarını çalmıştı.

Güncel rakamlara bakıldığında 10 milyar $ piyasa değerini aşan Tether’ın büyük kısmı halen Ethereum üzerinde bulunuyor. ERC-20 USDT piyasa değeri 6 milyar $’dan fazla iken Tron üzerinde bulunan USDT miktarı neredeyse 2.9 milyar $ değerinde. Buna karşılık Tron ağının piyasa değeri 1.2 milyar $ seviyelerinde bulunuyor. Buradan hareketler Tron’un piyasa değerinin 2 katından çok daha fazlası değerinde USDT ağ üzerinde bulunuyor.

Tron’dan Ethereum’a Geri Dönülüyor

Son günlerde Whale Alert tarafından duyurulan büyük USDT transferlerinin Tron ağından Ethereum ağına geçiş olduğu Tether CTO’su Paolo Ardoino tarafından açıklanmış durumda.

Bildiğiniz üzere TRC-20 üzerindeki USDT’lerin transferi için birçok borsa tarafından komisyon talep edilmemekte. Bu kullanım rahatlığına rağmen Tron ağından mevcut trafiğe rağmen Ethereum ağına geri dönüş kafalarda büyük soru işaretleri uyandırmış durumda.

Konu ile ilgili olarak Tether tarafından herhangi bir açıklama gelmezken, Tron üzerine geçirilen USDT’lerin Ethereum ağına çekilmesi önümüzdeki dönemde yeni bir gündem oluşturabilir.

 

Visa dijital paralar için yoğun mesai harcıyor gibi görünüyor. Visa USA tarafından yayınlanan blog yazısında dijital paralar ile ilgili oldukça önemli açıklamalar bulunuyor.

Yayınladığı blog yazısında dijital paralar hakkındaki görüşlerini bildiren Visa, dijital paraları nakit paranın özel anahtarlarla kontrol edilen dijital versiyonları olarak tanımlamakta. Bu para birimlerinin ilk örneğinin Bitcoin olduğunu belirten Visa, bugünlerde farklı kripto paraların da öne çıktığından bahsetmekte.

İtibari para birimlerinin desteği ile oluşturulan stablecoinlerin “ödeme” noktasında büyük bir inovasyon olduğunu belirten blog yazısı, dijital para birimlerinin avantajını itibari para birimleriyle birlikte çalışması olarak tanımlıyor.

Visa’nın hali hazırda düzenlenmiş dijital para platformları ile çalıştığı belirtilirken, Coinbase ve Fold’un isimleri yazıda geçmekte. Dünya çapında 25 farklı platform ile çalıştığının altını çizen Visa, bu şirketlerin servislerini Visa ağı ile birlikte çalışır hale getirerek “Visa” kartın geçerli olduğu her yerde ödeme hizmeti sağladıklarını belirtmekte.

Fast Track programı ile birlikte birçok platformun ödeme hizmetlerini kolaylaştırmak ve ödeme sırasında kullanıcı fonlarını gerçek zamanlı olarak değiştirmeye yarayan “Visa Direct” ile entegre ettiğinden bahseden Visa, hizmetlerinin dijital cüzdanları daha işlevsel hale getirdiğinin altını çizdi.

Anchorage’e Yatırım Yapıldı

Visa blockchain teknolojisini ve sektörü uzun zamandır yakından takip ettiğini belirtirken, geçtiğimiz dönemde güvenlik altyapısı hizmetleri geliştiren Anchorage’e yatırım yaptığını açıkladı.

Yaptıkları araştırmalar ile önemli inovasyonların ortaya çıktığının altını çizen Visa, Zether ve FlyClient isimli projelerden de bahsetmeyi unutmadı. İki projenin de amacının dijital paraların ölçeklenebilirliğini ve offline işlem yapabilme özelliğini geliştirmeye çalıştığını açıkladı.

Düzenleyici Kurumlarla Görüşüyor

Düzenleyici kurumların dijital paralar ile ilgili endişelerinin olduğunu belirten Visa, bu sebeple kurumlarla sürekli olarak diyalog halinde olduğunu ve bu yöntem ile sorunların giderilebileceğine de değindi.

Bu noktada önümüzdeki dönemde de açıklamaları olacağını belirten Visa, kendi dijital parası hakkında bir yorumda bulunmadı. Ancak yayımlanan blog yazsında dijital varlık dünyası ile oldukça ilişkili olduğunu belirten Visa, merkez bankası dijital parası noktasıdna bile düzenleyici kurumlar ile iletişim halinde olduğunu belirtiyor.

Sizce Visa kendi dijital parasını cıkaracak mı?

Ülkenin merkez bankası olan Çin Halk Bankası, blockchain tabanlı finansal uygulamalar için bir dizi kurallar yayınladı.

Çarşamba günü Caixin tarafından yayınlanan habere göre kurallar, finans kurumlarının teknik, performans ve güvenlik olmak üzere üç standarta uyum sağlamasını gerektirdiğini dikte ediyor.

Bu standartlar, akıllı sözleşmeler, iş hacmi, yazılım, donanım ve gizlilik koruması gibi parametreler üzerindeki uygulamaları toplu olarak değerlendirecek. Bu girişim, raporlamalara göre finans kuruluşlarının başvuruları için üst düzey tasarım ve verimlilik oluşturmalarına yardımcı olmayı amaçlıyor.

Kurallar bankalar, brokerlar, varlık yönetim şirketleri ve ödeme firmaları için ve diğer finansal hizmet alanları için geçerli olacakmış gibi görünüyor. Şu anda, kamu bankaları ve teknoloji devleri de dahil olmak üzere, Çin’de blockchain tabanlı finansal uygulama hizmeti sunan 70’ten fazla yerel finansal hizmet şirket bulunmakta. Muhtemelen bu paylaşılan kurallar, her bir firma için geçerli olacaktır.

Çin hükümeti başlangıç olarak Kasım ayında blockchain için ulusal standartlar komitesi oluşturmuştu. Sonrasında ise teknoloji devleri Baidu ve Tencent’in yöneticileri de dahil olmak üzere komiteye 71 üye aldı. Hükümet attığı bu adımlar ile birlikte, “yüksek teknoloji yeniliğini” teşvik etmeyi ve blockchain uygulamalarının “yüksek kalitede gelişmesini” sağlamayı hedefliyor.

Bu durum ile ilgili, Shenzhen merkezli blockchain şirketi BankLedger’in CEO’su Shentu Qingchun, Global Times ile yaptığı bir söyleşide konu hakkında şunları söyledi: “Bu yeni kurallar, finansal kurumların bazı limitleri zorlamadan, blockchain teknolojisinin potansiyelini keşfetme konusunda önemli bir rol oynuyor.”

Geçtiğimiz haftalarda, Pekin belediyesinin yönetimi, önümüzdeki iki sene boyunca blockchain inovasyonu için bir merkez olma planını özetleyen 145 sayfalık bir rapor hazırlayıp hükümete sunmuştu.

Küresel blockchain sektöründe Çin’in liderlik seviyesi yükseliyor. Ve Çin, ülkedeki yatırımcılarına ve finansal hizmet sağlayıcılarına geleceğin blockchain teknolojisinde olduğunu göstermek için bu tarz adımlar atıyor. Sektörde yaşanan gelişmeleri göz önünde bulunduracak olursak Çin, bütün Dünya ülkelerine bir örnek teşkil etmeli.

Polkadot üzerine kurulan yeni bir proje, proof-of-stake ile Liquid staking işlemi yapma amacı ile, 600.000 dolarlık bir yatırım aldı.

Polkadot (DOT) üzerine inşa edilecek olan merkezsiz bir finans projesi, fikir birliği mekanizmasının bir parçası olarak staking miktarına bağlanacak likiditenin kullanıma sunulmasını amaçlıyor.

Stafi olarak adlandırılan proje, Polkadot ve potansiyel olarak diğer blockchain üzerinde likidite sağlamak istiyor.

Fikir birliği ile fon yatırmanın bir dezavantajı, likiditenin kilitli durumunda iken başka hiç bir şey için kullanılamamasıdır. Stafi tarafından uygulandığı şekilde “Liquid staking”, kullanıcıların fikir birliğine iterken aynı zamanda paraları üzerinde staking ödülleri sağlayacak. Ayrıca bu kullanıcılar tokenları ile işlem yapabilecek.

Stafi CEO’su Liam Young ve BitMax’in Asya iş geliştirme başkanı Bonna Zhu konu hakkında röportaj verdi. Zhu, Stafi’nin projeyi çeşitli şekilde destekleyen borsa geliştirme programına aday olduğunu açıkladı.

Stafi, BitMax’e bağlı olan geliştirici görevi gören Focus Labs, Spark Digital Capital ve B-Tech yatırımları ile birlikte 600.000 $’lık bir fon toplama turunu bitirdi. Ayrıca firma, öncelerinde Polkadot ekosisteminin geliştirilmesini destekleyen Web3 Vakfı’ndan hibe de almıştı.

Liquid Staking Nasıl Çalışıyor

Stafi, sınırlı miktarlarda olması dışında Ethereum’un çeşitli otomatik ürün takip protokollerine benzer bir şekilde çalışıyor.

Kullanıcılar, fonlarını, staking işlemlerini gerçekleştiren bir Stafi akıllı sözleşmesine yatırıyor ve kullanıcılar, havuzdaki paylarını temsilen rDOT (rToken) alıyor. Elde edilen bu token geri ödenebilir, transfer edilebilir ya da ticaret edilebilir bir haldedir.

Bu yaklaşım, altta yatan teminat ile bire bir orana sahip olması gereken DOT’ları temsilen sentetik bir token oluşturuyor. Bu yaklaşımın olası bir güvenlik açığı ise, temel hissenin doğrulayıcı bazlı hatalar sebebi ile “kesilme” durumu.

Young, yetersiz teminat gibi bir durumdan etkilenmemek için token’in “kesilme” durumunun yansıtılacağını açıkladı.

Teknik olarak söylemek gerekirse bu bir yeniden dağıtım. Tokenları, farklı doğrulayıcılara dağıtmak için algoritmalar başlatacağız. Eğer doğrulayıcılardan biri kesilirse tokenlar da kesilir.

Ancak Young, projenin en uygun şekilde çalışmaya devam etmesi için en iyi doğrulayıcı sistemi kurmak için özen göstereceğini belirtti. Ayrıca belki gelecekte “kesilme” durumuna karşı sigorta bile sağlanabilir.

Diğer DeFi Projelerini Desteklemek

rToken’ların ana kullanım durumlarından biri, merkezsiz borsalar ve borç verme protokolleri dahil olmak üzere diğer DeFi projelerinde bir teminat yaratmak olarak görünüyor.

Zhu, konu hakkında şunları söyledi:

Bunu elbette ödeme için kullanabilirsiniz. Ancak rToken’in ek borçlanma ve borç vermek için teminat olarak kullanılacağını düşünüyorum

Proje, geçtiğimiz günlerde Satara adında bir test ağı başlatmıştı. Ana ağ lansmanı Eylül ayı için planlanmış olsa dahi, Young kesin tarihin test ağının performansına bağlı olduğunu söyledi.

 

Kripto paraların halka açık blockchainleri 2020’de her zamankinden daha fazla yatırım aldı ve şimdiden 1.3 trilyon $’ı aştı.

Analiz firması Messari tarafından 21 Temmuz tarihinde açıklanan rakamlar, Bitcoin’in bu yıl 712 milyar dolar, Ethereum’un ise 147 milyar dolar transfer hacmine ulaştığını gösteriyor.

Blockchain Ödeme Sistemi Olarak Başarısız Değil

Piyasa değeri olarak lider olan Tether’de (USDT) dahil olmak üzere stablecoinleri destekleyen Ethereum ağı, toplamda 423 milyar dolar ek hacme sahip oldu. Kombine olarak stablecoinlerin işlem değerlerindeki bu büyüme takdire şayan. 2020 yılının ilk yedi ayında bu rakam toplamda 337 milyar $ kadar bir büyüme kaydetti.

Messari için, transfer hacminin genel sebebi, kripto para birimlerinin bir ödeme aracı olarak eski sistemler ile rekabet edemediği durumların kesin bir şekilde reddi olarak görünüyor.

Messari durumu, “Birçok kişi blockchain teknolojisinin ödeme sistemi konusunda başarısız olduğunu düşünüyor. Tipik argüman ise şu şekilde: ‘Bitcoin ile bir fincan kahve bile satın alamazsınız, bu nedenle bir ödeme sistemi olarak başarısız olmuştur.'” diye özetledi.

Bu argümanın yanı sıra, Bitcoin ve Ethereum gibi kripto para birimleri yüksek volatileden muzdarip durumdalar. Bu durum onların iyi bir ödeme aracı olmasına engel oluyor. Her iki argümanda yanlış değildir fakat sonuç son derece nettir.

image 1 - Bitcoin'in 2020 Yılındaki Hedefi 1 Trilyon $

Blockchain ağlarının transfer hacmi karşılaştırması. Kaynak: Messari / Twitter

Araştırmacı Ryan Watkins, blockchainleri visa gibi ödeme ağlarıyla karşılaştırmanın uygunsuz olduğunu düşündüğünü söyledi.

Daha iyi bir karşılaştırma yapacak olursak, Fedwire gibi itibari paraların bütününü kapsayan transfer hacim sistemleri örnek gösterilebilir.

Bu sistemlerin amacı, ödemeleri tamamen garanti altına almaktır, böylece alıcıyla anlaşma sağlanmadan risk altına girilmez.

İtibari Para Bağlarını Koparma

Kripto para birimi ödeme sistemleri hala keşfedilmekte. Hali hazırda birçok seçenek kripto para birimi banka kartları ile itibari paralar arasında bir “köprü” görevi görmekte.

Bunlar ile beraber, itibari para ekonomisine bağımlı herhangi bir etken, altta yatan altyapının merkezi kontrol şeması nedeni ile bozulmaya eğilimlidir.

Daha öncelerde bildirdiğimiz gibi, 2020 yılının Temmuz ayının başlarında Almanya’nın Wirecard ile ilgili aldığı karar geçici olarak Avrupa’da kripto kartlarının çalışmamasına sebep olmuştu.